Maddie bu fenomeni yeni bir senaryoya genişletmek için ısıyı kullanıyor. | TED | قامت مَادِي باستخدام الحرارة لتوسيع نطاق هذه الظاهرة نحو سيناريو جديد. |
İnsanlar daha uzakları görmek isterse bakış açısını genişletmek için tepeye çıkarlar. | Open Subtitles | عادةً لو أراد الناس الرؤية لمسافة بعيدة فإنهم يتسلقون جبلاً لتوسيع منظورهم |
Çünkü komşu karınca kolonileri imparatorluklarını genişletmek için sürekli saldırılar düzenler. | Open Subtitles | لأن مستعمرات النمل المجاورة الذي يتطلّع لتوسيع إمبراطوريته يتأهّب للهجوم دائمًا |
Birçok şey gerçek, bu yüzden görsel efektleri yarattığımız dünyayı genişletmek için kullanıyoruz. | Open Subtitles | المشاهد حقيقية لذا فإن المؤثرات البصرية نحن نستخدمها لتمديد العالم الذي صنعناه |
Ben çocukken, babam Collins ailesinin imparatorluğunu genişletmek için bizi Yeni Dünya'ya götürdü. | Open Subtitles | أثناء طفولتي أخذنا أبي للعالم الجديد ليُضخم إمبراطورية "آل "كولينز |
Kabul kararı çıkarsa Ark'ın 209 vatandaşı altı aydan az kalan yaşam kaynaklarını genişletmek için kurban edilecektir. | Open Subtitles | التصويت يكون في صالح (إعدام 209 من الـ(آرك من شبكة المؤن من أجل زيادة خدمة دعم الحياة .لهؤلاء الذين سيظلون 6 شهور .. |
Bunu genişletmek için, bir nehre ihtiyacınız var, ya da bir otobana, telefon hattına ihtiyacınız var. | TED | ولكن من أجل توسيع ذلك النّطاق , فإنك تحتاج إلى النهر , أو تحتاج الى الطريق السريع , أو تحتاج خطوط الهاتف. |
Neden? Çünkü bir işi genişletmek için gereken teşvikleri anlamanız için gereken bilgi, insanları, o endüstrideki özel sektör aktörlerini dinlemenizi gerektirir. | TED | لماذا؟ ﻷن المعرفة هي المطلوبة لتفهم والتي تلزمك لتحفزك لتوسيع أعمالك، يتطلب عليك الإسمتاع إلى أشخاص، ممثلي القطاع الخاص في تلك الصناعة. |
Mikro kredi, piramidin altındakilerin finansal erişimlerini genişletmek için çok iyi ve yenilikçi bir yol oldu. | TED | كانت القروض الصغرى جيدة، وطريقة مبتكرة لتوسيع الاستفادة من التمويل لصالح أسفل الهرم. |
Ve cazibenin tehlikelerinden kaçınmak için ve cazibeye karşı duyduğunuz minnettarlığı genişletmek için yollar var. | TED | وهناك طريقة لتفادي خطورة الابهار وطريقة لتوسيع تقديركم لها |
Yağmur sonrası koloni toplanır, yuvalarını genişletmek için ıslak toprağı kullanırlar. | TED | باستخدام السُّم. بعد هطول الأمطار، تجتمع المستعمرة معًا، وتستخدم تربة مبللة لتوسيع خليتها. |
Fakat biz bu yıl 300 milyon dolar daha yatırım yapıyoruz. Kapsama alanını genişletmek için. | TED | ولكننا استثمرنا أيضا 300 مليون دولار اضافيّة هذا العام لتوسيع نطاق هذه التغطية. |
- Zihnimizi genişletmek için uyuşturucu alırız. - Kaçmak için değil. | Open Subtitles | نأخذ المخدرات لتوسيع اذهاننا و ليس للهروب |
Fransa'da bir söylenti duydum. Gelecekteki krallığını genişletmek için gittiğim yerde. | Open Subtitles | سمعت النبأ بفرنسا حيث كنت أن القتال لتوسيع مملكتك المستقبلية |
Evi genişletmek için para kullanmama izin veriyor. | Open Subtitles | هذا يسمح لى بإستخدام الأموال لتوسيع المنزل |
Atlantis'in sınırlarını genişletmek için kristalin gücünü kullandı, | Open Subtitles | لقد استعمل علم وسحر حجر الكريستال لتوسيع حدود اتلانتيس |
Ve ufkunu genişletmek için yapacağın o muhteşem şeylerden bahsediyorsun.. | Open Subtitles | و الأمور العظيمة التي تودين القيام بها لتوسيع آفاقك |
80'li yıllarda, şehir N hattını genişletmek için inşaat yapmaya başladı. | Open Subtitles | " في الثمانينيات ، بدأت المدينة في خطوات البناء لتمديد الخط " إن |
Tel örgü protokolünü genişletmek için. Derhâl. | Open Subtitles | "لتمديد بروتوكول السياج (بي دي كيو)" |
Ben çocukken, babam Collins ailesinin imparatorluğunu genişletmek için bizi Yeni Dünya'ya götürdü. | Open Subtitles | أثناء طفولتي أخذنا أبي للعالم الجديد ليُضخم إمبراطورية "آل "كولينز |
Kabul kararı çıkarsa Ark'ın 209 vatandaşı altı aydan az kalan yaşam kaynaklarını genişletmek için kurban edilecektir. | Open Subtitles | التصويت يكون في صالح (إعدام 209 من الـ(آرك من شبكة المؤن من أجل زيادة خدمة دعم الحياة .لهؤلاء الذين سيظلون 6 شهور ... |
Evet, yadıma muhtaç ve kimsenin istemediği yaratıklar için kullandığı barınağını genişletmek için para biriktiriyor.. | Open Subtitles | أجل، إنّها تجمع بعض المال من أجل توسيع ملجأها لمساعدة الحيوانات العاجزة الّتي لا يريدها أحد. |