"girişimci" - Traduction Turc en Arabe

• مقاول
• متعهد
• المبادرة
• أعمال
• الأعمال
• المبادره
• المقاولة
• المشاريع
• صاحب
• مقاولة
• مقاولون
• مقدام

Kendisi girişimci, ama İtalyan olduğu için her yaptığı işi adım adım izliyorlar.
كما تعلمون, هو مقاول. لكن لأنه أيطالي, هم يستمرون بمضايقته لكل شيء يفعله.

Johnny'nin söyledikleri hoşuma gidiyor çünkü bu adam gerçek bir uluslararası girişimci.
أنا مثل ما يقول جوني لأن هذا الرجل، هو حقيقي مقاول الدولي.

Kentteki her girişimci bunu yaptı.
وكذلك فعل كل متعهد بناء اخر في المدينة

''Side hustle'' kişinin atik ve girişimci ruhuna hitap ediyor.
النشاط الجانبي فيه نوع معين من روح المبادرة غير المتآلفة.

Başarısız olmuş başka bir girişimci tanımıyordum ve kendimi dünyadaki tek kaybeden sanıyordum.
لم أعرف رائدين أعمال فاشلين آخرين, وأعتقدت بأنني كنت الخاسرة الوحيدة في العالم.

Kaç tane mucit ve sayısız girişimci bu olguyu yaşıyor?
كم من المخترعين و رواد الأعمال المغمورين يعيشون هذه الظاهرة؟

ikincisi ise sadece bir girişimci bir masaya yerleşmiş ve kim bilir neler yapıyor.
والثاني هو ببساطة مقاول اتخذ مكانا ومن يدري ما الذي يفعله على طاولة وسط السوق.

Amerikalı girişimci Damian Hall, Tokyo'da kardeşi Kristopher ile yediği yemek sonrasında ölü bulunmuş.
داميان هول .. مقاول أميركي وجد ميتاً في طوكيو

32 yaşında, altı haneli geliri olan bir girişimci.
عمره 32 عاماً، مقاول يجني مئات الآلاف.

Senin gibi genç bir girişimci için pek çok fırsat var.
الكثير من الفرص من اجل متعهد شاب مثلك

Innatron'un, atıklarını elden çıkarmak için bağımsız bir girişimci ile anlaştığını söylüyor.
يقول أن عقد (إنّاترون) للتخلص من النفايات يعود إلى متعهد مستقل

girişimci striptizci mi, striptizci girişimci mi?
"مرحبا "مرحبا عمل؟ متعهد ثم عاري عاري؟

Kont. Kabalığımı bağışlayın, ama girişimci insanlara destek olduğunuzu biliyorum...
أيها الكونت, اعذرني على اندفاعي لكني أعرف أنك تقدر المبادرة

girişimci bir ruh, bağımsız bir özellik ve ebeveynlerine bağlılık.
روح المبادرة ومباشرة الأعمال الحرة، ونزعة الاستقلال والتفاني من أجل والديه.

Zamanının büyük çoğunluğunu başkalarına yardım ederek geçiren başarılı bir seri girişimci.
هو رائد أعمال ناجح جداً يقضي الكثير من وقته في مساعدة الآخرين.

Bir girişimci olarak fikirleri test etmemize, pazara sunmamıza, insanlarla konuşmamıza, dinlememize, yeniden düzenlememize ve düzeltmemize izin veriyor.
وهي تتيح لنا اختبار الأشياء كرواد أعمال وأن نذهب الى السوق وأن نشارك في حوار مع الناس ونستمع وننقي الشئ ونعود ادراجنا

Birçok girişimci desteklendi, daha fazla insan ve toplum yoksulluktan kurtuluyor.
ودعمهم رواد الأعمال في ذلك وتم انتشال العديد من الناس والجماعات

Ee, onda girişimci ruhu vardı.
كانت لديه روح المبادره

- O da senin girişimci olmanla ilgili aynı şeyi söylüyor.
يتعجّب التعجب عينه حيالك يا حضرة المقاولة.

İşte bu yüzden 40 farklı girişimci bu problem üzerinde çalışıyor.
ولهذا السبب يعملُ 40 من أصحاب المشاريع المختلفة على هذه المشكلة.

girişimci olabilmek için, başarılı bir girişimci, herkesin dediğinin tersini yapmak ve haklı çıkmak gerekir.
ولكي تكون صاحب عمل، صاحب عمل ناجح، يجب عليك أن تراهن ضد التوجه العام وتكون على صواب.

- Verdant'ı işletmekle girişimci olunduğunu sanmıyorum.
أجل، لا أعتقد أن إدارة ملهى (فيردانت) يجعلني مقاولة.

Biz girişimci tarafız, siz de izinsiz giriş yapan tarafsınız.
نحن مقاولون و أنتم معتدون على المكان

Nasıl onu çok girişimci.
. كم هذا مقدام منها