ويكيبيديا

    "gerçekti" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حقيقي
        
    • حقيقية
        
    • حقيقياً
        
    • حقيقيا
        
    • حقيقيّة
        
    • حقيقى
        
    • حقيقاً
        
    • حقيقيّ
        
    • حقيقيه
        
    • واقعية
        
    • كانت حقيقة
        
    • حقيقيّاً
        
    • حقيقيًّا
        
    • مزيفا
        
    • هذا حيوي
        
    Hepimiz son derece güçlü paranormal bir deneyim yaşadık ve bu gerçekti. Open Subtitles لقد تمتعنا بهذه التجربة الخارقة للعادة، وكان كل شيء حقيقي.
    Aranızdaki sevgiyi unutmamalısın, bu gerçekti. Open Subtitles عليك تذكر الحب الذي شعرتما به. هذا حقيقي.
    sen istediğine inanabilirsin, ama o kızla olan etkileşimim gerçekti. Open Subtitles يمكنك أن تصدق ما تريد لكن علاقتي بتلك الفتاة حقيقية
    Eskiden kuyumcuda güvenlik olarak çalışmıştım. İnanın bana o elmaslar gerçekti ve büyüktü. Open Subtitles كنتُ أعمل كرجل أمن لحساب تاجر مجوهرات، وصدقاني، كانت تلك الماسات حقيقية وكبيرة.
    Belki daha önce de gerçekti ve sen sadece bilmiyordun. Open Subtitles ربّما كان حقيقياً في السابق و لكنكِ لم تكوني تُدركين
    Gözlerimizi ovalayıp, filtreleri kontrol ettik. Belki birisi kamerayla oynayıp bize şaka yapıyordur dedik, ama bu yılan balığı gerçekti. TED فركنا أعيننا، وتفقدنا المرشحات، إعتقدنا أن أحدهم كان يمازحنا بالعبث بالكاميرا، ولكن ثعبان البحر كان حقيقياً.
    - Kinaye filan değildi, gerçekti. - Hayır, kinayeydi. Open Subtitles ـ لا لم يكن للسخرية، لقد كان حقيقيا ـ لا، لقد كان للسخرية
    Düşünmek zorundaydım. Ne gerçekti ve ne değildi? Open Subtitles كان لا بد أن افكر ماالذي كان حقيقي ومالذي لم يكن؟
    Dün gece onu rüyamda gördüm ama gerçekti. Open Subtitles لقد حلمت به الليلة البارحة, انه حقيقي وحسب
    Cinayet gerçekti. Open Subtitles الأموال ليست حقيقية حتى قتل شخصاً ما كان حقيقي
    O maymunu ve havlamaları gördüm. Bu gerçekti. Open Subtitles لقد شاهدت ذلك االقرد الذي ينبح إنه أمر حقيقي
    Semptomlar gerçekti ama hiçbir biyolojik sebebi yoktu dedi. TED قال أن الأعراض حقيقية لكن ليس ثمة سبب بيولوجي لها.
    Dinozorlar gerçek değil, canavarlarsa gerçekti. Open Subtitles الديناصورات ليست حقيقية، ووحوش كانت حقيقية.
    Günah çıkarma, kitaplardan veya filmlerden... çok daha iyiydi, çünkü günahlar gerçekti. Open Subtitles الأعتراف كان أفضل من أى كتاب ممكن أن نحصل عليه أو أى فيلم ممكن أن نراه لأن الذنوب كانت حقيقية
    gerçekti, ama hastalandım ve sakalım döküldü. Open Subtitles حسنا,انها حقيقية. لكن, اترى انا مريض وكل شعرى يقع
    Ve bu gerçekti. Open Subtitles وأنا قلت بأنني أحبه وكان هذا حقيقياً ، كان حقيقياً
    Ama varlığı aldığım nefes kadar gerçekti. Open Subtitles ولكن شعورى بوجوده كان حقيقياً بالنسبة لى بشعورى بانفاسى
    Rüya sonunda bitti. Hepsi gerçekti. Open Subtitles لقد إنتهى الحلم أخيراً كان هذا كله حقيقياً
    Ne yazık ki sizin şansınıza aştığınız çizgi gerçekti ve yanınızda getirdiğiniz bitkiler yasal değildi. Open Subtitles لسوء الحظ لقد تعديت خطا حقيقيا والنباتات الى احضرتها محظورة
    Seninle aramızda olanlar gerçekti. Senin yerine beni seçti. Open Subtitles لقد كانت علاقتي معه حقيقيّة لقد أختارني أنا..
    Ben sette bazı araştırmalar yapmaya gidiyorum. Sanırım gördüğün şey gerçekti. Open Subtitles أنا أعتقد أن ما رأيتيه كان حقيقى تلك هى الأخبار الجيدة
    Çok gerçekti, sanki tekrar sıfır-g ile uzay kıyafetsiz, uzay yürüyüşü yapıyor gibiydim. Open Subtitles كان ذلك حقيقاً كما لو كنت أمشي في الفضاء بدون جاذبية بدون بدلة
    O metal kapıyı çıplak ellerle yırtıp atan o adam kadar gerçekti. Open Subtitles حقيقيّ كالرجل الذي انتزع الباب المعدنيّ بيديه المجرّدتين
    Ve bundan hoşlanmıyorum, gurur da duymuyorum ama ama gerçekti. Open Subtitles ولم تعجبني , ولا اتفاخر بها ...ولكن ولكنها كانت حقيقيه
    Kitaplar bizim için her zaman... diğer her şeyden daha gerçekti. Open Subtitles أكثر واقعية من أي شيء آخر
    Sonra şunu fark ettim ki anlattığım hikayeler, bana tanıdık geliyordu, gerçekti ve beni heyecanlandırıyordu. TED ولاحظت ان القصص التي احكيها كانت حقيقة بالنسبة لي بطريقة ما وشيقة جداً.
    Şeytan onların ruhlarını almadı ama o kızlara olan tehdit gerçekti ve Peder Gregory onları kurtarmak için hayatını verdi. Open Subtitles الشيطان لم يأخذ أرواحهنّ, لكن التهديد على هذه الفتيات كان حقيقيّاً.
    Babam için olayı örtbas ettiğimi sandılar. Ama o gece gördüğüm şey gerçekti. Open Subtitles ظنّوا أنّي أحاول التستّر على أبي لكنّ ما رأيته تلك الليلة كان حقيقيًّا
    Para sahteydi ama niyetiniz gerçekti. Open Subtitles على الرغم من أن المال كان مزيفا إلا أن نواياكم كانت صادقة
    Bu kesinlikle bir hataydı, farkındayım ama çok gerçekti. Open Subtitles أعرف أن هذا خطأ بالتأكيد، لكن هذا حيوي جداً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد