Ama onun yerine, bebek idrarı ve terli koltukaltı gibi kokan iğrenç, mavi bir dinozor kostümü içinde sümüklü çocukları eğlendiriyorsun. | Open Subtitles | ولكنفيالحقيقةانت تسليالاطفالالمزعجون... في زي ديناصور سخيف... رائحته تشبه رائحة الإبط و بول الاطفال |
Odun gibi kokan ve kulaklarında büyük "keçi söğüt"leri olan Dede Griffin mi? | Open Subtitles | هل هو الذي رائحته مثل الحطب ولديه شعر كثيف في اذنيه ؟ |
Ayçiçeği gibi kokan samurayı arayacağımızı zannediyorduk, ama her zaman yaşamak için para kazanmak zorunda kalıyorduk. | Open Subtitles | المفروض بأننا نبحث عن الساموراي الذي رائحته مثل رائحة دوَّار الشمس, لكن علينا دائماً أن نكسب المال اللازم للعيش. |
Ayçiçekleri gibi kokan bir samuray biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفُ شيئًا عن مقاتل ساموراي تفوح منه رائحة عباد الشمس ؟ |
Halk içinde tehlikeli bir şeyler yapılanıyordu, isyan gibi kokan bir şey. | Open Subtitles | شيئاً خطراً كان ينمو داخل الناس شئ له رائحة مثل التمرّد |
Siz ikiniz, ayçiçeği gibi kokan samurayı bulana kadar kavga edemezsiniz. | Open Subtitles | حتى نجد الساموراي برائحة دوار الشمس فلن أسمح بقتل أحدكما للآخر |
Şimdi kokmuş et gibi kokan... bu bitkiyi kim yetiştirir ki? | Open Subtitles | الآن الذي سَيكونُ عِنْدَهُ a نبات ذلك يَشتمُّ مثل تَفَسُّخ اللحمِ؟ |
- Yanık saç gibi kokan ne? | Open Subtitles | ما تلك الرائحة التى تشبه رائحة شعر قطة محترق؟ |
Ve ben patates kabuğu gibi kokan ve "Muhtemelen" diyen bir adamla takıldım kaldım. | Open Subtitles | رائحته تشبه قشور البطاطا "و يقول "من المفروظ |
Naftalin tableti gibi kokan bir şey vardı. | Open Subtitles | وشيئ رائحته تشبه النفتالين. |
Kaç yaşındasın sen? 2 mi? Bozulmuş et gibi kokan sensin. | Open Subtitles | أنت هو الذي رائحته مثل رائحة اللحم العفن؟ |
Yangın merdiveninin orada çörek gibi kokan küçük, komik bir adamın olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل علمتم جميعا انه كان هناك ,رجل مضحك جداً رائحته مثل الكعك فى مخرج الحريق؟ |
Ama onun yerine, terli koltuk altı ve bebek çişi gibi kokan bir kostümün içinde sümüklü çocukları eğlendiriyorsun. | Open Subtitles | لكن بدل من ذلك أقوم بتسلية الأطفال في بدلة ديناصور زرقاء متيبسة ورائحة التعرق الصادرة منك مثل رائحة بول الأطفال |
Eğer nacho gibi kokan bir çocuk hakkında hikayeler yazarsam söylediklerini dikkate alacağımdan emin olabilirsin. | Open Subtitles | عندما أؤلف كتابً عن صبي تفوح منه رائحة الناتشو بالتأكيد سوف أستشيرك |
Evet ve hala annenin götü gibi kokan bir de büyük sik. | Open Subtitles | أجل، وعضو كبير مازالت تفوح منه رائحة مؤخرة والدتك إنّها مؤخرة جميلة وصغيرة، صحيح؟ |
Söyleyebileceklerim, açıkçası şeftali gibi kokan doğal sarışın olan biriydi. | Open Subtitles | ما استطيع قوله كان من الواضح انه اشقر ذو رائحة مثل المشمش |
Kelimenin tam anlamıyla altımızda kirli iç çamaşırı gibi kokan sonsuz bir uçurum dışında hiçbir şey yok. | Open Subtitles | هناك حرفيا لا شيء تحتنا، باستثناء هاوية لا حصر لها أن رائحة مثل الملابس الداخلية القذرة. |
En azından küçük postacı ve erik kurusu gibi kokan adamla tanışmamızı sağladın. | Open Subtitles | أقله أنك قدتنا إلى ساعي البريد الصغير، والرجل الذي يفوح برائحة الخوخ الجاف |
Elbette öyle. Peynir gibi kokan bir arabanın içinde seks yapıyor. | Open Subtitles | بالـاكيد مشهورة فقد جامَعت في سيارة مُتسخة برائحة الجُبن |
Ben de yanında ayık olarak koltukaltı gibi kokan barda oturacaktım. | Open Subtitles | مثل سَأَجْلسُ بجانبك يَفِيقُ، في a حانة ذلك يَشتمُّ مثل الإبطِ. |
O da sonradan koltukaltı gibi kokan şeyin bar olmadığını anlamak için. | Open Subtitles | فقط لثمّ يَكتشفُ هي لَيستْ الحانةَ ذلك يَشتمُّ مثل الإبطِ. |