"geride" - Traduction Turc en Arabe

• خلفنا
• خلفي
• خلفك
• خلفه
• ورائي
• بالخلف
• خلفهم
• ورائنا
• وراء
• وراءنا
• وراءها
• وراءه
• خلفها
• للخلف
• خلفكِ

Pilotlarına çok değer verir. Hepimiz veririz. Kimseyi geride bırakmayız.
طياريه يعنوا الكثير له , لكلاينا لانتخلي عن احدا خلفنا

Ama hepsi geride kaldı artık. Yeni bir kitap yazmaya başladım.
لكني تركت كل هذا خلفي الآن وبدأت في كتابة كتاب جديد

- Buraya gelmiş olması gerekirdi. - Takımından bir kişiyi geride bıraktın.
كان يجب أن يكون هنا الآن لقد تركت أحد أعضاء فريقك خلفك

Hırsız kameranın yönünü değiştirdiğine göre geride bir şey bırakmış olabilir dedim.
وبما أن اللص قد ركل الكاميرا الخفية فكرت بأنه سيترك شيئاً خلفه

Memleketimden ayrılırken, ilk kez olarak diri gibi göründü gerçi insanların hüznü geride kaldı.
عندما غادرت مدينتي شعرت بالحياة لأول مرة. ولو أني تركت أعز من أعرف ورائي.

Yaşlı piç henüz geride bırakılmayla yüzleşememişti.
اللعين لم يستطع مواجهة حقيقة تركة بالخلف

İstilacılar Rusların geride bırakmak zorunda kaldıkları her şeyi yok etmeye çalıştıklarını anladılar.
لقد وجد الغزاه أن الروس يحاولون تدمير كـل شـىء سيضطـرون إلـى تـركـه خلفهم

Bir mil geride bir sülün yuvası gördüm ve etrafta böğürtlenler de vardı.
رأيت عش له قرابة ميل خلفنا وكان ينمو من حوله التوت بكل مكان.

Tamam. Önce ben başlayayım. Kadını geride bırakmaktan başka çaremiz yok diyorum.
حسناً، سأبدأ بدحرجة الكرة وأقول أنّ لا خيار أمامنا سوى تركها خلفنا

Yaşadığımız onca şeyden sonra en kötüsünün geride kaldığını sanmıştım.
مع كل ما مررنا به ظننت أن الأسواء كان خلفنا

Sanırım geçmişimi geride bırakmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsun.
أظن أنك تعرف كم حاولت جاهداً أن أترك الماضي خلفي

Kale duvarlarının sınırları kötü bir rüya gibi geride kalmıştı.
كما هي حدود جدران القلعة تتلاشي من خلفي كحلم مزعج

Yine de, her şeyi geride bırakıp anneni görmeye gitmen güzel bir şey.
ومن الجيد بأنك تركت كل الأمور خلفك من أجل أن تذهب لرؤية أمك.

Depoda geçmişi geride bırakmakla ilgili söylediklerine istemeden kulak misafiri oldum.
لمْ يسعني إلاّ سماع ما قلته بالمُستودع حول وضع الماضي خلفك.

Üstad, biliyorum ki ben yaralansaydım O beni geride bırakmazdı.
مُعلمتى, اعلم لو اننى اصبت فانه ما كان ليتركنى خلفه

Ama düşen bir dostumu geride bırakamam.
. لكني لا أستطيع أن أترك رجلاً يسقط ورائي

geride tabelaları düzelten birileri vardı.
لقد كانوا يعملون على اللافتات بالخلف هناك

Dalgalardan hayatlarını kurtarmak için kaçarken sahip oldukları her şey, hem de her şeyin geride bırakılması gerekiyordu.
وهم يهربون من الأمواج، للنجاة بحياتهم، جميع ما يملكون، كان عليهم ترك كل شيء خلفهم.

Arabaları var. geride kalan eski tesisleri çalıştırıyorlar.
بعضهم يمتلك السيارات، لقد استولوا علي الشاحنات القديمه التي خلفناها ورائنا وحولوها الي بخار

Fakat inanıyorum ki, erkekler olarak ayrıcalığımızı geride bırakmanın ve sorunun yalnızca bir kısmı olmadığımızı görmenin vakti geldi.
ولكني أعتقد أننا كرجال، حان الوقت لنبدأ في رؤية ما وراء امتيازنا والاعتراف أننا لسنا فقط جزءًا من المشكلة.

Her seyi kontrol et.Hiçbir sey, geride birakilmamalidir.
تفقدهم مرة أخرى، حتى لا ننسى شيئاً وراءنا

Belki de bir çeşit deneysel zanaat o geride kaldı.
ربما هو نوع من التجريبية الحرفية التي حصلت تركت وراءها

Ayrıca tuzu geride bırakarak tuzak suyu oluşturan buz kristallerine sahip olduğu için daha yüksek tuz konsantrasyonuna sahiptir.
كما أن لديها نسبة ملوحة عالية، لأن بلورات الجليد تحجز الماء ليخلف وراءه الملح.

Planı, kendine bir kadeh beyaz şarap doldurup en güzel geceliğini giyerek geride kabartmalı kağıda yazılmış bir not bırakmaktı.
خطتها كانت ان تسكب كأسا من نبيذها المفضل و ترتدي أجمل فساتين نومها و تترك خلفها رسالة على أرقى قرطاسية

Bu yüzden hep bir adım geride durup onu uzaktan izlemekle yetindim.
لهذا إبتعدت خطوة للخلف و كُنت أشاهدها فحسب

Ya da Frederick'i geride bıraktığın için seni affedemediğinden mi?
أو بسبب أنه لا يستطيع نسي ترككِ ل فريدريك خلفكِ