Ailen aslında senin geleceğin için açtırdıkları bir hesapla yaşıyorlardı | Open Subtitles | ابويك لم يتركو اي حساب لمستقبلك |
Geçmişine bağlı yaşamak, geleceğin için iyiye işaret değildir. | Open Subtitles | الانحياز للماضي لا يبشر بخير لمستقبلك |
geleceğin için heyecan verici planları var. | Open Subtitles | ولديهم بعض الخطط المثيرة لمستقبلك |
Yakın bir zamanda iyileşirse, geleceğin için daha iyi olur. | Open Subtitles | عندما تعالجها سوف تصبح افضل ان هذا لأجل مستقبلك |
Disiplin komitesinin önünde geleceğin için savaşacaksın, canım. | Open Subtitles | عزيزتي,انت تقاتلين لأجل مستقبلك أمام لجنة تأديبية |
Ekonomi seni devirdi mi? Strese mi girdin? geleceğin için endişeleniyor musun? | Open Subtitles | الإقتصاد نزل الى الأسفل,متوتر قلق على مستقبلك |
geleceğin için endişeleniyordum, Nathaniel. | Open Subtitles | لقد كنت قلقاً على مستقبلك يا ناثانيل. |
Bildim bileli Kaptan Flint'in buranın geleceği için, senin geleceğin için ne kadar önemli olduğunu söyler durursun. | Open Subtitles | لطالما أستطيع أن أتذكر، أنتِ لقد أخبرتني كم أن القبطان (فيلنت) مهم لمستقبل هذا المكان، لمستقبلك |
Hayır, bunu senin için yaptım, geleceğin için. | Open Subtitles | لا ، فعلتها لأجلك لأجل مستقبلك |
Jack'ın alıp götürmemesi için müdahale ettim ve sonra her gün senin geleceğin için mücadele ettim. | Open Subtitles | لقد تدخلت حتى ( لا يسلبها منك ( جاك ومنذ ذلك اليوم, وأنا أحارب لأجل مستقبلك |
geleceğin için endişelenme. | Open Subtitles | لا تقلقي على مستقبلك |