Onların benim ailem olduğunu söylüyor, ben onları Hayatımda hiç görmedim. | Open Subtitles | هي قالت إنهما والداي وأنا لم أرهما في حياتي من قبل |
Bu kadını seviyorum, ve Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | أنا أحب هذه المرأة ولم أكن أبد بهذه السعادة في حياتي |
Babam terk etmedi diye Hayatımda hiç sorun yok mu? | Open Subtitles | بأنني ليس لدي مشاكل في حياتي لأن أبي لم يذهب؟ |
Seni daha önce Hayatımda hiç görmedim. Değil mi, küçük hanım? | Open Subtitles | لم يسبق لي أن وضعت عيني عليك من قبل أيتها الشابة؟ |
Hayatımda hiç bu kadar büyük karabatak görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق و أن رأيت بط بهذا الحجم في حياتي |
Çok boktan bir iş. Hayatımda hiç bu kadar çok çalışmamıştım. | Open Subtitles | غناء سيىء , لم أعمل بهذا الجد فى حياتى من قبل |
Daha önce Hayatımda hiç bir şeye bu kadar hazır olmamıştım. | Open Subtitles | لم اكن اكثر استعداداً لأي شيء في حياتي أكثر من ذلك |
Yemek konusunda Hayatımda hiç olmadığım kadar rahatım. | TED | وأنا الان أكثر استرخاءاً حول الطعام منذ أي وقت في حياتي. |
Hayatımda hiç bir kısıtlamanın olmadığını ve Lisa ile bir gün aile kurmayı planladığımızı anlattım. | TED | أخبرتها أنه لا يوجد حدود في حياتي وأنني وليزا نخطط لتكوين عائلة يوما ما. |
Hayatımda hiç o dakikaki gibi bir şey hissetmemiştim. | TED | لم اشعر في حياتي ابدا بشيء كما في تلك اللحظة. |
Ama ben mutluyum Frieda. Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | لكنني سعيد يا فريدا لم أشعر بمثل هذه السعادة في حياتي من قبل |
Hayatımda hiç bu kadar küçük düşmemiştim! | Open Subtitles | لم أشعر أبداً بإهانة كهذه في حياتي كلّهاَ. |
Çünkü ben Hayatımda hiç bira içmedim. | Open Subtitles | حسنا، أنا لم اتناول أبدا في حياتي كوب من البيرة أوه. |
Hayatımda hiç ırkçı olmadım. | Open Subtitles | لم يسبق أن كنت متحيزة في حياتي وأنت تعرف هذا |
Fakat, imkansız böyle birşey. Hayatımda hiç uyuşturucu kullanmadım. | Open Subtitles | حسناً، هذا مستحيل لم يسبق لي أن تناولتُ المخدّرات في حياتي |
Geçen gece o ve sevgilisinin evine gittim. Hayatımda hiç öyle birisiyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لقد كنت في منزلها هي ورفيقتها الليلة الماضية لم يسبق لي أن ألتقي بأحد مثلهما في حياتي |
Bakın çocuklar, size yemin ederim, bu makaleyi yazarken Hayatımda hiç bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim. | Open Subtitles | اسمعا ، أقسم يا شباب ، عندما كنت اكتب المقالة لم يسبق لي أن شعرت بهذه السعادة في حياتي |
Hayatımda hiç bu kadar çok çalışmamıştım. Selam, Hilts. Cavendish... | Open Subtitles | غناء سيىء , لم أعمل بهذا الجد فى حياتى من قبل |
Hayatımda hiç bu kadar yorulmamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أكن متعبة لهذه الدرجة في حياتي أبداً |
Hayatımda hiç yapmadığım şey, sanırım ... böyle güzel bir yere gelebilmek, ... bu kadar inanılmaz şeyler yapabilmekti. | Open Subtitles | أنا لم أفكر في حياتي مطلقاً أنه سينتهي بي الأمر في مكان جميل كهذا و أن أرى أشياء كثيرة مذهلة |
Hayatımda hiç hapse girmedim. Peşimde insanlar var, o kadar. | Open Subtitles | ما سبق أن دخلت السجن، فقط هنالك من يلاحقني |
Bu aptalları Hayatımda hiç görmedim. | Open Subtitles | . لم أري هؤلاء الأغبياء من قبل طيلة حياتي |