Hükümetin hangi biriminde, yoksa bu da mı gizli bilgi? | Open Subtitles | في أي جزء من الحكومة أو إنه أمر سري أيضاً؟ |
Casus, casusluk nedir bilmem. O çantada gizli bilgi hiç olmadı. | Open Subtitles | حسنا عميل ، أنا لا أعرف شئ عن التجسس لم يكن هناك أي شئ سري في تلك الحقيبة |
Benim yetkimi kullanarak sana gizli bilgi getirmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدني أن أستخدم سلطتي لأحصل لك على معلومات سرية ؟ |
Binbaşı anlaşılan Boxer lideri hakkında gizli bilgi sahibisiniz. | Open Subtitles | معلومات سرية حول قيادة االملاكمين إنه ليس هناك الكثير من السرية |
Şey, tabi ki etmez. gizli bilgi. | Open Subtitles | حسناً، بالطبع لمْ يفعل، فهذا سرّي. |
Tek bildiğim bir çeşit gizli bilgi çekip çıkarma işiydi. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه اصبح نوعا ما قادرا على الحصول على المعلومات السرية |
Bulunduğu yer gizli bilgi. | Open Subtitles | إنّه في مكان سريّ |
Ne zaman yeni bir kalıntıyı açığa çıkarsam derhal gizli bilgi oluyordu. | Open Subtitles | كل مرة كشفت مصنوعة أبكاني اليدوية جديدة... أصبح سري فورا. |
Haftada iki kez gizli bilgi yolluyor. - Gemini'nin yolladıkları mı? | Open Subtitles | تصلنا في بث سري مرتين في الأسبوع |
gizli bilgi... benim için neleri gizlilikten çıkarabilirsin? | Open Subtitles | سري ... حسنا , هل يمكنك أن ترفع السرية عنها لأجلي ؟ |
Herhalde söyleyecek değilim. gizli bilgi. | Open Subtitles | لا يمكنني الإفصاح عن ذلك فذلك أمر سري |
Tek bilmeniz gereken gizli bilgi olduğu. Yapılması gerekeni biliyorsunuz. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو معرفة أن هذا سري |
-Takımını tehlikeye atmaktan. -Yabancı bir hükümete gizli bilgi göndermekten. | Open Subtitles | تسريب معلومات سرية إلى حكومة أجنبية وتفعيل الوضع |
Savunma müteahhitlerine gizli bilgi vermekle ilişkisi olduğunu gösteren üstü kapalı olmayan delilin bulunduğu bir soruşturmanın parçasıydım. | Open Subtitles | كنت جزءاً من فريق تحقيق وضع يده على دليل أدانه في بيع معلومات سرية للغاية لبعض وكلاء وزارة الدفاع |
Nükleer savaş başlatacak kadar gizli bilgi saklıyordun. | Open Subtitles | كانت لديك معلومات سرية كافية لبدء حرب نووية |
Bana gizli bilgi vereceğini aklından geçirme ama. | Open Subtitles | إنه في الاستخبارات المركزيّة ولا أعتقد أنه سيعطيني معلومات سرية |
Sana söyledim, bu gizli bilgi. | Open Subtitles | لقد قلتُ لك ، الأمر سرّي |
Bahsettiğim gizli bilgi. | Open Subtitles | أعِد إليّ الـ 50 ألف المعلومات السرية التي ذكرتُها |
Ana genom T-Rex. Kalanı gizli bilgi. | Open Subtitles | الجينوم الأساسي هو لديناصور (تي ريكس) والباقي سريّ |
- Bunu benden nasıl saklayabildin? - gizli bilgi. | Open Subtitles | كيف تخفى هذا عنى سرى |
Evet, gizli bilgi olduğunu biliyorum ama-- lütfen beni beklemeye almayın! | Open Subtitles | أجل, أعرف إنها معلومة سرية لكن رجاءً لا تضعيني على الإنتظار |
Ya da hükümetten çok gizli bilgi. | Open Subtitles | أَو معلومات سريّة للغاية مِنْ الحكومة. |
- Bu gizli bilgi değil mi? | Open Subtitles | أليست هذه معلومة سريّة ؟ |
Bu ancak mahkemede gizli bilgi vermeniz istendiğinde geçerlidir. | Open Subtitles | هذا بخصوص الشهادة إستنادا على معلومات سرّية |
-Yapma. -Kusura bakma, gizli bilgi. | Open Subtitles | هيا - آسف " في بي " إنها الحاجة للمعرفة فقط - |
gizli bilgi. Hoşçakal Carla. | Open Subtitles | المعلومات محجوبة الوداع يا كارلا |