Bir gün seni, hakettiğin hayatı yaşatmak için, seni uzaklara götüreceğime söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ بأنه يوماً ما ساَخذكِ بعيداً عن هنا ومنحكِ السعادة التي تستحقينها |
Söz veriyorum ki hakettiğin sevgiyi sana verebilecek bir aile bulacağım bu kez. | Open Subtitles | أعدك بأن أجد لك أناس تعيشين معهم سيعطونك كل المحبة التي تستحقينها 784 00: |
Ve işte muhtemelen kaybettiğin ve hakettiğin diğer paralar. | Open Subtitles | وهنا ايضاً بعض النقود التي ربما فقدتيها او تستحقينها |
Buna değer. hakettiğin yaşama sahip olmanı istiyorum. | Open Subtitles | استمع , الأمر يستحق أريدك أن تحظى بالحياة التي تستحقها |
hakettiğin şekilde gömüleceğini göreceğim... isimsiz ve onursuzca. | Open Subtitles | سأراك تدفن بالطريقه التي تستحقها بلا علامة, بلا احتفال |
Sana hakettiğin şekilde devam edebilmen için bir yol bulacağız. | Open Subtitles | الآن ، سنجد طريقة ما لإستكمال الأمر وسأحصل لك على ما تستحقه حقاً |
Param olduğunda sana hakettiğin yüzüğü de alacağım. | Open Subtitles | عندما يكون لدي المال ،سوف أشتري خاتم تستحقينه |
Eğer tekrar soracak olursan, hakettiğin cevabı alacaksın. | Open Subtitles | إذا سألتي ثانية . ستتلقين الإجابة التي تستحقينها ..... |
Herneyse, sen başıma gelen en iyi şey olarak kalacaksın ve umarım hakettiğin mutluluğu bulursun. | Open Subtitles | ... على أي حال، ستظلين أفضل شئ حدث في حياتي، و و أتمنى أن تجدي السعادة التي تستحقينها |
Herneyse, sen başıma gelen en iyi şey olarak kalacaksın ve umarım hakettiğin mutluluğu bulursun. | Open Subtitles | ... على أي حال، ستظلين أفضل شئ حدث في حياتي، و و أتمنى أن تجدي السعادة التي تستحقينها |
Senin hakettiğin anne olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أصبح الأم التى تستحقينها |
Hayır Amy hayır. hakettiğin kadar iyi biri. | Open Subtitles | لديه كمية الجودة التي تستحقينها تماماً |
hakettiğin için aldın. | Open Subtitles | حصلت عليها لأنك تستحقينها |
hakettiğin terfiyi ben alacağım. | Open Subtitles | سوف احصل لك ع الترقية التي تستحقها |
hakettiğin için gelmedim. | Open Subtitles | أنا لم أفعلها لأنك تستحقها |
hakettiğin kişi olamyı. | Open Subtitles | التي تستحقها |
Ya da bırakırım bu arkadaşlar seni hakettiğin gibi ipe çekerler. | Open Subtitles | أو يُمكنني فقط السماح لهؤلاء الرجال تلقينك الضرب الذي تستحقه |
- Böyle konuşma, hakettiğin tek şey sana daha iyi bakabilecek bir babaydı, | Open Subtitles | -لا تقل هذا كل ما كنت تستحقه هو والد يمكنه أن يكون أفضل معك |
Bu aletle sana hakettiğin infazı... verecek kadar elektrik var, tamam mı? | Open Subtitles | لقد إكتفيت من هذه الدماء , لأُعطيك أخيراً الإعدام الذي تستحقه , حسناً ؟ . |
Çünkü bu senin düşünüp hakettiğin. | Open Subtitles | لأنكِ تعتقدين بأن هذا ما تستحقينه |
Biliyorum. hakettiğin zamanı sana ayıramayacağım. | Open Subtitles | ولن أتمكّن من منحكِ الوقت الذي تستحقينه |
İnsan olarak öleceksin, Cara. hakettiğin bu. | Open Subtitles | ستموتين كبشرية يا (كارا) هذا ما تستحقينه. |