Buraya gelmeyi bırakıp senin elindekileri almak isteyenlerle aynı kişiler olsa gerek. | Open Subtitles | الّذين توقفوا عن المجيء إلى هُنا ويريدوا أن يأخذوا ما هو ملكِ |
gelmeyi çok isterdim ama ameliyatlarım çok öncesinden ayarlanıyor yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | سأحب المجيء, ولكن جراحاتي محجوزة مقدماً لوقت بعيد وليس هناك ما أستطيع فعله |
İşte bu yüzden böyle evlere gelmeyi seviyorum... kabul görmeyi. | Open Subtitles | هذا ما أحبه في القدوم إلى منزلٍ مثل هذا التقبل |
Başka hiç kimse Hindistan'a gelmeyi düşünmedi bile. | Open Subtitles | لا أحد غيرك كان راغباً في القدوم إلى الهند. |
Beklemekten nefret ederim; bu yüzden başlamadan üç dakika önce gelmeyi planlıyordum. | Open Subtitles | أتأخر في الحضور لما قبل 3 دقائق لأني أكره الانتظار في الداخل.. |
Bugün sizi buraya Lavon ve George gelmeyi reddettiği için çağırdım. | Open Subtitles | لقد طلبت منكم المجئ هنا اليوم لأن لافون و جورج رفضوا |
Doha'ya gelmeyi seviyorum. Burası o kadar uluslararası bir yer ki. | TED | أحب المجيء إلى الدوحة , إنها مكان عالمي |
Bu hastaneye gelmeyi ben istemedim, ağabeyimin ısrarıyla geldim. | Open Subtitles | لم أرد المجيء إلى هذه المؤسسة، لكن أخّي أصرّ |
gelmeyi, görüşmeyi kesti. Sonra Ronnie gelmekten vazgeçti. | Open Subtitles | توقفَت عن المجيء و توقفَ رودني عن زيارتي |
Bunu duyduğumda türbeye gelmeyi hiç istemiyorum. | Open Subtitles | عندما أسمع ذلك لا أرغب في المجيء إلى الضريح |
Hatta o kadar önemli ki Şükran Günü için neden eve gelmeyi istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | أظن أنه مهم جداً لدرجة أنني لا أعلم لم .تريدين القدوم للمنزل في عيد الشكر |
Sanırım şimdi hatırladım neden buraya gelmeyi bıraktığımızı. | Open Subtitles | لقد تذكرت لماذا توقفنا عن القدوم إلى هنا. |
Buraya gelmeyi seviyorum. Çok özgür hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أحبّ القدوم إلى هنا أشعر بمنتهى الحريّة |
Ona, bizimle Beyaz Kale'ye gelmeyi isteyip istemediğini sorabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع أن تسألها إذا كانت تريد الحضور معنا إلى القلعة البيضاء |
Ona, bizimle Beyaz Kale'ye gelmeyi isteyip istemediğini sorabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع أن تسألها إذا كانت تريد الحضور معنا إلى القلعة البيضاء |
Her torun bulunmuş değil ve herkes de gelmeyi tercih etmiyor. | Open Subtitles | لا يمكن إيجاد كل السلالات ولا يختار الجميع المجئ إلى هنا |
Senin bu kadar yakına gelmeyi başararak beni şaşırttığını söylemek zorundayım. | Open Subtitles | عليّ الإعتراف، بأنني مُنذهل لأنك خطَّطت للمجيء عن قرب |
Tanrım, benim doktorum bırak kitap partime gelmeyi evime bile gelmez. | Open Subtitles | طبيبي لن حتى إجراء مكالمات المنزل، ناهيك عن حضور حفل الكتاب. |
- Ben asla Rumspringa' ya gelmeyi istemedim, ama babam görevlendirdi. | Open Subtitles | لم اكن اريد ان أتي من اجل الرومسبيرنقا لكن ابي اجبرني |
Sabahları erken kalkamıyorsan eve bu kadar geç gelmeyi bırakmalısın ve... | Open Subtitles | عليك التوقف بالقدوم الى المنزل متأخر ,اذ لم تستطع النهوض بالصباح. |
Ben o kitabi birşeylerle uğraşması için verdimki bize gelmeyi bıraksın ama şuna bakarsan bizim başımızı ağrıtıor. | Open Subtitles | أعطيته شيئاً ليفعله حتى يتوقف عن المجىء الى هنا ليزعجنا |
Buraya gelmeyi bırakamaz mısın? | Open Subtitles | مُمْكِنُ أَنْ تَتوقّفَ عن المجيئ الي هنا؟ |
Buraya gelmeyi çok severim. Çok huzur dolu ve sessiz. | Open Subtitles | احب ان اتي الى هنا انه يبدو مكاناً هادئ ومسالماً |
Evimde elektrikler kesik ve evde tek başıma kalmak istemedim. Sonra buraya gelmeyi düşündüm. -Charlie nerede? | Open Subtitles | لقد قطعت الكهرباء في منزلي ، ولم ارد ان اكون في المنزل وحيدة ، لذا فكرت بأن آتي إلى هنا. |
Buraya gelmeyi birkaç gün önce düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت متردداً بالمجئ الى هنا في اليومين الماضيين |
Sonra bir kamyona otostop çekmeyi başardım, ama konuşmaya daldığımız için çıkışı kaçırdık, ve sonra buraya kadar gelmeyi istemedi. | Open Subtitles | ثمَ تمكنتُ من الركوب معَ سائق شاحنة لكننا بدأنا بالحديث و أخطأنا في المَخرَج ثُم لَم يُرِد أن يأتي إلى هُنا |
Biliyor musunuz, balayımızda buraya gelmeyi planlamıştık. | Open Subtitles | أتعلم, لقد كنا نخطط للحضور هنا لقضاء شهر عسلنا |