Size bir başka örnek vereyim: 2008 yılında UCLA'daki bir grup araştırmacı, şehirde Hırsızlığın yoğun olduğu bölgelerde örüntü arıyordu. | TED | لنأخذ مثالًا آخر: في 2008، بحثت مجموعة في جامعة كالفورنيا عن أنماط انتشار السرقة في المدينة. |
Muhtemelen Hırsızlığın yanı sıra adam da öldürmüştür. | Open Subtitles | من المحتمل انة يُقْتَلُ أيضاً دة غير السرقة |
Pazar okulunda Hırsızlığın günah olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | في درس يوم الأحد تعلّمنا أن السرقة هي إثم |
Aç olmak ölmekten iyidir! Hırsızlığın cezası budur! | Open Subtitles | من الافضل ان تبقوا جائعين على ان تموتا الموت هو عقاب السرقة |
Hırsızlığın nasıl önleneceğini çok düşündüm. | Open Subtitles | وقد عملت قدرا كبيرا من التفكير حول كيفية منع اللصوص من السطو |
Göreviniz Jim, tabii eğer kabul edersen, Hırsızlığın fotoğraflanmış bir kanıtını ele geçirmek; Golitsyn'i satıcısına kadar gölge gibi izlemek ve her ikisini de tutuklamak. | Open Subtitles | مهمتك جيم إن اخترت القيام بها هي ان تحصل علي دليل علي السرقة بالصور وتتبع جوليتسن حتي يصل ال المشتري والقبض عليهم معا |
Hırsızlığın sonu budur, cezasını çekersin. Sadece bir şeker. | Open Subtitles | هذا ممكن أن يحدث لك عند السرقة فهناك عواقب لذلك |
Hırsızlığın yapıldığı güne ait komut günlüklerini silmeye çalışmış. Virüs vardı. | Open Subtitles | حاول أن يمسح سجلات الرائد في صباح السرقة |
Kaçak avcılık Hırsızlığın yanıbaşındadır Bay Carter. | Open Subtitles | السرقة الغير شرعية تقارب السرقة سيد كارتر |
Ama cinayeti çözmemize yardım ettiği sürece, Hırsızlığın çok küçük bir yeri vardır. | Open Subtitles | لكن يمكن التغاضي عن تهم السرقة طالما تساعدنا في حل جريمة القتل |
Hırsızlığın en ucundayım. Bir ağım var. Doğal olarak böyle şeyler dikkatimi çekiyor. | Open Subtitles | تقصدين السرقة ذات المستوى العالي هناك شبكة من المعلومات تزودني بالأخبار |
Ama Hırsızlığın kanunlara aykırı olduğunu unutma. | Open Subtitles | نجحت هذه المره لكن لا تنسي أن السرقة ضد القانون |
Yani... Hırsızlığın mikrofonu... yerleştirmek için yapılmış bir aldatmaca olduğunu ve katilin iş üstünde yakalandığını mı düşünüyorsun? - Bu Watergate olayı değil Castle. | Open Subtitles | هل تعتقدين أنّ السرقة كانت مجرّد ذريعة لوضع جهاز التنّصت |
Sen de benim kadar iyi bilirsin ki büyük çapta Hırsızlığın cezası 5 yıldır. | Open Subtitles | كما تعلم جيّدًا أنا أعمل قانون التقادم على السرقة الكبرى في خمس سنوات |
Bu çok ciddi bir suçlama kaptan. Hırsızlığın cezası ölümdür. | Open Subtitles | هذا إتهام خطير أيها القبطان السرقة عقابها الإعدام |
-Bir hırsıza göre. Hırsızlığın ilk kuralını bile bilmediğin belli. | Open Subtitles | مِن الواضح أنّكِ لا تعرفين أولى قواعد السرقة |
Altı ila on Hırsızlığın kötü gidişinden sonra çok kısa. | Open Subtitles | ستة الى عشر ساعات هذا بوقت قصير بعد عملية السرقة الفاشلة |
Hırsızlığın gerçekleştiği yeri gösterme nezaketinde bulunur muydunuz? | Open Subtitles | هل ستكون لطيفاً جداً لترينا أين السرقة حصلت؟ |
Ve Hırsızlığın olduğu saatlerde sizin neler yaptığınızla da. | Open Subtitles | ولقد طابقنا تحرّكاتكما مع أوقات إرتكاب عمليّات السطو. |
Yolun karşısındaki Hırsızlığın olduğu geceye bakmadık. | Open Subtitles | ولم ننظر إلى ليلة السطو في الشارع المُقابل. |
Bu Hırsızlığın tarihi. Komik değil mi? | Open Subtitles | هذا هو تاريخ عمليه السرقه اتظن ان هذا مضحكا ؟ |