Halan söyleme dediği için çenemi tuttum ama sen hastanedeyken Tae Gong Shil her gün geldi. | Open Subtitles | أبقيت فمي مغلق لأن عمتك أخبرتني أن لا أتكلم تاي جونج سيل كانت تأتي كل يوم |
Sarah Halan ehliyet alınca sorun çıkacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه سيكون هناك مشاكل لو أن عمتك سارة حصلت على رخصة القيادة |
Bilirsin, Martha Halan karışımlar konusunda ustadır. | Open Subtitles | أنت تعلم ان عمتك مارثا . بارعة فى مزج الأشياء |
Halan kampusun içinde bikini giyiyor. | Open Subtitles | خالتك ترتدي بيكيني وترقص في الحرم الجامعي |
Çünkü uzun zamandır seninle konuşmadık, May Halan ve ben seni artık tanıyamıyoruz. | Open Subtitles | لأننا لم نتكلّم منذ مدّة طويلة ,عمّتك ماى وأنا لم نعد نعرف من أنت , على أي حال .. |
Yakında savaş bitecek ve Tora Halan bileti gönderecek. | Open Subtitles | قريباً حينما تنتهي الحرب سترسل عمتكِ التذاكر |
Alabama'ya gittiğinde, Julie Halan bunlardan yapardı. | Open Subtitles | عمتك جولي اعتادت صنعها لك عندما تذهب للأبما |
Ama Jacquie Halan Syracuse Polisi tarihindeki en genç detektif değildi. | Open Subtitles | ولكن عمتك "جاكي" لم تكن اصغر محقق في قسم شرطة "سيراكيوز" |
Halan öldüğünde bana senin bazı eşyalarını verdiler. | Open Subtitles | عندما مررت عمتك أعطتني بعض الأشياء التي لك هناك |
Halan biraz turşu gönderdi. Çantanın içinde. | Open Subtitles | أرسلت عمتك بعض المخللات بداخل الكيس |
Ben hemen hallederim. Gel, Halan seni şimdi rahatlatır. | Open Subtitles | سأكون على ما يرام دع عمتك تصلحها لك |
Ben Halan Anna. Nasılsın yavrum? | Open Subtitles | وأنا عمتك أنّا كيف حالك عزيزي؟ |
Halan ninayla görüsmeyi sagla... | Open Subtitles | و ادخلي عمتك "نينا" في الخط قبل الاتصال، |
Halan sana bir bronz madalya getirdi bak. | Open Subtitles | عمتك جلبت لكِ الميدلية البرونزية |
Jane Halan gibi, yüzünde daima alaycı bir tebessüm var. | Open Subtitles | مثل عمتك جين ,دائماً تضحك علي خفية |
Jane Halan ailenin dansçısıydı. | Open Subtitles | عمتك كانت هي من يحب الرقص في العائلة |
- Halan ve amcaların yan tarafta. | Open Subtitles | -إذا ، أخوالك و خالتك في الغرفة المجاورة |
İstediğimiz rostoyu bile koyamamıştık, çünkü vejetaryen ve lezbiyen Halan inek besliyordu. | Open Subtitles | -نعم، للجميع باستثنائنا . لم نحصل على طبق الأضلاع الرئيس الذي أردناه، لأنّ خالتك المثليّة النباتيّة تحمي الأبقار. |
Halan Nancy felçliydi. | Open Subtitles | خالتك نانسي أصيبت بسكتة دماغية |
Halan tekneleri seviyor muydu? | Open Subtitles | أحبّت عمّتك المراكب الشراعيّة؟ |
Ben... Onun Halan olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | و لم تكن لي فكرة انها عمّتك |
Yardım et de Halan kalksın. Zavallı kız, gel viski içelim. | Open Subtitles | قومي بمساعدة عمتكِ العجوز يا (آنابي) أيتها المسكينة لنقم بشرب الويسكي |
Başka biri yoksa belki Claire Halan gelebilir. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك أحدٌ آخر، فبإمكانكَ اصطحاب عمّتكَ (كلير). |
Çünkü baban ve Halan az önce onun cinayetiyle bağlantılı oldukları için tutuklandılar. | Open Subtitles | لأنه تم القاء القبض توا على والدك وعمتك بما يتعلق بمقتله |