En başarılı gruplar en yüksek toplam I.Q. 'ya sahip olanlar da değildi. | TED | و لا كانت المجموعات أكثر نجاحاً اولئك الذين كانت نسبة ذكائهم الاجمالي الأعلى. |
Daha ziyade, gruplar oluşturup, desteklemeye yarayan bir ortama dönüşüyor. | TED | لتكون طريقة لخلق بيئية مناسبة ودعم المجموعات والأختيار الذي نواجهه |
Bu geceki ziyafetten önce, onarlı gruplar halinde odama gelin. | Open Subtitles | قبل مأدبة الليلة تعالوا إلى غرفتي في مجموعات من 10 |
Şu anda gruplar oluşuyor ama kimse acımasız, sarışın kızla arkadaş olmak istemiyor. | Open Subtitles | الأن الجماعات تتشكل ولا احد يريد ان يكون صديقاً مع الفتاة الشقراء الخجولة |
gruplar savaşının olduğu kulübe gideceğiz, ne dersin? Harika olacak. | Open Subtitles | سنذهب إلى النادي الذي به صراع الفرق الموسيقية وسيكون رائعاً |
Kanun yok. Bizim gibi, kurtulanlardan oluşan gruplar var sadece. | Open Subtitles | لا يوجد قانون لا يوجد سوى جماعات من الناجين مثلنا |
*Diğer gruplar her 20-30 dakikada bir gidecek. İyi şanslar. | Open Subtitles | وستغادر المجموعات الأخرى كل 20 إلى 30 دقيقة، حظا طيبا |
Onunla ilgili tüm bilgiler burada. Bulunduğu gruplar ve bölgedeki benzer ağlar. | Open Subtitles | هذا ملف كامل عنه, المجموعات التي ارتبط بها و ما الى ذلك |
Bak, bu gruplar, onlar bana gel, oynamak isteyin, ben onları sağlar. | Open Subtitles | انظر هذة المجموعات , انهم يأتون الى يطلبون العزف , انا ادعهم |
Victus, bir başka diriliş arayan gruplar hakkında bilgi topluyor. | Open Subtitles | فيكتوس يجمع معلومات أستخبارتيه عن المجموعات يتطلعون إلى نهوض أخر. |
Sanki gruplar ve gruptaki insanlar asla aynı anda bir bütün olamıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو بأن المجموعات و الأشخاص الذين يشكلونها لا يمكن أن يكتلموا بنفس الوقت |
Bu ufak gruplar içinde çizgilerin nasıl oluştuğunu görebilirsiniz....bum...bum....bum.... | TED | و تستطيعون رؤية كيف تتشكل الخطوط في هذه المجموعات الصغيرة خط، خط، خط، خط. |
Kabarcıkları, sardalyeleri daha sıkı gruplar halinde yakalamak için kullanırlar. | Open Subtitles | فهي تستخدمها لتحيط بالسردين لتجعلها في شكل مجموعات صغيرة وضيقة |
Bugün kromatografi laboratuarı var. Çalışma arkadaşınızı bulup dörtlü gruplar oluşturun. | Open Subtitles | سوف ندرس الرسم البيانى اليوم لذلك جد شريكا وإنقسموا لاربع مجموعات |
Ve çünkü, bazı gruplar, diğerlerinden üç kat fazla pirinç tüketiyor. | Open Subtitles | وبسبب أن هناك مجموعات معينة تستهلك ثلاثة أضعاف الرز عن البقية |
Çevreci gruplar ve birkaç gelişmiş ülkenin protestoları devam ediyor. | Open Subtitles | الأحتجاجات مستمرة من قِبل الجماعات المحافظة على البيئة والدول النامية |
Ve gruplar sıklıkla hemen terörist olarak adlandırılıyor. | TED | وكانت الجماعات في معظم الوقت توصف بكونها ارهابية. |
O gruplar yeni şarkı çaldığı zaman insanlar bira almaya gidiyor ama. | Open Subtitles | اجل , عندما تقدم تلك الفرق موسيقى جديدة تقوم الناس لأحضار البيرة |
Bu yaklaşımın amacı çalışma konusu olan değişkenin, gruplar arasındaki, sonucu etkileyebilecek, tek değişken olduğundan emin olmaktır. | TED | تحاول هذه العملية تأكيد أن الفرق الوحيد بين المجموعات هو الذي يحاول الباحثون دراسته. |
Partizan görüşündeki bütün gruplar bu gerçekleri gözden geçirdiği zaman bu durum, temelleri olmayan politikalara sebep olabilir. | TED | وعندما تقوم جماعات كاملة بقلب الحقائق خدمةً لمعتقدات حزبية، قد يقود هذا إلى سياسات لا تستند إلى الحقيقة أو العقل. |
Çoğunlukla yürüyüş yapanlar. Küçük gruplar halinde yada yalnız. | Open Subtitles | كل شخص كان يسير فى مجموعه صغيره او وحيدا |
gruplar oraya birbirlerine uyum sağlamak için prova yapmaya gidiyorlar. | Open Subtitles | الفِرق يذهبون إلى هناك ليمرّنون اصواتهم |
SOL gruplar, MÜSLÜMANLAR VE SÜRÜLMÜŞ FİLİSTİNLİ GERİLLALARIN ARASINDAKİ GERGİNLİK ARTTI | Open Subtitles | زاد التوتر مع الفصائل اليسارية والاسلامية ومع المنفيين الفلسطينيين |
Vaktinden önce orada ol. Küçük gruplar halinde gidin ki dikkat çekmeyin. | Open Subtitles | تأكدوا من كونكم بالموقع حسب التوقيت، بمجموعات صغيرة حتى لا تجذبون الانتباه |
İkili gruplar hâlinde etrafı kesebileceğiniz güvenli bir yer bulun. | Open Subtitles | لننقسم لمجموعات من فردين ولنجد مكانًا آمنًا على مدى النظر. |
Victus, başka bir diriliş gerçekleştirmek isteyen gruplar hakkında bilgi topluyor. | Open Subtitles | الفكترس كانو يجمعون الاستخبارات عن مجاميع يتحدثون عن احداث نهضة ثانية |
Kalahari Çölü'ndeki mirketler de büyük gruplar halinde yaşar fakat onlar daha düzenlidir. | Open Subtitles | تعيش السراقط في صحراء كالاهاري أيضاً في مجموعاتٍ ضخمة، لكنهم في الواقع أكثر تنظيماً. |
ve bu gruplar arasındaki tek farklılıktı. Lancet dergisinde yayınlanan randomize kontrollü bir çalışmaydı. | TED | وهذا كان الفارق الوحيد بين المجموعتين لقد كانت دراسة عشوائية مراقبة نشرت في مجلة لانسيت. |
Kabul görmenin nasıl hissettirdiğini bilecek yaşa geldiğimiz gibi gruplar oluşturmaya başlarız. | TED | نبدأ بتكوين مجموعات بمجرد أن نكون كبارا بما يكفي لنعلم ماذا يعني قبول الآخرين. |