Burada gördüğünüz şema, biliyorum bir tür spor oyunu taktiği gibi görünüyor, fakat aslında bu benim ilk geliştirdiğim bakteri yazılımının taslağı. | TED | الآن، المخطط الذي ترونه هنا، أعلم أنه يبدو كنوع ما من الألعاب الرياضية، ولكنه في الحقيقة مخطط لأول برنامج بكتيري قمت بتطويره. |
Tedavi ettiğim bir karabasan için geliştirdiğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئ قمت بتطويره من اجل احد الاشباح الذي اقوم بمعالجتهم |
Bakın, kendim koltuğu kullandığım zaman geliştirdiğim programda düzenlemeler yaptım. | Open Subtitles | أنظر أنا قمت بتحسينات للبرنامج الذى طورته حين إستخدمت المقعد |
Security Concepts'in yedek almaşığı olarak geliştirdiğim program? | Open Subtitles | والذي طورته بنفسي في قسم مفهوم الأمن كخطة للطوارئ ضد أشياء من هذا القبيل |
Yakın zamanda geliştirdiğim bir numara var, tamamen bununla ilgili, bir an. Ve bir yaratıcı sanatçı olarak yaptığım şey hareket eden nesnelerin sözcüklerini veya dillerini geliştiririm. | TED | هناك قطعة طورتها مؤخراً , وكان كل شيء حولها لـ لحظة. ومافعلته كـ فنان مبدع هو اني طورت مفردات ولغات حركة الاجسام |
Yeni geliştirdiğim bir uygulama. | Open Subtitles | آلة حِساب الإبتهاج. تطبيق جديد قمتُ بتطويره. |
Bu arada, hastalarım için geliştirdiğim basit kişilik testine bir bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | خلال هذا الوقت، أودّ منكِ المشاركة في إختبار شخصية سهل قمت بتطويره لمرضاي. |
Bu küçük Fadela numarası benim Annexia başkanına baş hekimlik yaptığım sırada geliştirdiğim bir oyundu. | Open Subtitles | شخصية (فضيلة) هي شيء قمت بتطويره خلال فترة منصبي كطبيب رئيس "وزراء "أناكسيا |
(Köpek havlaması) (Köpek havlaması ve yay sesi) Bu da Baltimore'da UMBC Görüntüleme Araştırma Merkezinde geliştirdiğim yeni bir tür zoetrop. | TED | (نباح كلب) (صوت كلب ينبح وزنبرك مضغوط يتحرر) وهذا نوع جديد من الزويتروب قمتُ بتطويره في مركز أبحاث التصوير في جامعة ماريلاند في مقاطعة بالتيمور. |
Böyle durum için geliştirdiğim bir Robocop programım var efendim. | Open Subtitles | والذي طورته بنفسي في قسم مفهوم الأمن كخطة للطوارئ ضد أشياء من هذا القبيل |
O benim lisede kızları tavlarken geliştirdiğim bir taktik. | Open Subtitles | إنه تكتيك طورته في المدرسة الثانوية لأحصل على الفتيات |
- Yıllardır geliştirdiğim ufak bir zihinsel bir yöntem. Düşüncelerimi susturabiliyorum. | Open Subtitles | وهذا النظام الطبي قد طورته خلال السنوات الماضية |
Aslında belkide basit bir yaşam sisteminin ne olabileceğini sıralamak için geliştirdiğim kavramların kullanımı olmalıdır.'' | TED | في الواقع رُبما استفاد من المفهوم الذي طورته فقط من اجل الوصول لربما ، ماهية نظام الحياة البسيط." |
geliştirdiğim bir aşı yüzünden insanlar öldü. | Open Subtitles | اللقاح الذي طورته قتل الناس |
Şimdi, size orijinal tekniklerden bazılarını göstereceğim. Bunlar kendi geliştirdiğim çalışmalardan geliyor. | TED | الان, سأريكم بعض المهارات الاصلية التي طورت منها مهاراتي , حسنا |
Bu konuya odaklanmış bir araştırmayla yıllar içerisinde geliştirdiğim bir teknik. | Open Subtitles | التقنية التي طورت لمدة سنوات من البحث المركّز العالي. |
Siz de herhangi bir ayakkabı kutusunu alıp toprak ve su ekleyerek -mülteciler için geliştirdiğim bu tekniği deneyebilirsiniz- mısır, fasulye, balkabağı ve soğan yetiştirebilirsiniz. | TED | يمكنك أن تأخذ علبة كرتون لنقل الأحذية يمكنك إضافة الماء -- طورت هذا لمجتمع اللاجئين -ـ الذرة والفول ، والقرع ، والبصل |
Cahilliğimi gizlemek için geliştirdiğim yetenekler bu alanda iş görmüyordu. | TED | فالمهارات التي طورتها لأخفي أميتي لم تعد صالحة فى هذه البيئة. |
Bu, yıllar önce bu laboratuarda geliştirdiğim bir teknik. | Open Subtitles | هذه تقنية طورتها منذ سنوات في هذا المختبر بالذات. |
Olay yeri incelemecinin, yüz yapısına ilişkin kendi bilgilerini kullanarak resmin parçalarını birleştirmek için kısıtlı tanımlama kullanması gibi geliştirdiğim bu resim algoritması da evrende madde gibi görünen resme bizi yönlendirmesi için bizim kısıtlı teleskop verilerini kullanmaktadır. | TED | وبصورة مشابهة لكيفية عمل رسام الطب الشرعي حيث يستخدم أوصاف محددة لتركيب صورةٍ ما مستخدمين معرفتهم بتركيب الوجه، فإن خوارزمية الصور التي طورتها تستخدم بيانات التليسكوب المحدودة لكي تدلنا على الصورة التي تطابق ما هو موجود في كوننا. |