Hepimiz son derece güçlü paranormal bir deneyim yaşadık ve bu gerçekti. | Open Subtitles | لقد تمتعنا بهذه التجربة الخارقة للعادة، وكان كل شيء حقيقي. |
Aranızdaki sevgiyi unutmamalısın, bu gerçekti. | Open Subtitles | عليك تذكر الحب الذي شعرتما به. هذا حقيقي. |
sen istediğine inanabilirsin, ama o kızla olan etkileşimim gerçekti. | Open Subtitles | يمكنك أن تصدق ما تريد لكن علاقتي بتلك الفتاة حقيقية |
Eskiden kuyumcuda güvenlik olarak çalışmıştım. İnanın bana o elmaslar gerçekti ve büyüktü. | Open Subtitles | كنتُ أعمل كرجل أمن لحساب تاجر مجوهرات، وصدقاني، كانت تلك الماسات حقيقية وكبيرة. |
Belki daha önce de gerçekti ve sen sadece bilmiyordun. | Open Subtitles | ربّما كان حقيقياً في السابق و لكنكِ لم تكوني تُدركين |
Gözlerimizi ovalayıp, filtreleri kontrol ettik. Belki birisi kamerayla oynayıp bize şaka yapıyordur dedik, ama bu yılan balığı gerçekti. | TED | فركنا أعيننا، وتفقدنا المرشحات، إعتقدنا أن أحدهم كان يمازحنا بالعبث بالكاميرا، ولكن ثعبان البحر كان حقيقياً. |
- Kinaye filan değildi, gerçekti. - Hayır, kinayeydi. | Open Subtitles | ـ لا لم يكن للسخرية، لقد كان حقيقيا ـ لا، لقد كان للسخرية |
Düşünmek zorundaydım. Ne gerçekti ve ne değildi? | Open Subtitles | كان لا بد أن افكر ماالذي كان حقيقي ومالذي لم يكن؟ |
Dün gece onu rüyamda gördüm ama gerçekti. | Open Subtitles | لقد حلمت به الليلة البارحة, انه حقيقي وحسب |
Cinayet gerçekti. | Open Subtitles | الأموال ليست حقيقية حتى قتل شخصاً ما كان حقيقي |
O maymunu ve havlamaları gördüm. Bu gerçekti. | Open Subtitles | لقد شاهدت ذلك االقرد الذي ينبح إنه أمر حقيقي |
Semptomlar gerçekti ama hiçbir biyolojik sebebi yoktu dedi. | TED | قال أن الأعراض حقيقية لكن ليس ثمة سبب بيولوجي لها. |
Dinozorlar gerçek değil, canavarlarsa gerçekti. | Open Subtitles | الديناصورات ليست حقيقية، ووحوش كانت حقيقية. |
Günah çıkarma, kitaplardan veya filmlerden... çok daha iyiydi, çünkü günahlar gerçekti. | Open Subtitles | الأعتراف كان أفضل من أى كتاب ممكن أن نحصل عليه أو أى فيلم ممكن أن نراه لأن الذنوب كانت حقيقية |
gerçekti, ama hastalandım ve sakalım döküldü. | Open Subtitles | حسنا,انها حقيقية. لكن, اترى انا مريض وكل شعرى يقع |
Ve bu gerçekti. | Open Subtitles | وأنا قلت بأنني أحبه وكان هذا حقيقياً ، كان حقيقياً |
Ama varlığı aldığım nefes kadar gerçekti. | Open Subtitles | ولكن شعورى بوجوده كان حقيقياً بالنسبة لى بشعورى بانفاسى |
Rüya sonunda bitti. Hepsi gerçekti. | Open Subtitles | لقد إنتهى الحلم أخيراً كان هذا كله حقيقياً |
Ne yazık ki sizin şansınıza aştığınız çizgi gerçekti ve yanınızda getirdiğiniz bitkiler yasal değildi. | Open Subtitles | لسوء الحظ لقد تعديت خطا حقيقيا والنباتات الى احضرتها محظورة |
Seninle aramızda olanlar gerçekti. Senin yerine beni seçti. | Open Subtitles | لقد كانت علاقتي معه حقيقيّة لقد أختارني أنا.. |
Ben sette bazı araştırmalar yapmaya gidiyorum. Sanırım gördüğün şey gerçekti. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن ما رأيتيه كان حقيقى تلك هى الأخبار الجيدة |
Çok gerçekti, sanki tekrar sıfır-g ile uzay kıyafetsiz, uzay yürüyüşü yapıyor gibiydim. | Open Subtitles | كان ذلك حقيقاً كما لو كنت أمشي في الفضاء بدون جاذبية بدون بدلة |
O metal kapıyı çıplak ellerle yırtıp atan o adam kadar gerçekti. | Open Subtitles | حقيقيّ كالرجل الذي انتزع الباب المعدنيّ بيديه المجرّدتين |
Ve bundan hoşlanmıyorum, gurur da duymuyorum ama ama gerçekti. | Open Subtitles | ولم تعجبني , ولا اتفاخر بها ...ولكن ولكنها كانت حقيقيه |
Kitaplar bizim için her zaman... diğer her şeyden daha gerçekti. | Open Subtitles | أكثر واقعية من أي شيء آخر |
Sonra şunu fark ettim ki anlattığım hikayeler, bana tanıdık geliyordu, gerçekti ve beni heyecanlandırıyordu. | TED | ولاحظت ان القصص التي احكيها كانت حقيقة بالنسبة لي بطريقة ما وشيقة جداً. |
Şeytan onların ruhlarını almadı ama o kızlara olan tehdit gerçekti ve Peder Gregory onları kurtarmak için hayatını verdi. | Open Subtitles | الشيطان لم يأخذ أرواحهنّ, لكن التهديد على هذه الفتيات كان حقيقيّاً. |
Babam için olayı örtbas ettiğimi sandılar. Ama o gece gördüğüm şey gerçekti. | Open Subtitles | ظنّوا أنّي أحاول التستّر على أبي لكنّ ما رأيته تلك الليلة كان حقيقيًّا |
Para sahteydi ama niyetiniz gerçekti. | Open Subtitles | على الرغم من أن المال كان مزيفا إلا أن نواياكم كانت صادقة |
Bu kesinlikle bir hataydı, farkındayım ama çok gerçekti. | Open Subtitles | أعرف أن هذا خطأ بالتأكيد، لكن هذا حيوي جداً. |