Size et, şarap ve müzik verdim ama size hak ettiğiniz konukseverliği sergileyemedim. | Open Subtitles | لقد أعطيتك اللحم والنبيذ والموسيقى ولكن لم أريك الضيافة التي تستحقها 597 00: |
Kanunu kuyruğundan yakalayın ve hak ettiğiniz anlaşmadan bir ısırık alın. | Open Subtitles | "أمسك القانون من الذيل" واحصل على عضة في التسوية التي تستحقها |
Bu rozeti giyerek, hak ettiğiniz özel ilgiyi her daim göreceksiniz. | Open Subtitles | إرتداء هذه الشارة يعني أنك ستحصل دائما على المعاملة خاصة التي تستحقها |
Sen ve Jessi'nin de hak ettiğiniz kendi özgür kararlarımı verebilmek için. | Open Subtitles | حتى أكون صاحبة القرار باختياراتي وهذا ما أنت وجيسي تستحقون |
Bayanlar ve baylar, bugün hepinizi buraya bunu direkt benden duymayı hak ettiğiniz için çağırdım. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي جمعتكم هنا اليوم لأنكم تستحقون سماع ذلك مني |
Geri döndüğümüzde içgüdülerinizi kullanmaya başlayacağız. hak ettiğiniz yaşamı tasarlamak onu gerçek kılmak için hırsla dolmak ve o gücü bulmak için. | Open Subtitles | وحين نعود، سنستعمل غرائزكم لتصميم الحياة التي تستحقّوها وتغذية الرغبة لتحقيقها وإيجاد القوّة... |
Geri döndüğümüzde içgüdülerinizi kullanmaya başlayacağız. hak ettiğiniz yaşamı tasarlamak onu gerçek kılmak için hırsla dolmak ve o gücü bulmak için. | Open Subtitles | وحين نعود، سنستعمل غرائزكم لتصميم الحياة التي تستحقّوها وتغذية الرغبة لتحقيقها وإيجاد القوّة... |
Bu rozeti giyerek, hak ettiğiniz özel ilgiyi her daim göreceksiniz. | Open Subtitles | إرتداء هذه الشارة يعني أنك ستحصل دائما على المعاملة خاصة التي تستحقها |
"Ve hak ettiğiniz anlaşmadan bir ısırık alın." | Open Subtitles | "واحصل على عضة في التسوية التي تستحقها" |
Umarım geçmişteki liderlerimiz kadar iyi olurum ve sizin hak ettiğiniz kadar iyi. | Open Subtitles | وجيد كما أنتم تستحقون |
Bunu hak ettiğiniz için. | Open Subtitles | لكن بسبب أنكم تستحقون ذلك. |