"gelmemişti" - Traduction Turc en Arabe

    • لم يأتي
        
    • يأت
        
    • يأتِ
        
    • لم يخطر
        
    • حان أجلها
        
    • يحن
        
    • ولم يأتي
        
    • لي هذا من قبل
        
    • لم يأتى
        
    • المممكن ان
        
    "Zavallı Serçe"de başroldeydim, ama kimse benim için gelmemişti. Open Subtitles لقد كنت بدور البطولة في العصفور المسكين و لم يأتي لي احد
    Sanırım asıl dansçı gelmemişti. Open Subtitles أعتقد أن راقص الفقاعات لم يأتي
    Kasabama böyle bir şey daha önce hiç gelmemişti. TED لم يأت شيء كهذا أبدًا إلى بلدتي من قبل.
    Fakat o günde, dadılık ajansında bir karışıklık olmuş ve bana bakmak için hiç kimse gelmemişti. Open Subtitles ولكن ذات صباح معين حدث سوء تفاهم بدار مربيات الأطفال ولم يأت أحد ليرعاني.
    Çok güçlü titreşimler alıyorum kukuletalı adam restoranı soymaya gelmemişti. Open Subtitles لديّ شعور خطير بأن صاحب القبعة لم يأتِ لسرقة المطعم ماذا كان يفعل إذاً؟
    Nedense annemin de bir kadın olduğu aklıma hiç gelmemişti. Open Subtitles بطريقة ما, لم يخطر ببالي ابداً أن أمي امرأة أيضا
    Zamanı gelmemişti. Open Subtitles لمْ يكن قد حان أجلها
    O zaman, onun vakti gelmemişti şimdi de, senin ki gelmedi. Open Subtitles لميكنقد حانوقتها... كما لم يحن وقتك ِ أنت أيضاً
    - Beni romantik bir hafta sonu geçirebilmek için Portage gölüne davet etmişti, ama gelmemişti. Open Subtitles إلهي، إنها تبدأ بحرف الـ "أ" لقد دعاني إلى بحيرات بورتاج لقضاء عطلة رومانسية وبعدها لم يأتي
    Evet. 10 gün önce işe gelmemişti. Open Subtitles أجل، لم يأتي للعمل قبل عشرة أيام
    Berbattı. Kedimin sünnet düğününe bile gelmemişti. Open Subtitles هل تعرف أنهُ لم يأتي الى تطعيم قطتي
    Diplomatlar aracılığıyla da yapabilirdi bunu, ama yıllardır buraya gelmemişti, ve şimdi ben kral olduğuma göre, sanırım bana bir ziyarette bulunmak istiyor. Open Subtitles كان بالامكان ان تتم عن طريق الدبلوماسيون ولكنه لم يأت لهنا منذ سنين ,وبما انني الان الملك اعتقد بأنه يريد ان يزورني
    Ama en kötüsü daha gelmemişti. Open Subtitles لكن الأسوأ كان ما زال لم يأت بعد
    Yöneticiye haftalardır musluğu tamir etmesini söylüyordum ama bir türlü gelmemişti. Open Subtitles حنفيّتي. لأسابيع، كنتُ أطلب من المُشرف على مبناي أن يُصلح حنفيّتي، لكنّه لمْ يأتِ.
    O gece özür dilemek için gelmemişti, değil mi? Open Subtitles لمْ يأتِ للإعتذار إليكِ في تلك الليلة، أليس كذلك؟
    Heru-ur nesiller boyu Juna'ya gelmemişti. Open Subtitles (هيرو-آر) لم يأتِ لـ(جونا) منذ عدة أجيال
    Hiç aklıma gelmemişti ki onca yıldan sonra memleketim hala Kore’ydi. TED لم يخطر على بالي بعد هذه السنوات، أن كوريا ما زالت هي الوطن.
    Zamanı gelmemişti. Open Subtitles -لمْ يكن قد حان أجلها
    Çok garip. Henüz zamanı gelmemişti. Open Subtitles غريب ، لم يحن الوقت بعد
    ...ve kimse beni aramaya gelmemişti. Open Subtitles اهلاً ؟ ولم يأتي احد لايجادي ؟
    Bu daha önce hiç başıma gelmemişti. Open Subtitles لم يحدث لي هذا من قبل.
    Bizi görmeye kendisi gelmemişti çünkü çok yüksek nüfuzlu ve güçlü birisiydi. Open Subtitles هو لم يأتى لمقابلتنا لأنه كان شخصيه رفيعه المستوى
    O, Nobel törenine bile gelmemişti. Open Subtitles ومن المممكن ان يحصل على جائزة نوبل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus