Şu anda yaptığından daha azını yapan insanları hastanelik etmişimdir. | Open Subtitles | معدل إدخالي للناس إلى المستشفى أقل من معدل ماتفعلنه الآن |
O adamlardan biri o çocuğu hastanelik etti ve arkadaşını öldürdü. | Open Subtitles | أحد هؤلاء الرجال أخذ هذا الطفل إلى المستشفى و قتل صديقه |
İnsaf et biraz. Yedi ceset, hastanelik üç kişi, yıkılan bir bina. | Open Subtitles | كفاك ، سبع أموات ، ثلاثة في المستشفى ، و تذمر مبنى |
Herifler hastanelik oldu, ben de ağır yaralamadan, Treadmore'da 18 ay ceza yedim. | Open Subtitles | لذا بعد تصاعد الدخان اولئك الرجال كانوا في المشفى وانا كنت مستعد للهجوم |
Bir adamı hastanelik edip de, karakolluk bile olmamak hayret verici. | Open Subtitles | من الجيد أن تدخل رجل للمستشفى ولا تدخل بالمرة مركزًا للشرطة |
Buradaki herkeste bir terslik var. Hepsi hastanelik bunların. | Open Subtitles | هناك خطب ما مع الجميع لا بد أن يكونوا بالمستشفى |
İki ajanı hastanelik etti, onlar da onu buraya yolladılar, bu kadar basit. | Open Subtitles | لقد تسبب في إرسال عميلين من عملائهم إلى المستشفى ولهذا أرسلوه إلى هنا |
Benim mekânıma ateş ettin ve bir arkadaşım hastanelik oldu. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على مكاني ووضعت صديق لي في المستشفى |
Bu onun en korkulu rüyasıydı, çünkü bu adam iki hafta önce ona saldırarak hastanelik etmişti. | TED | كان ذلك أسوأ كوابيسها، ذلك لأنها كانت قد دخلت المستشفى بسبب اعتداء هذا الرجل عليها من قبل أسبوعين فقط. |
Tuttuğun üç adam dün gece hastanelik oldular. | Open Subtitles | الثلاثة رجال الذين استأجرتهم دخلوا المستشفى ليلة أمس |
Billy-delikanlı'nın arkadaşlarından bir kaçı hastanelik oldu. | Open Subtitles | بعض أصدقاء بلي بوى نقلوا إلى المستشفى ليلة أمس |
Atı o kadar vahşi ki, 11 kovboyu hastanelik etti. | Open Subtitles | وحصانه قوي جدَّاً فقد وضع 11 من رعاة البقر في المستشفى |
Altımız birlikte seni hastanelik edebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد الستّة منّا يُمْكِنُ أَنْ يَضعوك في المستشفى. |
Bir gün, bunları sana açmak zorunda yoksa sonu hastanelik olmak olacak ve bu midesinin bozulması gibi basit bir şey için de olmayacak. | Open Subtitles | يومًا ما، سيعبر عن نفسه لكِ أو سينتهِ به الحال في المستشفى بمرض ما أسوء من إضطراب بالمعدة. |
Elçiliği karıştırmış, ve dün gece de iki polisi hastanelik etmiş. | Open Subtitles | لقد اقتحم السفارة الأمريكية، وأقعد شرطيين في المشفى طيلة الليلة الماضية. |
Babana ispiyonlamayacak olabilirim ama hastanelik olmana da izin veremem. | Open Subtitles | ؟ لن أخبر والدكِ عنك لكن لن أدعكِ تدخلين المشفى |
O zamanlar çetelerin raconu vardı. - Evet, hastanelik olmak. | Open Subtitles | حقاً لقد كانت العصابة تعني شيئاً في الماضي فعلاً كارسالك للمستشفى |
Kafasına tekmeler atıp hastanelik etmiş. | Open Subtitles | لقد ضربه عدة مرات على رأسه و تسبب في ادخاله للمستشفى |
- Oh, olamaz! Ve sonra da, Bob amca hastanelik oldu. | Open Subtitles | الشيء التالي الذي نعلمه العم بوب بالمستشفى |
- hastanelik etmiş resmen. - Kimseyi hastanelik falan etmedi. | Open Subtitles | ـ وأدخلهم المشفى ـ إنه لم يدخل أيّ أحد للمشفى |
Bu yıl kaç defa hastanelik oldun? | Open Subtitles | كم مرة دخلت المشفي ذلك العام ؟ |
"Bir kadına saldırıp hastanelik ettiler." | Open Subtitles | وكان عليها الذهاب الى المُستشفى. |
Adamlarımızı hastanelik eden adamı biliyor musun? | Open Subtitles | اتذكر الرجل الذي تسبب في وضع رجالنا في المستشفي |
Ona karşı gelirsin! hastanelik etmen gerekmez! | Open Subtitles | عليك أن تواجهه لا أن تضعه بالمشفى |