| Gerçek haçın peşinde koşan birisi için Vincent seninle çok fazla ilgileniyor gibiydi. | Open Subtitles | اتعلم , بالنسبة لشخص يبحث عن الصليب الحقيقى فينسنت بدا مهتماً بك بالتأكيد |
| Kutsal haçın üstündeki, yardım et, İsa,İsa,İsa. | Open Subtitles | ساعدنا من على الصليب المقدس يا يسوع يا يسوع يا يسوع |
| Bu fiziksel hayatı söndürür ve haçın ortasını oluşturur. | Open Subtitles | انها تخمد الحياه الجسديه و تشكل مركز كتلة الصليب |
| Fiziksel olarak ölümüne sebep olacak ve haçın merkezini oluşturacak. | Open Subtitles | انها تخمد الحياه الجسديه و تشكل مركز كتلة الصليب |
| haçın gücüyle ve korumasıyla ailesini ve arkadaşlarını sabır ver. | Open Subtitles | وعزي عائلته وأصدقائه بسلطة وحماية الصليب |
| haçın üzerinde ölümü yenen kahraman. | Open Subtitles | الذي هزم الموت عند الصليب ولكن ليس بدون أخطار عظيمة وخسارة لدم كثير |
| Tanrı seni sevdiği için, İsa'yı o haçın üzerinde ölmesi ve senin günahlarının bedelini ödemesi için gönderdi. | Open Subtitles | الله ارسل يسوع ليموت علي الصليب ويحمل عقاب خطاياك لانه يحبك |
| Fulcanelli bu haçın Freemasonların zamanın sonu... hakkında bir mesajı olduğuna inanmaktaydı. | Open Subtitles | و لانعرف إلا القليل عن أصول هذا الصليب يؤمن فوكانالي بأنه يحمل رسالة |
| Sam'e haçın duvardan düşmüş olabileceğini söylüyorum. | Open Subtitles | ما أحاول أن أقوله لسام هو أنه من المستحيل أن الصليب وقع الأرض |
| haçın duvardan düşmesi, onu hayaletin düşürdüğü anlamına gelmez. | Open Subtitles | لو أن الصليب وقع من على الحائط ,هذا لا يعنى أن الأشباح قامت بذلك |
| Burda hiçbir şey olmuyor, anne. haçın düşmesi önemli birşey değil. | Open Subtitles | لا شىء يحدث هنا أمى انا أقصد ان الصليب لم يفعل هذا |
| Bana dokunana tek kişi, kalbimin içinde yaşıyor geceleri beni ziyaret ediyor ve bu kişi, birçok asır önce, bir haçın üzerinde öldü. | Open Subtitles | الوحيد الذي يلمسني هو من يعيش في قلبي الذي يزورني ليلاً الذي مات على الصليب قبل قرون |
| O haçın üstüne çıkmak için yardım lazım mı, yoksa merdiven getirdin mi? | Open Subtitles | أتحتاج لمساعدة للتسلق على هذا الصليب أم أحضرت سلم؟ |
| Eğer orada bir ipucu bulduysalar haçın yerini tespit edebilirler. | Open Subtitles | اذا عثروا على اى شىء على متنها بعض الادلة فسيُمكنهم الكشف عن مكان الصليب |
| En inançlı kişilerden oluşan ve haçın var olması için canını vermeye hazır bir mürettebatım var.. | Open Subtitles | طاقم من الأكثر اخلاصاً جاهزون للموت حتى حمل الصليب |
| Gerçek haçın nerde olduğunu göstereceğini sanıyordum. | Open Subtitles | انا اعتقدت انها كن من المفترض ان تخبرنا اين مكان الصليب الحقيقى ؟ |
| Bu haçın nerede olduğunun cevabı olmalıydı. | Open Subtitles | ذلك من المفترض ان يكون الاجابة مكان الصليب |
| Üstelik, haçın üzerinde de değil. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، صليبك غير موجود. |
| İyi de saatlerin gerçek haçın yolunu göstermesi gerekiyor. | Open Subtitles | لكن الساعات من المٌفترض ان تُرينا الطريق للصليب الحقيقى |
| - Dindardır belki. Bir haçın üzerine yaslanıyorlar. | Open Subtitles | ربما الأمر ديني,تبدوان و كأنهما تركعان على صليب |
| Kaybettiğin gümüş haçın yerine, değerli taşlarla donatılmış altından yapılmışını istediğinden şüphem yok, Carvajal... | Open Subtitles | بالتأكيد تود صليباً ذهبياً مرصّع بالجواهر يا (كارفجال)، بدلاً من الفضي الذي فقدته |
| Bu olaylarda haçın gücü... | Open Subtitles | فى هذة الحالة فان قوة صورة المسيح المصلوب 000 |