"gelişmekte olan ülkelerde" - Traduction Turc en Arabe

    • في الدول النامية
        
    • في البلدان النامية
        
    • في العالم النامي
        
    • الأسواق الناشئة
        
    Kural, bir ürünün ortalama 10 yıllık gecikme sonrası gelişmekte olan ülkelerde satışa çıkması şeklindedir, ki o da satışa çıkarsa. TED القاعدة هي حوالي 10 سنوات من تأخير لمنتج جديد حتى يذهب إلى السوق في الدول النامية ، إذا قدر له الذهاب.
    gelişmekte olan ülkelerde milyarlarca insan var ve onlara kapılarını açmaya hazır tek bir şehir bile yok. TED هناك البلايين من الناس في الدول النامية ممن لا يوجد لديهم حتى ولو مدينة واحدة ترحب بهم.
    RNG: gelişmekte olan ülkelerde hayat kurtaran derneklere yapılan bağışların eksiltilmesi. TED ريبكا: الإحجام عن التبرع لجمعيات الحفاظ على الحياة الخيرية في الدول النامية.
    Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde sahteciliğe rastlanıyor. TED من ثم، هناك تقليد المنتج في البلدان النامية.
    Son dört yıldır içinde gelişmekte olan ülkelerde dünyanın yeni enerji üretim kapasitesi geri dönüştürülebilir oldu. TED في كل من السنوات الأربعة الماضية نصف طاقة العالم المتولدة ,كانت قابلة للتجديد خاصة في البلدان النامية مؤخراً.
    70'lerde, ulusal parklara yatırım yaptık. Bu da bizi özellikle gelişmekte olan ülkelerde gördüğümüz ve hatalı olduğunu düşündüğüm "her ne pahasına olursa olsun büyüme" fikrinden uzak tuttu. TED في سبعينيات القرن الماضي، استثمرنا في الحدائق الوطنية، مما أبقانا بعيدًا عن المنطق الخاطئ للنمو والنمو والنمو بأي ثمن الذي نرى أن الآخرين يسعون لتبنيه خصوصاً في العالم النامي.
    Ve bu gelişmekte olan ülkelerde çok ilginç olacaktır. TED وسيكون هذا مثير للإهتمام بشدة في العالم النامي.
    Hâlen, gelişmekte olan ülkelerde bir milyardan fazla akıllı telefon var. TED ويوجد حالياً أكثر من مليار هاتف ذكي في الأسواق الناشئة.
    gelişmekte olan ülkelerde, bu nüfusun üçte biri varoşlarda yaşıyor. TED في الدول النامية ثلث السكان يعيشون في العشوائيات.
    Evde bakım gelişmiş ülkelerde de işler, gelişmekte olan ülkelerde de. TED تنجح الرعاية المنزلية في الدول المتقدمة وأيضاً في الدول النامية.
    gelişmekte olan ülkelerde plastiğin geri kazanımı yakılmasıyla olur, ki bu da akıl almaz derecede zehirli kimyasalların açığa çıkmasına ve yine insanların ölmesine neden olur. TED ومن ثم يعاد تصنيعها في الدول النامية مما يعني .. ان رماد البلاستيك الناتج عن حرق المواد البلاستيكية .. سوف يطلع كميات هائلة من المواد الكيميائية السامة .. وهو مرة أخرى .. سوف يقتل الناس
    gelişmekte olan ülkelerde ise pek çok insan benim Amerika'da sahip olduğum tıbbi bakıma, eğitime ya da fırsatlara aynı düzeyde sahip değil. TED إن الكثيرين ممن يصابون بتلك العدوى في الدول النامية ليس لديهم نفس المستوى من الرعاية الطبية أو التثقيف أو الفرص التي قد حظيت بها في أمريكا.
    Büyük genişleme, gelişmekte olan ülkelerde oldu. TED كان الإنتشار الكبير/الواسع في الدول النامية.
    Temiz su kaynaklarına erişememek, gelişmekte olan ülkelerde beş yaşın altındaki çocukların ölümüne neden olmakta ve UNICEF her gün yaklaşık 3.000 çocuğun su kaynaklı hastalıklardan öldüğünü söylüyor. TED عدم الحصول علي مياه نظيفة سبب أساسي لموت العديد من الأطفال تحت سن الخامسة في الدول النامية. ووفق تقدير اليونيسيف، 3000 طفل يموتون يومياً بسبب أمراض متعلقة بالمياه غير النظيفة.
    Ayrıca su ile ilgili birçok araştırma okudum ve gelişmekte olan ülkelerde güneş dezenfektesi veya SODIS olarak isimlendirilen bir yöntemin suyu saflaştırmak için kullanıldığını öğrendim. TED قرأت العديد من الأوراق البحثية المتعلقة بالمياه في الجرائد، و تعلمت أنه في الدول النامية حالياً، يوجد شيء يسمي التنقية الشمسية أو سوديس يستخدم في تنقية المياه.
    Liderler ve gelecekteki birçok genç lider için ne kadar güzel bir fırsat, özellikle gelişmekte olan ülkelerde. TED يالها من فرصة للزعماء والقادة الشبان للمجيء، خاصة في البلدان النامية.
    Bunların çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde ve ekseriyetle de Afrika'da. TED أكثرها في البلدان النامية ، والأغلبية في أفريقيا.
    Özellikle gelişmekte olan ülkelerde karmaşık problemlerin halledildiğini gösteren başarı hikâyeleri duymak istiyor. TED يرغبُ في سماع قصص النجاح في التعامل مع القضايا المعقدة، خصوصاً في البلدان النامية.
    Bu kızlarla ilgili asıl ilginç olan şey, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde yayılan bir sosyal devrimin de göstergesi olarak, evlenmemiş olmalarıdır. TED والشيء المدهش عنهن انهن علامة فارقة للثورة الاجتماعية التي تحدث في العالم النامي اذ ان هذه الفتيات لسن متزوجات
    Benzer fikirler örneğin gelişmekte olan ülkelerde cibinlik dağıtılması ile ilgili kilit kişileri seçmekte kullanılabilir. TED و أفكار مشابهة يمكن إستخدامها ، مثلاً لأستهداف أشياء مثل الناموسيات في العالم النامي
    Ama gelişmekte olan ülkelerde görüşemezsiniz bir fabrikaya elinizde defterle gidemezsiniz ve söyleşi için işçiler çıkıp gelemezler. Open Subtitles من فضلك إجتمع معنا. وقلنا إننا سوف نفعل. ولكنك لاتستطيع التقابل في العالم النامي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus