| Babanız gitti, ...ve bunun gibi pek çok şey olacak, ...nasıl çözeceğimi bilmeliyim. | Open Subtitles | والدكما قد رحل و الكثير من هذه الأمور سوف تحصل و يجب ان اعرف كيفية إصلاحهم |
| Peki kovboy, Lanie gitti ve Altoid benim için bir seçenek değil. | Open Subtitles | نعم راعي البقر، لاني ذهبت و التويدس ليس خيار الآن |
| Göçmen Bürosuna gitti ve Hong'lara oturma izni elde etti. | Open Subtitles | ذهب الى اي ان اس ووجدهم اعطوا مأوي لعائلة هونج |
| gitti ve ben tamamen kötü ne olabilir emin değilim edilir. | Open Subtitles | لقد ذهب و أنا لست متأكدة ما قد يكون أسوأ كنا سنموت |
| - Adam gitti ve şimdi her şeyi yoluna koymak zorundayım yoksa işim biter. | Open Subtitles | -إنهُ رحل وأنا سيكون عليّ أن أجعل كل شئ يعمل بنجاح وإلا سأكون قد فشلت |
| Ve kuzgun gitti ve yeryüzünden sular çekilinceye kadar öteye beriye gitti. | Open Subtitles | وذهب الغراب إليها وطار ذهاباً وإياباً و حتى جفت المياه من الأرض |
| Bir kus gitti ve bir kus geldi. | Open Subtitles | إنه الطائر يغادر ويعود مجدداً |
| Kafası allak bullaktı, gitti ve sanırım belli bir süre orada beklemiş. | Open Subtitles | لقد إهتاج و رحل, و أعتقد أنه كان بالخارج لفترة طويلة. |
| Şimdi gitti ve hiç kimse nerede olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الآن لقد رحل, و لا أحد يعرف مكانه |
| Ama gitti, para da onunla gitti ve senin neye inandığın Montrose'u hiç ilgilendirmeyecektir. | Open Subtitles | لكنه رحل و النقود رحلت أيضاً، و (مونتروز) لا يكترث لذلك إذا أنك تصدق هذا الشيء أو آخر. |
| Anne gitti ve Hegeman'ın benimle olmasına alışık değilim. | Open Subtitles | حسنا, والدتك قد ذهبت و ليست من عادات هيجمان ان يتواصل معي |
| Zach'e gitti ve birlikte duşa girmeyi teklif etti. | Open Subtitles | بأن تدعوها الليلة لذلك ذهبت و قامت بأقناع زاك بأن هذا وقت مناسب لأخذ حمام |
| Wonderland başkanı polise gitti ve onlara, rakunların 10,000,000 yenini çaldığını söyledi. | Open Subtitles | رئيس شركة بلاد العجائب ذهب الى الشرطة و اخبرهم بان الراكون قد سرق منه 10 مليون ين |
| Böylece babam gitti ve Koç P'ye beni geri alması için yalvardı. | Open Subtitles | لذا أبي ذهب و توسل للمدربة بافليك حتى تدعني أعود |
| O gitti ve ben kaldım. Böyleyken böyle. | Open Subtitles | وهو رحل وأنا بقيت ، هذا كل ما في الأمر |
| Zamanın başbakanı parlamentoya, bütçe konuşması yapmak için gitti ve asla unutmayacağım bazı şeyler söyledi. | TED | وذهب رئيس الوزراء في ذلك الوقت إلى البرلمان ليلقي خطاباً عن الميزانية، وقال بعض الأشياء التي سوف لن أنساها ابدأ. |
| Bir kuş gitti ve bir kuş geldi. | Open Subtitles | إنه الطائر يغادر ويعود مجدداً |
| Yengesi Barbara, kardeşimin karısı yakınlarda bebeği dolaştırıyordu onu kurtarmaya gitti ve ikisi de kurtulamadı. | Open Subtitles | عمته باربارا زوجة اخي كانت تسير معه وهي ذهبت معه للحفاظ عليه |
| Bobby buraya geldi ve konuşma yaptı, sonra Memphis'e gitti ve sonra Stockton ve California'ya gitti ve eski Sante Fe deposundaki Sante Fe treninde konuştu. | Open Subtitles | جاء بوبي هنا و قال أنه ذهب إلى ممفيس، ثم ذهب لستوكتون ، كاليفورنيا وتحدث عن قطار سانتا في مستودع سانتا القديم |
| O emre karşı geldi gitti ve adamlarının hayatta ve mücadele ettiklerini öğrendi. | Open Subtitles | ذهب ووجد رجاله ما زالوا أحياء و يقاتلون لقد أنقذ حياتهم |