"gittiğinizi" - Traduction Turc en Arabe

• ذاهبون
• ذهبتم
• ذهبتما
• ستذهبون
• ذاهبين
• ذهبتِ
• ذاهبان
• تذهبون
• وجهتك
• كنت تذهب
• طريقك
• بأنك ذاهب
• تذهبان
• رحلتم

Daha açık ifade edeyim. Kimse maça gittiğinizi bilmiyordu.
دعنى أوضح هذا اذن لا أحد علم انكم ذاهبون الى المباراة

Sizin LBJ Gölü'ne gittiğinizi biliyorum.
"انظري ، أنا أعرف أنكم ذاهبون لبحيرة "إل بي جي

Şimdi, Murchison'a gittiğinizi, yıldızların altında kamp yaptığınızı ve güneye doğru baktığınızı hayal edin.
الآن، تخيلوا أنكم ذهبتم إلى مرشيستون، وخيّمتم تحت النجوم ونظرتم نحو الجنوب.

Tower'ın evine şu Amiral'i görmeye gittiğinizi söylediniz ve...
كنتِ تقولين أنكما ذهبتما إلي بيت تاور لمقابلة الادميرال، ولكنه لم يأت

Küçük sevimli çocuklarımı beyaz köprüler oluşturmak ve nereye gittiğinizi bana göstermeleri için kullandım!
جعلت من صغاري أن يصنعوا جسوراً بيضاء كي أرى أين ستذهبون

- Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?
أأنت مستعده الى اين تعتقد انكم ذاهبين ؟

Bence alarmı doğru düzgün kurmadan eve gittiğinizi farketse daha çok kızardı, sizce de öyle değil mi?
حسناً، أعتقد أنه لن يحّبكِ أيضاً .. إن ذهبتِ للمنزل دون أن تشغّلي جرس الإنذار بطريقة صحيحة أولاً، أليس كذلك؟

Siz iki korkak nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?
إلى أين تعتقدان أنكما ذاهبان أيها الصغيران؟

Geri kalanlar, nereye gittiğinizi bana söyleyin.
بقيتكم، أخبروني إلى أين أنتم ذاهبون.

- Yemeğe gittiğinizi sanıyordum.
-اعتقدتكم ذاهبون للعشاء خارجاً

Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?
الى اين تعتقدون انكم ذاهبون ؟

Dört numaralı partiden sonra, beş numaralı partiye gittiğinizi düşündüm.
بعد الحفلة رقم اربعه حسبتكم ذهبتم للحفلة رقم خمسة

Yeğeninizle 9 Kasım'da sinemaya gittiğinizi söylemiştiniz.
قلتي أنكم ذهبتم لمشاهدة فلم في الـ9 من نوفمبر

Annem, ölmeden önce, bir keresinde birlikte Rio'ya gittiğinizi anlatmıştı.
أخبرَتني أمّي بأنكما ذهبتما إلى ريو سوية

Mariana biyolojik annenizi görmeye gittiğinizi söyledi.
ماريانا أخبرتني أنكما ذهبتما لتريا أمكما بالولادة

Pekala.Umarım en azından nereye gittiğinizi biliyorsunuzdur?
أتمنى على الأقل أنكم تعلمون إلى أين ستذهبون

-Peki nereye gittiğinizi sanıyorsunuz ?
و إلى أين تظنون أنكم ستذهبون ؟

Nereye gittiğinizi bilemem.
لا يمكنني أن أعرف إلى أين أنتم ذاهبين

Sizi tutan kişi oraya gittiğinizi ve kafanıza göre ayrıldığınızı söylüyor.
حسناً, إن المزارع الذي طلبكِ قال إنكِ أتيتِ و ذهبتِ حسب ما تُريدين

Bak, normal biri gibi bir şahsiyeti var. Siz ikiniz nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?
أترون , أصبح لديه شخصية مثل البشر. أين تظنان نفسيكما ذاهبان ؟

Çocuklar, sinemaya gittiğinizi düşünün.
يا رفاق, أتعلمون عندما تذهبون للسينما ويأتي المشهد المؤثّر،

Ayrıca taksiye kimsenin nereye gittiğinizi bilmesini istemediğinizde biniyorsunuz.
. أعلم كم كان ذلك العشاء مهماً لك أعلم أيضاً أنك لا تأخذين سيار أجرة . إلا في حال كنت لا تريدين لأحد معرفة وجهتك

Ann, 15 yıldır psikiyatriste gittiğinizi söyledi.
تقول لنا آني أنك كنت تذهب إلى طبيب نفسى لمدة خمسة عشر عاما

Ama bir iş görüşmesine gittiğinizi hayal edin.
لكن تخيل الآن إنك في طريقك لمقابلة عمل.

Washington DC'ye gittiğinizi ve bunun Beyaz Saray'ın talebi olduğunu söylediğinizi?
بأنك ذاهب الى "واشنطن" بناء على طلب من البيت الآبيض؟

Kyle kiliseye gittiğinizi söyledi.
سمعت"كايل" يقول إنكما تذهبان إلى كنيسة.

Çoktan gittiğinizi sanıyordum.
إعتقدتُ أنكم قد رحلتم.