| Biliyor musun, bu kasabadaki birinin kim olduğunu hatırlaması güzel bir şey. | Open Subtitles | أتعرف، من الجيد أن ترى شخصاً في هذه البلدة يتذكر من يكون |
| Ancak, DNA'nın bir şeyi hatırlaması için, bir şekilde değişmesi lazım. | TED | لكن لكي يتذكر الحمض النووي أن شيئًا ما قد حدث، عليه أن يتغير على نحو ما. |
| hatırlaması için cesaretlendirildi, fakat olanları konuşmayı reddetti. | Open Subtitles | وقد تم تشجيعها على التذكر, لكنها رفضت التحدث عن ذلك. |
| İnsanlar hatırlaması kolay rakamlar seçer. | Open Subtitles | الناس تحب أن تختار الأرقام السهلة التذكر |
| Melanoma ile kafiyeli olduğu için hatırlaması çok kolay olur gerçi, değil mi? | Open Subtitles | والذي سوف يكون سهلاً جداً تذكره لإنه يتناغم مع سرطان الجلد صحيح ؟ |
| Ve ikinci oyuncuya bu gücü hatırlaması, | TED | قد تم الطلب من اللاعب الثاني، أن يتذكّر تجربة تلك القوة |
| Bunun kuralı var, hatırlaması çok kolay, ayrıca kuralı şurada veya burada bozmak da serbest. | TED | الأمر منظم، لذا أنتهى الحال على أنه من السهل تذكرها. ولا بأس بكسر القاعدة هنا وهناك. |
| Acı verici olsa da, hatırlaması en kolay şey budur. | Open Subtitles | بقدر ما هو مؤلم , إنه أسهل طريقة للتذكر |
| Ondan şimdi kurtulursam onu hatırlaması bir daha mümkün olmaz! | Open Subtitles | "إذا قضيت عليها الآن، فلن يتذكرها أبدًا!" |
| Yanlış karar verdiğini bir ömür hatırlaması için iyi bir iz bırakmışsındır umarım. | Open Subtitles | حسناً، أتمني أن يكون له درساً جيّداً ليتذكر خطأه بالحكم |
| Sizce geri kalanını da hatırlaması için ne kadar zaman geçmesi gerekir? | Open Subtitles | الى متى تظني ان الامر سيستغرق قبل ان يتذكر الباقي؟ |
| Poirot'nun bu adı gazetelerden hatırlaması sadece zaman meselesi. | Open Subtitles | انها فقط مسألة وقت قبل ان يتذكر بوارو هذا من الاوراق. |
| Araba sadece yeni babasını hatırlaması için. | Open Subtitles | السيارة مجرد شئ صغير كي يتذكر والده الجديد |
| Belki ottan çürümüş kafasını bir şeyler hatırlaması için dürtebiliriz. | Open Subtitles | حسنا , يمكننا ان نستخرج بعض المعلومات من رأسه لنجعله يتذكر أي شيئ |
| Amsterdam'a ne kadar erken varırsak, hatırlaması o kadar zor olur. | Open Subtitles | الآن، لنخرج من هنا كلما أسرعنا بالذهاب لأمستردام كلما بكرنا بركنا بعدم التذكر |
| Şimdi hatırlaması güç, ama Avrupa 1944'te böyleydi. | Open Subtitles | ** EDITED BY ** من الصعب التذكر الآن لكن أوروبا كانت هكذا في 1944 |
| - hatırlaması kolay. - Ben etini bile sevmem. | Open Subtitles | من السهل التذكر لا أحبُ البورك حتى |
| Seattle halkının hatırlaması gereken en önemli şey bu insanların hala sizin komşularınız ve sevdikleriniz olmasıdır. | Open Subtitles | أهم شيء على الجميع تذكره هو أن اولئك الاشخاص لا يزالون اصدقائكم جيرانكم و أحبتكم |
| aynen dişini fırçalamayı hatırlaması gibi | Open Subtitles | وهذا تقريباً مثل تذكره غسل أسنانه |
| İşte bunda haklısın. Kimseden 1 yıl önceden birşeyleri hatırlaması beklenemez. | Open Subtitles | أنتِ محقّة، لا يمكن أن تتوقع أحدا أن يتذكّر شيئا منذ سنة خلت |
| Yılda yarım saat, tabii ki hatırlaması zor, şimdi hatırladınız mı? | Open Subtitles | بالتأكيد ، نصف ساعه بالعام ليس من الصعب تذكرها ، الأن ، أليس كذلك ؟ |
| hatırlaması en kolay şey. | Open Subtitles | انها اسهل شئ للتذكر |
| Tara, bu sabah yanıma gelip Maryann'in ona yaptırdıklarını hatırlaması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | (تارا)، لقد جاء لرؤيتي في وقت سابق هذا اليوم، قال أنّه يحتاج للعون ليتذكر بمَ أصابته (ماريان) |
| Sanırım sende defalarca kez üst üste izleyebileceğin bir video kaseti olduğundan, hatırlaması daha kolay oluyor. | Open Subtitles | أنه أسهل بالنسبة اليك لتتذكره, بأمتلاكك للشريط لتستطيع رؤيته مرارا وتكرار ومرار |