Londra'ya gittiğimizde sözünüzü tutacaksınız değil mi efendim? | Open Subtitles | ستفى بوعدك عندما نصل إلى لندن, أليس كذلك, سيدى؟ |
Geçen sene kayak yapmaya gittiğimizde hiçbir şeyi kırmamama ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن العام الماضى عندما ذهبنا للتزلج ولم أكسر أى شىء؟ |
Oraya gittiğimizde raporlarına geçiyor olmamız hâlâ hoşuma gitmiyor ama. | Open Subtitles | لا زلت لا احب ظهورنا على حالتهم عندما نذهب اليهم |
gittiğimizde, gerçekten korktum. | TED | وعندما ذهبنا إلى هناك، كنت مذعورة حقًا. |
Rıhtıma gittiğimizde onun denizaltıya binmemesini sağlayacaksın. | Open Subtitles | حالما نصل للرصيف تأكّد من أنّه لن يركب تلك الغوّاصة |
Eve gittiğimizde sana domuz pişireceğim. | Open Subtitles | عندما نصل إلى البيت سأعد لك فطائر لحم خنزير |
Sanırım Midasius'a gittiğimizde bunu öğreneceğiz, değil mi? Hadi! | Open Subtitles | اعتقد إننا سنكتشف الامر عندما نصل إلى ميداسيوس ، هه؟ |
Kütüphaneye gittiğimizde tören için canlı tuttukları kurbanları arayın. | Open Subtitles | عندما نصل المكتبة انتبهوا للضحايا، سيحتفظون بهم علي قيد الحياة للتضحية |
Bu kuruşu, Carlsbad mağaralarına gittiğimizde babam benim için yapmıştı. | Open Subtitles | ابي صنع هذا القرش لي عندما ذهبنا الى كهف كارلسباد |
Ertesi gün doktorun ofisine gittiğimizde eşim bebeğimize hemen mama verdi çünkü oldukça susuz kalmıştı. | TED | عندما ذهبنا إلى مكتب الطبيبة في اليوم التالي، أعطته وصفة طبية فوراً؛ لأنه كان يعاني من القليل من الجفاف. |
Biliyor musun, videocuya gittiğimizde, benim için kapıyı tuttu. | Open Subtitles | أتعلم، عندما ذهبنا لمتجر الفيديو، فتح الباب لي |
Hal böyleyken, okyanusun en derin kısmına -- o sıradağlara gittiğimizde, kaplıca buluyoruz. | TED | وفي أكثر المناطق عمقاً في المحيط عندما نذهب إلى سلسلة الجبال، نجد ينابيع ساخنه |
Bu beklenir. Peki nasıl oluyor da, bir sanat galerisine gittiğimizde seçici olmamız o kadar da beklenmiyor? | TED | فلماذا إذاً لا يكون متوقعاً أن نكون انتقائيين عندما نذهب إلى معرض فنون؟ |
Bir yere yazacağız ve eve gittiğimizde o notları çıkartacağız ve düşüneceğiz ve zaman içerisinde pratik yapacağız. | TED | سوف نقوم بكتابته, و عندما نذهب الى البيت تخرج هذه الملاحظات و نفكر فيها و ينتهي بنا الامر بالتمرين مع الزمن. |
Tascosa'ya gittiğimizde istediğini yapmanı sağlarım. Bu ne zaman olacak? | Open Subtitles | سأعتبر هذا وعدا حينما نصل إلى تاسكوزا ومتى يكون ذلك ؟ |
Oraya gittiğimizde işi bitirip kamyonu doldurmak için 15 dakikamız olacak. | Open Subtitles | حالما نصل إلى الخط المرتفع لدينا 15 دقيقة لإخراج الشحنة وتعبئة الشاحنة |
Evet tam da... Oraya gittiğimizde öleli iki saat olmuştu. | Open Subtitles | أجل, هو مات من حوالى ساعتين من وصولنا هناك |
Oraya gittiğimizde olanları anlatsam ve bu işi tamamen bitirsek nasıl olur? | Open Subtitles | هل يجب أن أخبرهم بكل شيء حين نصل هناك لننتهي من الأمر؟ |
Saldırıya gittiğimizde, yanımıza hiçbir vakit paraşüt almadık. | Open Subtitles | لم يحدث أبداً عند ذهابنا لمهاجمة هدف ما، أن أصطحب أحدنا مظلته |
Wight Adası'na gittiğimizde aşı olmuştuk. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا مهام عندما ذَهبنَا إلى جزيرةِ الشخصِ. |
Bir noktada, sahile gittiğimizde kıyı şeridinde kocaman buz yığınlarının yığılı olduğunu gördük. | TED | ففي أحد المراحل، وصلنا إلى الشاطيء لكي نجد كتل جليد تجمعت على حافة الشاطيء. |
Bu olabilir mi? Evet. Judy'yi aramaya gittiğimizde, bir adamla çıktığını söylemişti. | Open Subtitles | أجل، عندما خرجنا لنبحث عن (جودي) أخبرنا أنّها ذهبت مع رجل ما |
Dr. Watkins'den meyve suyunun örneklerini almaya gittiğimizde laboratuardakiler içinde güzelavrat otu olduğunu anladı. | Open Subtitles | عندما عدنا لأحضار عينة من العصير من الدكتور واتكينس أكتشف المعمل بأنه كان مليئ بالبيلادونا |
Kampa gittiğimizde onları yastık gibi kullandık. | Open Subtitles | لقد استخدمناها كوسادات عندما كنا في المخيم |