Katın planını hatırlamaya çalışırken, ...elinizden geldiği kadar hızlı bir şekilde başlamalısınız. | Open Subtitles | عندما تتذكر مخطط الطابق، تريد أن ترسمه على ورقة بأسرع ما يمكن |
Evet ama hatırlamaya çalışırız, seni kovabilirim ve kovacağım da. | Open Subtitles | ما رايك أن تتذكر هذا؟ أستطيع و سوف أقوم بطردك |
On Emiri hatırlamaya çalışmayı düşündükleri anda, insanlar hile yapmayı bıraktı. | TED | اللحظة التي فكر الناس بمحاولة تذكر الوصايا العشر، توقفوا عن الغش. |
Yoğurt denemediğin bir anı hatırlamaya çalışıyorum da bir türlü bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول تذكر الوقت الذي لم تقومي بتجربة الآيس كريم |
Ama daha fazla hatırlamaya çalıştıkça, daha fazlası çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن أيضآ أحاول أن أتذكر المزيد عن كل البدايات لأكتشفها |
El ve ayaklarınızı niçin hareket ettiremediğinizi hatırlamaya çalışın. | Open Subtitles | حاولي أن تتذكري ، لماذا لم تستطيعين . تحريك يديكِ وقدميكِ |
Yıllar önce yazılmış olabilir. Eğer bana biraz zaman verirsen, hatırlamaya çalışırım. | Open Subtitles | قد يكون قد كُتب منذ سنوات مضت, لو منحتنى وقتا, سأحاول ان اتذكر |
Ona beslediğin duyguları hatırlamaya çalışman gerekmesi kulağa tuhaf geliyor. | Open Subtitles | يبدو ذلك غريبا عليك ان تتذكر الشعور الذي لديك تجاهها |
İşte bu yüzden onun, çalmaktan ziyade çalınmış olması daha cesaret kırıcı olduğundan hatırlamaya değer, değil mi? | Open Subtitles | لذا من المفيد أن تتذكر أن ما يثبط العزيمة أكثر لأن تضطر للسرقة لا أن تتم سرِقَتُكَ |
Çukura düştüğün zaman ne olduğunu hatırlamaya çalışmanı istiyorum, | Open Subtitles | أُرديك أن تُحاول و تتذكر ما الذى حدث عندما سقط في الوادي |
Cooper'ın düzgün bir hayatı varken ne yaptığımı hatırlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول تذكر ماذا كنت افعل قبل حصول كوبر على حياة؟ |
Ve böylece her sabah gazetemi okumaya başlamadan önce bir 15 20 dakika kadar bir şeyleri hatırlamaya çalışmaya başladım. | TED | وبدأت بمحاولة تخصيص 15 أو 20 دقيقة كل صباح قبل أن أجلس في مكتبي في صحيفة النيويورك تايمز محاولاً تذكر شيء فقط |
Zayn One Direction'ı terk ettiğinde nasıl olduğunu hatırlamaya çalış. | TED | حاولي تذكر شعورك عندما ترك زين فرقة ون دايركشن. |
Ama daha fazla hatırlamaya çalıştıkça, daha fazlası çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن أيضآ أحاول أن أتذكر المزيد عن كل البدايات لأكتشفها |
Annem öldükten sonra, ben küçükken olan şeyleri hatırlamaya başladım. | Open Subtitles | بعد وفاة أمي، بدأت أتذكر أشياء حدثت و أنا صغير |
Bu kızı hatırlamaya çalışıyordum. Düşünüp duruyorum. Kız keş idi. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أتذكر ذلك الهراء، يا لها من رحلة |
hatırlamaya çalış Edith, ...seni kayaların orada neyin korkuttuğunu. | Open Subtitles | . حآولي إن تتذكري شيء , آيديث ما الذي أخافكِ . في الصخور |
Sadece ne olduklarını hatırlamaya çalışıyorum. Milyonlarca var. | Open Subtitles | نعم, اعلم, فقط احاول ان اتذكر هذة الاسباب |
Sen de bir seferinde böyle dememiş miydin? "Güzel günleri hatırlamaya çalışın." | Open Subtitles | أوَليس هذا ما قلتَه مرّة، أن نحاول تذكّر الأوقات الطيّبة؟ |
İyi bir günde bazen gerçekten seçmek istediğim 3 ya da 4 saniye olur ama bir taneye indirmek zorunda kalıyorum, ama o bir taneye indirmek bile diğer üçünü hatırlamaya sebep oluyor. | TED | في يوم جيد، لدي ربما ثلاث أو أربع ثوان التي أريد حقاً أن أختار، ولكن توجب علي اقتصارها لثانية واحدة، ولكن اقتصارها في واحدة سمح لي بتذكر الثلاث ثواني الأخرى على كل حال. |
Bak, bazı şeyler hatırlamaya çalışıyordum-- açıkça geçmişimden bazı şeyler hatırlamaya. | Open Subtitles | أنا ما زلت أحاول أن أتذكّر أشياء أتذكّر أشياء بوضوح من الماضى |
- Devam et, ayrıntıları hatırlamaya çalış ne kadar saçma olursa o kadar işimize yarayacaktır. | Open Subtitles | أكمـل وحـاول أن تتذكّر التفـاصيل كلمـا كـان مشوشـاً أفضل قليلاً للجـانب العلمي |
Geçmişte gittiği yerlere giderse, hafızasını tetikleyecek bir şey gördüğü an hatırlamaya başlıyor. | Open Subtitles | حينما يكون فى موقف مماثل أو أنعش شخص ذاكرته فإنه يتذكر |
Ama Francis'in hepimiz için bir gelecek gördüğünü hatırlamaya çalışmak zorundayız. | Open Subtitles | لكن يجب أن نتذكر بأن فرانسس قد شهد مستقبل لنا جميعاً. |
Kötü tarafı ise aileden kimsenin... asla hiçbir şey hatırlamaya zahmet etmemesi. | Open Subtitles | الشيء السيء هو لا أحـد آخر في العائلة يزعج نفسهُ، لتذكر أيّ شيء |
Her ayrıntıda, her şeyde, her insanda onu hatırlamaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول تذكرها بكل تفاصيلها بكل شئ في كل شخص |
Hatta sen ayrıntıları hatırlamaya çalıştıkça,.. | Open Subtitles | في الحقيقة، الأكثر تحاول تذكير التفاصيل، |
On milyonu aldığım zaman bunu hatırlamaya çalışırım. | Open Subtitles | حسناً ، سأتذكر ذلك عندما أحصد العشرة ملايين دولار |