"geldiğinizde" - Traduction Turc en Arabe

    • وصلتم
        
    • عندما تصل
        
    • أتيتم
        
    • عندما جئت
        
    • عندما تأتي
        
    • عندما وصلت
        
    • حين تصلان إلى
        
    • وصولكم
        
    • عندما تصلون
        
    • عندما أتيت إلى
        
    • عندما أتيتَ
        
    • عند وصولك
        
    • وعندما تصل
        
    • إلى الوسط
        
    • بلوغك
        
    Soruyorum, geldiğinizde ölmüş müydü? Open Subtitles قلت .. هل كان ميتا في ذلك الحين عندما وصلتم ؟
    (Kahkahalar) Ama zamanda dokuzunca bloğa geldiğinizde, şu solunum yolunun sinsityal virüsünü görüyorsunuz. TED ضحك عندما تصل إلى الكتلة التاسعة ستلاحظ وجود فيروس المِخْلَوِيّ التَّنَفُّسِيّ
    Şimdiye dek eşi görülmemiş bir süper kahraman ekibi oluşturmak için beşiniz bir araya geldiğinizde şansın önemi yoktur. Open Subtitles الحظ ليس لديه شىء ليفعله لقد أتيتم معا أنتم الخمسة لتكونوا مجموعة من الأبطال كمن قبلكم
    O gece kafeye geldiğinizde, size çok kaba davrandım, değil mi? Open Subtitles عندما جئت إلى المقهى هذه الليلة لقد كنت وقحة جداً ، أليس كذلك ؟
    Bir daha mahkeme salonuma geldiğinizde, bir avukat gibi giyineceksiniz. Open Subtitles عندما تأتي إلى قاعة محكمتي ثانيةً يجب أن تبدو كمحامي
    Bu güzel toplantıya geldiğinizde, hepsi kulağımı... Tanrı manrı diye aşındırıp duruyordu. Open Subtitles عندما وصلت ، كانت هذه الجموع تثرثر عن لورد صالح وأعماله الطاهرة
    Patikadan ayrılmayın. Yol ayrımına geldiğinizde, sola sapın, tamam mı? Open Subtitles فقط إبقيا على المسار حين تصلان إلى مفترق طرق، توجها ناحية اليسار، مفهوم؟
    Size, buraya geldiğinizde 5000 Rupi vereceğimi söylemiştim. Open Subtitles لقد تعهدت بدفع 5000 روبية عند وصولكم إلي هنا.
    - Buraya geldiğinizde, Wraith'ler derin uykudaydı, değil mi? Open Subtitles عندما وصلتم هناك الأشباح كانوا داخلين في سُبات ، أليس كذلك؟
    Eve geldiğinizde, ruhları çekmeyi başarabildiniz mi? Open Subtitles وعندما وصلتم إلى المنزل هل تمكنتم من تصوير الأشباح
    Buraya geldiğinizde her birinize verdiğim sözleri unutuyorum. Open Subtitles و أنسى الوعود التي قطعتها لكلٍّ منكم عندما وصلتم
    1954 yılbaşına geldiğinizde haber verin. Open Subtitles أعلمني عندما تصل إلى عشيةالسنةالجديدة1954.
    Masaya geldiğinizde, seçmeler için geldiğinizi söyleyin. Open Subtitles عندما تصل للمكتب أخبرهم أنك هنا لمراجعة الحسابات
    Geçen sefer şehre geldiğinizde sana o tuğlayla vurduğum için kusura bakma. Open Subtitles آسفة لأنني ضربتك بالحجر حين أتيتم المرة الماضية
    İlk geldiğinizde oğluma yardım edeceğinizi bilmiyordum. Open Subtitles أنا لم أعرف بأنك كنت تحاول مساعدة إبني عندما جئت
    Her sene buraya geldiğinizde, yüzünüzdeki memnuniyet gülümsemesi. Open Subtitles ابتسامة التقدير منك عندما تأتي هنا كل عام
    Bu güzel toplantıya geldiğinizde, hepsi kulağımı... Tanrı manrı diye aşındırıp duruyordu. Open Subtitles عندما وصلت ، كانت هذه الجموع تثرثر عن لورد صالح وأعماله الطاهرة
    Hiçbir şey. Sadece geldiğinizde hepimiz burada olmak istedik. Open Subtitles لا شيء ، رغبنـا جميعـا أن نكون هنـا حين تصلان إلى المنزل ، هذا كـل شيء
    Yaklaşık üç saat ama görünüşe göre siz geldiğinizde çoktan gitmiş olurlar efendim. Open Subtitles ما يقرب من ثلاث ساعات، ولكن حسبما أرى سيكونو قد رحلوا قبل وصولكم بوقت طويل يا سيدي
    First Avenue Köprüsü'nde olun. geldiğinizde, arayıp teslimat yerini söylerim. Yanlış yaparsanız, biz de kıza yanlış yaparız. Open Subtitles تحركوا باتجاه الجسر عندما تصلون إلىا هناك سأخبركم بالمنطقة المحددة إذا تلاعبتم سنقتلها
    Buraya ilk geldiğinizde aldığınız hasarlar çok ciddiydi. Open Subtitles أنك كنت تعاني من جروح خطيرة عندما أتيت إلى هنا
    Dişlerinizin arasında bir parça insan etiyle buraya geldiğinizde bir tür sessiz anlaşmaya vardık. Open Subtitles ‫عندما أتيتَ إلى هنا ‫وأسنانك يتخللها لحم إنسان... ‫أبرمنا صفقة ضمنية
    Diğer keşişlerle olay yerine geldiğinizde, elinizde bir felaket olduğunu biliyorsunuz. TED عند وصولك والرهبان الآخرين إلى مكان الحدث، تعرف أن هنالك كارثةً قد حدثت أمامك.
    Ve çok fazla ekonomik gücü kontrol ettiğiniz bir noktaya geldiğinizde, emrinde olan tüm silahları kullanırsın. TED وعندما تصل إلى نقطة تتحكم فيها بأغلب القوى الاقتصادية، تستخدم جميع الأسلحة التي تملكها.
    Beyzbol oynamak için bir araya geldiğinizde, hemen, iki rakip takımlasınızdır. Birisi savunma oynar, diğeri hücum, birisi alanda daha da ileri gitmeyi dener. TED وعندما تجتمعون للعب البيسبول, ستواجه حالاً فريقين متخاصمين, الأول يلعب هجوم , والثاني دفاع, أحدهم يحاول التقدم إلى الوسط الملعب.
    Ama otuzlarınıza geldiğinizde herkesin geçmişten gelen bir yükü olduğunu anlarsınız hemen. Open Subtitles لكن بوقت بلوغك الثلاثينات ، فستعرف بسرعة أن الجميع قد حصل على ثِقله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus