"geri getirmez" - Traduction Turc en Arabe

    • يعيد
        
    • يعيدها
        
    • يعيده
        
    • يعيدهم
        
    • تعيد لك
        
    Bu kocanızı geri getirmez ama birinin hayatını kurtarmamıza yardım edebilir. Open Subtitles لن يعيد هذا زوجكِ، ولكن قد يساعد في انقاذ شخص آخر
    İntikam almak Ölçü Taşı'nı geri getirmez, ayrıca taşı biz almadık. Open Subtitles الإنتقام لن يعيد محك الذهب , لأننا لم نأخذها
    O tuzaklar ruhları. O hayata organları geri getirmez. Open Subtitles هو يعوض الأرواح هو لا يعيد الأجساد إلى الحياة ؟
    Onu geri getirmez ama en azından iyi bir şey yapıyorum. Open Subtitles لن يعيدها ذلك، لكن على الأقل أنا أفعل شيئاً إيجابياً بشأنها
    Bu onu geri getirmez. Open Subtitles صنيعك هذا لن يعيدها
    Bakın, biliyorum bu onu geri getirmez fakat bu sadece bir jest olsun. Open Subtitles انظر, أعرف أن هذا لن يعيده للحياة و لكن اليك هذه بادرة حسنة
    Ateş açmak onları geri getirmez, ayrıca silahlı çatışmadan kaçınmalıyız. Open Subtitles ماذا تقترحين، أيتها الملازم؟ فتح إطلاق النار لن يعيدهم.
    BokIarı deşmek onu geri getirmez. AnIıyor musun? Open Subtitles إثارة هذا الموضوع لن يعيد صديقك, أليس كذلك ؟
    Bunu bir hiç uğruna yapıyorsunuz! Beni öldürmek kahrolası balınızı geri getirmez! Ama getirecek,biliyorum. Open Subtitles سوف تقتلوني من أجل لا شيء قتلي لن يعيد إليك العسل اللعين
    bu senin babanı geri getirmez sadece senin ölmeni sağlar ben bir polisim knox gibileri durdurmak, bunu yaparım. Open Subtitles لن يعيد هذا والدك لكنه على الأرجح سيتسبب بمقتلك أنا شرطي
    Bu paramızı geri getirmez ki. Bırakalım planlandığı gibi olsun ardından bir yerlere uçarız. Open Subtitles حسنٌ، هذا لن يعيد مالنا دعينا نفعل كما هو مخطّط.
    Onu vurursan ölür ama bu ortağını geri getirmez. Open Subtitles لو أطلقت النار عليها، هي ستموت لكن ذلك لن يعيد لك شريكك
    Ne isim verirlerse versinler o adamları ve ailemi geri getirmez. Open Subtitles لكن بغض النظر عما يسموننى. فإنه لن يعيد هؤلاء الرجال أو عائلتي.
    Ne isim verirlerse versinler o adamları ve ailemi geri getirmez. Open Subtitles لكن بغض النظر عما يسموننى. فإنه لن يعيد هؤلاء الرجال أو عائلتي.
    Katili idam etmek annemi geri getirmez. Open Subtitles لكن إعدام القاتل لن يعيد أمــى
    Bana zarar vermek karını geri getirmez. Open Subtitles ايذائي لن يعيدها
    Bu sana onu geri getirmez. Open Subtitles . هذا لن يعيدها
    "Ama Enzoyu öldürmen onu geri getirmez" diyecektim. Open Subtitles بالواقع كنت سأقول أن قتل (إينزو) لن يعيدها.
    Ama camdan aşağı bakmak onu geri getirmez. Adam depresyondaydı. Open Subtitles و النظر من النوافذ لن يعيده حياً, لقد كان مكتئباً
    Marianne, oyna bizimle. Gökyüzüne bakmak onu geri getirmez. Open Subtitles آنسه ماريان، تعالي وأعزفي لنا النظر إلى الجو لن يعيده لك
    - Evet gitti. Kendinizi istediğiniz kadar cezalandırabilirsiniz ama bu onu asla geri getirmez. Open Subtitles و تستطيع أن تعاقب نفسكَ قدرما تريد و لن يعيده ذلك أبداً
    Çocuklarınızdan çoğunun kaybolduğunu biliyoruz ancak masum bir kadını öldürmek onları geri getirmez. Open Subtitles نعرف أنّ الكثير مِنْ أولادكم مفقودون لكنّ قتل امرأة بريئة لن يعيدهم - عودا أدراجكما، لا نريدكما هنا -
    Bak, beni ve ailemi tedirgin etmen oğlunu geri getirmez ki. Open Subtitles أنظر , ملاحقتي أنا وعائلتي لن تعيد لك أبنك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus