Bu görüntüdeki resimler bize evrende gerçekleşen fiziksel olaylar hakkında bilgi verir. | TED | الألوان في هذه الصورة تخبرنا عن الأحداث الفيزيائية التي تحدث في الكون. |
Bir başka deyişle, görsel dilde, tahmin edilebilir bir dizi halinde gerçekleşen ortak ve büyüyen bir karmaşıklığa sahipler. | TED | بعبارة أخرى أن الاطفال جميعاً يتشاركون اثناء نموهم بذات التعقيد في اللغة البصرية التي تحدث على نحو متوقع |
Ama biliyor musunuz, gerçekten kendinize ve kendinize dair her şeye inandığınızda, gerçekleşen şeyler olağanüstü. | TED | و هل تعلم ، عندما تؤمن بنفسك و كل شئ متعلق بك، إنه رائع ما يحدث. |
Bu gerçekleşen bir hayal! Her zaman seninle buluşmak istemiştim, Phillip! | Open Subtitles | اوه, هذا حلم يتحقق, لطالما أردت مقابلتك يا فيليب. |
Eğer Haydutlar ne kadar süreceği belli olmayan bir sürede Fenestella'yı korumak için görevlendirildilerse belki de gerçekleşen doğaüstü olaylar onların fizyolojilerini değiştirmiştir. | Open Subtitles | (إن كان أنفصاليين من (الريفرز (تم تعيينهم لحراسة (الفينيستيلا لفترة غير محدودة |
Ve benden ülkenin diğer ucunda gerçekleşen cinsel saldırı hakkında konuşmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | وأنتِ تريدينني أن أعلق عن حادثة اغتصاب حدثت في الجزء الاخر من البلد؟ |
Bir bilim insanı olarak, her zaman bu yansımayı ölçmek istedim; ötekini anlamaya dair olan bu anı, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşen hissiyatı. | TED | كعالم, لطالما أردت قياس هذا الصدى, هذا الإدراك للآخر الذي يحدث سريعا جدا, في غمضة عين. |
Aslında hafıza güçlendirme ve anımsama sırasında gerçekleşen sinirsel işlemin bir kısmına sinirsel işlemin bir kısmına zarar verir. | TED | فهو في الواقع يؤذي بعضا من خصائص المعالجة العصبية التي تحدث خلال مرحلة تقوية الذاكرة واسترجاع الذاكرة. |
Kendi kağıdıma baktığımda, Bitcoin ekonomisindeki gerçekleşen bütün transferleri görebiliyorum. | TED | وأستطيع النظر إلى ورقتي وسيصبح لدي قائمة بكل التحويلات التي تحدث في اقتصاد البيتكوين كله. |
Şu anda tam burada, Kibera'da gerçekleşen çok güzel şeyler var. | TED | هنالك العديد من الامور الجيدة التي تحدث في كيبيرا اليوم |
Bazıları için Dünya'da gerçekleşen olaylar... yaklaşan acil durum için belirti niteliği taşımakta. | Open Subtitles | بالنسبة للبعض , فإن الأحداث التي تحدث في شتى بقاع العالم |
gerçekleşen şeyleri gözden geçirme yolu böylece sonra kullanabiliriz. | TED | انها طريقة لمعالجة ما يحدث حتى نستطيع استخدامه لاحقا. |
Bizi güldüren çeşit çeşit "ay!" anları vardır ve yalnızca 40'ı bilinçli olarak işlenirken 11 milyon bilgi parçasının üstesinden gelen bir beyinde gerçekleşen şey budur. | TED | هذه لحظات مثيرة للدهشة وتجعلنا نضحك ونقهقه، وهذا ما يحدث في العقل والذي يستطيع أن يتعامل مع 11 مليون معلومة واردة مع فقط 40 تُعالج بإدراك. |
Sabun eklendiğinde gerçekleşen sabun molekülünün suyun yüzey gerginliğini azaltması, böylece daha elastik bir hâl alıyor ve baloncuk oluşması kolaylaşıyor. | TED | الآن مع إضافة الصابون، ما يحدث هو أن جُزيء الصابون يخفف التوتر السطحي للماء، فيجعله أكثر مرونة وأكثر قابلية لتكوين الفقاقيع. |
Kabuslar... Daima gerçekleşen onlardır. | Open Subtitles | وحدها الكوابيس هي ما يتحقق على الدوام |
* Kıs ışıkları, yavaştan al, sonunda gerçekleşen bir rüya gibi * * Çünkü bu gece göstereceğim, göstereceğim yapman gerekeni * | Open Subtitles | ♪ وببطء وكأنه حلم يتحقق♪ ♪ 'لان الليلة |
Eğer Haydutlar ne kadar süreceği belli olmayan bir sürede Fenestella'yı korumak için görevlendirildilerse belki de gerçekleşen doğaüstü olaylar onların fizyolojilerini değiştirmiştir. | Open Subtitles | (إن كان أنفصاليين من (الريفرز (تم تعيينهم لحراسة (الفينيستيلا لفترة غير محدودة |
Bu, çoğunlukla kıta üzerinde gerçekleşen sözde Arap Baharı'nı da içeriyor. | TED | وتشمل بما يسمى الربيع العربي، التي حدثت في معظم القارة. |
Bakalım gerçekleşen neymiş. Bu deney daha önce defalarca icra edilmiş. | TED | لنرى ما الذي يحدث. تمّ القيام بهذه التّجربة عديد المرّات. |
Marge, sen benim gerçekleşen hayalimsin. Ve hayatımın her gününü, seninle geçireceğim. | Open Subtitles | (مارج)، أنت حلمي الحقيقي الذي تحقق والذي يجب أن أعيشه كلّ يوم |