-Sen onay verdin, ve hayatının geri kalanını askeri hapiste geçirirsin. | Open Subtitles | أنت من سمح للطائرة بالإقلاع وستمضي بقية حياتك في سجن عسكري |
Hayır, bekle ama! hayatının geri kalanını, ahırda saklanarak ta geçirmeyeceksin. Yürü bakalım. | Open Subtitles | لا، مهلاً، لن تقضي بقية حياتك وأنت تختبىء في الحظيرة أيضاً، هيّا بنا |
hayatının geri kalanını biriyle geçireceğine inandıktan sonra hep o vardır. | Open Subtitles | أنك تعتقد أنك ستقضي بقية حياتك مع شخص ما، أنه المنشود. |
Bu makaleden çok ilham almıştı makale hayatının geri kalanını yönetir olmuştu. | TED | وألهمه المقال كثيرا، لقد وجّهت تلك المقالة نوعا ما بقية حياته. |
Mağazalarına el koyuldu, hayatının geri kalanını sanat ve kültürün peşinde amansız bir takiple geçirdi. | TED | تمت مصادرة متاجره، وأمضى بقية حياته في سعي حثيث للفن والثقافة. |
hayatının geri kalanını camdan bakarak geçiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك البقاء هكذا لبقية حياتك تحملقي خارج النافذة |
hayatının geri kalanını, adaleti ve manevi anlayışı sürdürmeye adayacaktı. | TED | ستقوم بتكريس بقية حياتها للبحث عن العدالة والتفاهم الروحاني. |
Kim, hayatının geri kalanını metro sürerek geçirmek ister ki? | Open Subtitles | أنا لا آبه, من يريد أن يقود قطار أنفاق لبقية حياته |
hayatının geri kalanını harika fikirler uydurup, sermaye bulamayarak harca. | Open Subtitles | اقضى بقية حياتك فى حلم بالأفكار الرائعه التى تقوم بالتمويل |
Sonra, o somurtkan hayatının geri kalanını huzur içinde yaşayabilirsin. | Open Subtitles | وبعد ذالك يمكنك أن تعيش بقية حياتك المتجهمة في سلام |
Sen de hayatının geri kalanını kurşun geçirmez yelek giyerek geçirirsin. | Open Subtitles | . و انت ستمضي بقية حياتك , مرتدياً صدرية الرصاص هذه |
Bunun anlamı; hayatının geri kalanını karanlık bir delikte yaşamak için sabırsızlanıyorsun demektir. | Open Subtitles | و هو ما يعني أنك ستأمل بأن تقضي بقية حياتك في حفرة مظلمة |
Ve buna cinayeti de eklersen, hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçireceksin. | Open Subtitles | لو أضفت القتل إلى تلك القائمة فسوف تقضي بقية حياتك خلف القضبان |
Çabuk onları getir, Yoksa hayatının geri kalanını burada geçirirsin. | Open Subtitles | الحصول عليها مرة أخرى، أو سوف تنفق بقية حياتك هنا. |
- hayatının geri kalanını hapiste çürüyerek geçirmek istemezsin. - Mantıklı olun ve çenenizi kapalı tutun. | Open Subtitles | لا تريدي أن تتعفني في السجن بقية حياتك كوني عاقلة.وإبقي ساكنه |
O an ve orada, hayatının geri kalanını zihninde canlandırdığı uzay aracını geliştirmeye adayacağına karar verdi. | TED | وقرر بعد ذلك وهناك تحديدًا أنه سيلتزم بقية حياته بتطوير المركبة الفضائية التي رآها في عقله |
Ona teslim olmasını söyle, yoksa hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçirecek! | Open Subtitles | أخبريه أنه من الأفضل أن يسلم نفسه أو سيقضى بقية حياته خلف القضبان |
400 dolarlık takım elbisesini mahvettiler diye hayatının geri kalanını intikam almak için harcayacakmış. | Open Subtitles | لذلك قرر أنه سيقضي بقية حياته في صراع مع الحمام لأنهم لطخوا بدله ثمنها 400 دولار |
hayatının geri kalanını hapiste geçirmeye dayanamazsın. | Open Subtitles | لا اعتقد انك قادر على تحمل السجن لبقية حياتك يا جاك |
Güney Hindistan'dan küçük bir kız, misafiri olduğu ülkede hoş karşılanmasına rağmen, işlediği bir suç yüzünden, hayatının geri kalanını hapishanede geçirecek. | Open Subtitles | عن فتاة صغيرة من جنوبي الهند والتي،على الرغم من استقبالها بترحيب في هذا البلد ستقضي بقية حياتها في السجن |
Pauline'le fabrikada çalıştıktan sonra, birkaç şey daha denemiş ancak hayatının geri kalanını bir kapıcı olarak geçirmiş. | Open Subtitles | والعمل باشياء اخرى ولكن لبقية حياته , عمل ناظراً |
O zaman tatlım, umarım hayatının geri kalanını kulemde hapsedilmiş olarak geçirirken eğlenirsin. | Open Subtitles | حسناً إذاً يا عزيزتي أرجو أنْ تستمتعي بتمضية بقيّة حياتك محتجزةً داخل برجي |
Tatlı ufak hayatının geri kalanını hapiste harcamak istemiyorsan tabii. | Open Subtitles | إلا اذا كنتِ تريدى قضاء بقية حياتكِ الجميلة الصغيرة فى السجن |
Kazandığın parayla hayatının geri kalanını rahatça yaşayabilirdin. | Open Subtitles | بالمال الذى كنتِ جنيتيه كان يمكنك الحياة بقية عمرك |
Ya şimdi benimle evlenecek ya da mahfolmuş bir şekilde hayatının geri kalanını burada geçirecek. | Open Subtitles | ,يجب أن تتزوجني الآن ,أو تدميرها جيداً وإبقائها هنا لبقية حياتها |
Baskı yapmak istemem ama onu kaybedersek Nate hayatının geri kalanını hapishanede geçirecek. | Open Subtitles | لا أضغط عليك ,لكن إذا فقدناه مهما يكن هو نات سيذب للسجن باقي حياته |
- Böyle bir parayı hayatının geri kalanını hapiste geçirecek kör bir kadına harcamak! | Open Subtitles | على امرأة عمياء ستقضي باقي حياتها في السجن |
Bildiğim kadarıyla, hayatının geri kalanını yemeğini bir kamıştan içerek geçirmiş. | Open Subtitles | و على حد علمى انه قضى ما تبقى من حياته هناك يشرب طعامه بماصه |
"hayatının geri kalanını olumlu etkileyecek bir şey yapıyorsun. | Open Subtitles | انتِ تفعلى شىء سيكون له تأثير إيجابى لبقية حياتكِ |
hayatının geri kalanını kocanın kolostomi torbalarını değiştirerek mi harcamak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين قضاء باقي حياتك في تنظيف زوجك؟ |
Ve hayatının geri kalanını Güney Pasifik'te bir adada geçireceksin, öyle mi? | Open Subtitles | لذا، أنت سَتبقى بقية حياتكَ على جزيرةِ في جنوب المحيط الهاديِ؟ |