"haber şu ki" - Traduction Turc en Arabe

    • هو أنها
        
    • إنّ الأخبارَ
        
    • السار هو أن
        
    • السار هو أننا
        
    • السار هو أنه
        
    • السار هو أنّ
        
    • الاخبار
        
    • البشرى أن
        
    • النبأ السار هو
        
    İyi haber şu ki oldukça egzotiktir, bu yüzden ikincil testleri uygulayın. Open Subtitles الخبر السار هو أنها غريبة الأطوار حقاً لذا فلتقومي بإجراء إختبارات ثانية
    İyi haber şu ki bu aslında başladı bile. TED الخبر السار هو أنها في الواقع قد بدأت بالفعل.
    Büyük haber şu ki, kendime bu hafta sonunda gemide yer ayırttım ve bana neredeyse tüm yolcuların bayan olduğu söylendi. Open Subtitles إنّ الأخبارَ الكبيرةَ، حَجزتُ نفسي على a جولة بحرية عطلة نهاية الأسبوع هذه، ويُقال لي المسافرون تقريباً كُلّ السيدات.
    İyi haber şu ki halihazırda bunun için çalışanlar var. TED الخبر السار هو أن هناك أشخاصًا يعملون لهذا الغرض حاليًا.
    Ama iyi haber şu ki, cinayet silahının üzerinde bir eşleşme bulduk. Open Subtitles والنبأ السار هو أننا وجدنا تطابقاً من الحمض النووي على سلاح الجريمة
    İyi haber şu ki insanların hesaplarını daha korunaklı hale getirmesi için bazı tavsiyelerimiz var. TED الخبر السار هو أنه لدينا نصيحة ليغلق الناس حساباتهم
    İyi haber şu ki, merakını giderebilirim. Open Subtitles حسناً، الخبر السار هو أنّ بإستطاعتي الإجابة على سؤالك.
    Ama iyi haber şu ki annen yurtdışında. Yani onun evinde kalabilirsin. Open Subtitles الاخبار الجيدة هى، والدتك فى بلد أخرى، لذا يمكنك البقاء فى شقتها
    İyi haber şu ki Darhk orada ne işler çeviriyorsa güzelce patlattık. Open Subtitles البشرى أن أيًّا يكُن ما كان يقوم به (دارك) هناك
    Ne var biliyor musun? İyi haber şu ki, ortalık sakinleşene kadar annem bizde kalacak. Open Subtitles ولكن كما تعلمون ، فإن النبأ السار هو أن امى ستبقى معنا لفترة من الوقت
    İyi haber şu ki, sana iyilik yapmıyormuş gibi davranacak. Open Subtitles والجيد في الأمر هو أنها ستتظاهر بأنها لا تقدم لك معروفاً
    Şimdi, desteklenebilir yatırımlar, iyi haber şu ki, sihirli büyü ve yatırım sırrı gerektirmez, sadece seçkin sınıf için değildir. TED الآن، والاستثمار المستدام، والخبر السار هو أنها لا تتطلب الوصفة السحرية كما لا يتطلب الأمر بعض أسرار الاستثار، وليست فقط للنخبة.
    iyi haber şu ki bu deli kızı sevdiler... teklifi kabul ettiler. Open Subtitles إنّ الأخبارَ الجيدةَ تلك حَبّوا هذه البنتِ المجنونةِ... قَبلوا الزواج. - هل قبلو بك
    Neyse, iyi haber şu ki, proje gayet iyi bir durumda. Open Subtitles والخبر السار هو أن المشروع هو في حالة جيدة. جاك سعيد.
    İyi haber şu ki yasanın değişmesine yardımcı olduk. TED والخبر السار هو أننا استطعنا للمساعدة في تغيير القانون.
    Yani iyi haber şu ki ölmeniz istenmiyordu. Patlamanın sebebi yalnızca sizi korkutmaktı. Open Subtitles لذا, فالخبر السار هو أنه لم يقصد بها قتلكم, كان الإنفجار فقط لـ...
    İyi haber şu ki politikacılar hakkında elimizde yığınla dosya var. Open Subtitles الخبر السار هو أنّ لدينا طنّ من البيانات حول هؤلاء السياسيين...
    Bir iyimsi haber şu ki, bu yolsuzluk iki tarafta da olan eşit-fırsatçı bir yolsuzluk. TED احد الاخبار الجيدة هو الثنائية الحزبية, تكافئ الفرص في الفساد.
    Ama iyi haber şu ki Cephane'nin elinde. Ve kaçmasına izin vermeyecekler. Open Subtitles لكن البشرى أن (الترسانة) تأسرها ولن يسمحوا لها بالفرار.
    Ama iyi haber şu ki, kraliçelerinden ayrılmıyorlar. Open Subtitles ولكن النبأ السار هو أنهم لن يتركوا الملكة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus