"girebilmek için" - Traduction Turc en Arabe

    • للدخول
        
    • لدخول
        
    • لأدخل
        
    • لتدخل
        
    • من أجل المشاركة
        
    • كي أدخل
        
    • حتى تدخلي إلى
        
    Truvalı atlılar, kanıt odasına girebilmek için bir taksinin arka koltuğunun içine saklanmıştı. Open Subtitles الرجل حصان طروادة كان داخل الكرسي مخبأ داخل التاكسي للدخول الى مستودع الأدلة
    Halı temizleme sadece evine girebilmek için bahane. Open Subtitles تنظيف السجاد ما هو إلا وسيلة لهم للدخول إلى شقتك.
    Bakın, bugün rehabilitasyon programına girebilmek için Medicaid almamız gerekiyor. Open Subtitles أننا نحتاج الى البطاقة الطبية لدخول برنامج أعادة التأهيل اليوم
    Haramiler içeri girebilmek için her yolu deneyecektir. Open Subtitles من المؤكد أن اللصوص سيستخدمون بعض الخدع لدخول المدينة
    Sadece başka türlü giremeyeceğim bir partiye girebilmek için güçlerimi kullandım. Open Subtitles لقد استخدمت قدرتي لأدخل الحفلة.. والتي ما كنت لأكون بها بغير هذا
    Muhtemelen barlara girebilmek için yaşını büyük göstermeye çalışıyordur. Open Subtitles تحاول أن تبدو أكبر سناً على الأرجح لتدخل الحانات
    Bu ameliyata girebilmek için üç yüz bin dolar mı harcadın? Open Subtitles هل صرفتِ 300 ألف دولار من أجل المشاركة في تلك الجراحة؟
    Ben de yoğun bakıma girebilmek için doktor kıyafeti çaldım. Open Subtitles فسرقت بدلةً من شرفة الطبيب كي أدخل قسم العناية
    Tüm bunları kasamıza girebilmek için yaptın. Open Subtitles كل هذا التعقيد حتى تدخلي إلى خزانتنا.
    İçeri girebilmek için geçerli kimliğin olmalı. Open Subtitles هناك مدخل واحد فقط تحتاج الى تعريف هوية للدخول
    İçeri girebilmek için, bir kuşun kuş olabilmesi için... ne kadar zaman geçtiğini bilmek gerekiyor. Open Subtitles للدخول يجب أن نعرف الوقت الذي تستغرقه الطيور لتصبح طيور مرة أخرى
    Joy yarışmaya girebilmek için son hamlelerini yapıyordu. Open Subtitles كانت جوي تصنع اخر محاولاتها للدخول الى المهرجان
    Evet tabii, odana girebilmek için en iyi yolun cinayetler olduğunu düşündüm. Open Subtitles نعم أنا وجدت أن جريمة القتل هى أفضل طريقة للدخول الى غرفتك فى المستشفى
    Tamam, içeri girebilmek için,neye karşı olduğumuzu bilmeliyiz. Open Subtitles حسناً، حتى نجد طريقة لدخول المنزل، يجب أن نعرف مالذي نواجهه
    Benim hissettiğim "birisine çekilme" duygusunu alıp başkasının külotuna girebilmek için kullanmanı tasvip etmiyorum. Open Subtitles همومي حقيقيه لا أقدّر أنّك تأخذ همومي وتستعملها لدخول الملابس الداخلية شخص ما
    Programa girebilmek için Medicaid kartınızın olması lazım. Open Subtitles يلزمكما بطاقة طبية لدخول البرنامج
    Sen ayrıca barlara girebilmek için de yirmi bir yaşında olmam gerektiğini söylemiştin, yani her şeyi bilmiyorsun. Open Subtitles حسناَ ,لقد قلت ايضاً أن علي أن اكون في الواحدة والعشرين لأدخل الحانات لذا أنتِ لا تعرفين كل شىء
    Bu insanların arasına girebilmek için uyuşturucu kullandım, ve onların arasına girdim! Open Subtitles ! لقد ادمنت لأدخل مع هؤلاء الناس ودخلت معهم فعلاً!
    B-ben herkesin içinde bir mükemmellik olduğunu düşünüyorum, ama bu biraz da cesarete bağlı kendi kafanın içine girebilmek için yani onu biraz da kurcalayıp , Open Subtitles أظن ان الجميع لديه عظمة في داخلهم لكنه حقا بأن يكون في داخلك شجاعة لتدخل الى راسك نوعا ما
    NYADA'ya girebilmek için CV'ni güçlendirmelisin. Open Subtitles أنت احتجت إلى تزكية في سيرتك الذاتية لتدخل إلى نيادا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus