Tanıdığımız biri olmalı, kapalı bir yerde kar maskesi giyiyor. | Open Subtitles | ، عليه أن يكون أحد من معارفنا يرتدي القناع بالداخل |
bu adam bir mont giyiyor. Ben asla yaşlı olmuycam. | Open Subtitles | هذا الرجل يرتدي حفاضات يا الهي،لا أريد أن أصبح عجوزة |
O Davey Crockett ve ben rakundan şapka giyiyor olurdum. | Open Subtitles | أمم، هذا هو ديفي كروكيت أعتاد أن يرتدي قبعة الراكون |
Peki ama döndüğümde mezuniyet kıyafetini giyiyor olmassan iyi olur. | Open Subtitles | ولكن من الأفضل ألاّ ترتدي فستان حفلتكِ الموسيقية عندما أعود. |
Olay mahallinden kaçan kişi gibi siyah bir palto giyiyor. | Open Subtitles | إنها ترتدي المعطف الداكن كما الشخص الذي ترك مسرح الجريمة |
Eğer ben yabancı evde başka birinin pijamalarını giyiyor halde uyansam, | Open Subtitles | الشخص استيقظ في منزل غريب وهو يلبس بيجاما خاصة بشخص آخر |
Neden sıradan çapulcular, ithal ayakkabı giyiyor olabilir? | Open Subtitles | لماذا أشرار كهؤلاء يرتدون احذية مستوردة ؟ |
Joey 60 yaşında ve hâlâ aynı Bugs Bunny pijamalarını giyiyor. | Open Subtitles | جوي بعمر الـــ 60 ولا يزال يرتدي نفس بجامة ,باغز باني |
Yaşlı bir adam. Siyah bir takım giyiyor, kır saçlı. | Open Subtitles | إنهُ رجل عجوز يرتدي بدلة سوداء و لديه شعر أبيض |
Ayrıca her törende lanet acil servis teknisyeni üniformasını giyiyor. | Open Subtitles | كما أنه يرتدي زي المسعفين في كل تظاهرة وكل عرض |
Biriniz yanımdayken diğeri kostümü giyiyor, böylece sağlam bir gerekçeniz oluyor. | Open Subtitles | حين أكون مع أحدكما، الآخر يرتدي الزي، ما يخلق الحجة المثالية. |
bir okul haline getiriyor. Herkes jean pantalon giyiyor, herkes aynı. | TED | الى مدرسة.الجميع يرتدي فيها الجينز,الجميع متشابهين. |
Gençler niye gece beyaz ceket giyiyor? | Open Subtitles | لماذا يرتدي صغار السن الجاكيتات البيضاء في المساء؟ |
Puanlı bir elbise giyiyor. Yüzü çok yorgun. | Open Subtitles | إنها ترتدي ثوباً من القماش المنقط ووجههامهموم. |
İki sarı şeridi olan mavi bir kazak giyiyor. | Open Subtitles | ترتدي سترة كحلية اللون وعليها خطين أصفرين. |
Sarı çizgileri olan gece mavisi bir kazak giyiyor. | Open Subtitles | ترتدي سترة كحلية اللون وعليها خطين أصفرين. |
Çocuk sekiz yaşlarındaydı. Şort giyiyor ve çok büyük bir sırt çantası taşıyordu. | Open Subtitles | يبدو في الثامنة من عمره، يلبس سروالا قصيرا ويحمل حقيبة ضخمة على ظهره |
Kaç erkek eski gömlek giyiyor ve kaçının yeni gömleğe ihtiyacı var? | Open Subtitles | هل تتخيلين كم هو عدد الرجال الذي يرتدون قمصانا قديمة و يحتاجون الى ما هو جديد بدلا عنها ؟ |
Emirlere uyarım. Asker üniforması giyiyor olabilirsin ama içindeki önemli Sam. | Open Subtitles | صحيح انك تلبس زي الجنود، ياسام، لَكنَّه الذي بداخلك شي اعظم. |
Siyah saçlı. Puro içiyor ve genellikle hasır şapka giyiyor. | Open Subtitles | شعره أسود ويدخن سيجارا وغالبا ما يرتدى قبعة من القش |
Şimdi cehennemden fırlamış gelmiş gibi davranıyor. Dar kotlar giyiyor falan. | Open Subtitles | والان تبدوا وكأنه أحد صانعى الجحيم ترتدى سرولها الضيقه وكل شئ |
Onları giyiyor ve ona ne oluyor bilemiyorum, ama kendisini o kotların içinde çok iyi hissettiği bir gerçek. | Open Subtitles | يرتديه و لا أعرف ما يحدث بالضبط لكن أؤكد لكم أنه يحب مظهره بهذا الجينز |
Evet, tırmanma duvarındayken iç çamaşırı giyiyor olmak da kurallardan biri olmalı. | Open Subtitles | اجل, حسنا, ارتداء سروال على الحائط الصخرى يجب أن يكون أحد القواعد |
Deri ceket giyiyor ve güneş gözlüğü takıyordu, polislerin kullandığı aynalı modellerden. | Open Subtitles | الوغد كان يرتدي سترة جلدية و يضع نظارات شمسية تعكس الضوء كالمرايا تعرفون كالتي يرتديها الشرطة لكن الظلام كان قد حل |
Beni bir dahaki görüşünde en iyi giysilerimi giyiyor olacağım. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تراني فيها سأكون مرتدياً ثيابي المهرجانية |
Ve bunun altında ne giyiyor olabilirsin genç adam? | Open Subtitles | وما الذي يمكن أن ترتديه تحت هذا ، أيها الشاب؟ |
Adam 21 yaşında, ailesiyle yaşıyor, ve bir önlük giyiyor. | Open Subtitles | يبلغ الـ 21 ويعيش مع والديه ويرتدي مئزراً ليكسب عيشه |
Sürekli aynı giysileri giyiyor olabilirim, ama sen de ne yazık ki kimin nerede ne giydiğini hiç unutmuyorsun. | Open Subtitles | ربما ارتدى اكثر من زى بالفعل بينما انتى ترتدين نفس الزى دائما يالة من شىء مثير للشفقة |
Kauçuk eldiven giyiyor ayrıca küveti temizlemek için içini su doldurmazsın. | Open Subtitles | أَعْني, أنها تَلْبسُ قفازاتَ مطاطيةَ, وأنت لا تَمْلأُ الحوض بالماءِ لتَنظيفه. |