| İkincisi, herkesin daha iyi bir hayat için temel yapı taşlarına ulaşımı var mı: eğitim, bilgi, sağlık ve sürdürülebilir bir çevre? | TED | ثانيا، هل يتمتع الجميع بعناصر البناء لحياة أفضل: التعليم والإعلام والصحة وبيئة مستدامة؟ |
| Zavallı kızlar böyle bir hayat için yaratılmamışlar. | Open Subtitles | الفتيات المسكينات انهم ليسوا بمخلوقين لحياة مثل هذه |
| Yani bana yalan söylüyor ve gizli bir hayat için beni sallıyor muydun? | Open Subtitles | إذن فكنت تكذب عليّ، وتتركني من أجل حياة خاصة؟ |
| Yani bana yalan söylüyor ve gizli bir hayat için beni sallıyor muydun? | Open Subtitles | إذن فكنت تكذب عليّ، وتتركني من أجل حياة خاصة؟ |
| Yolda hayat için | Open Subtitles | الحياة على الطريق |
| - Eğer bu küçük şeytanla pazarlığımızı bitirdiysek, şimdi içeri dönmek ve eskiden sahip olmaya alıştığım hayat için gözyaşı dökmek istiyorum. | Open Subtitles | وصفقتنا الصغيرة لن تجعلني أعود للداخل وأبكي على الحياة التي اعتدت عليها |
| Ruhundaki kahramanın yok olmasına izin verme, yalnızlık içinde hüsranları hakettiğin hayat için.. | Open Subtitles | لا تجعل البطل الذي في داخلك يموت في الإحباط الوحيد للحياة التي أستحققتها |
| Seni kaçıran bu insanlar, seni hayat için programladılar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين أخذوك قاموا بأعدادك لهذه الحياة |
| Hayali bir hayat için gerçek hayatımı bırakmaya devam edemem. | Open Subtitles | لا استطيع ان اترك حياتي الحقيقية من اجل حياة وهمية |
| Adam, daha iyi bir hayat için çalışıyorsun. | Open Subtitles | ادام , انت تحاول الحصول على الأفضل لحياة الانسان |
| Neşe ve sevinç dolu harika bir hayat için hazır olun. | Open Subtitles | استعدوا لحياة رائعة مليئةً بالبهجة والسرور |
| Çoğu insanın yaşamaya gücü yetmediği bir hayat için güzel bir slogan. | Open Subtitles | إنّه شعار جميل لحياة معظم الناس اللذين لا يستطيعون عيشها. |
| Daha iyi bir hayat için ortak bir amacımız olmalı. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى ان يكون سبب المشترك من أجل حياة أفضل، بالنسبة لنا جميعا. |
| Kafam almıyor, ben Dünya'yı yeni bir hayat için bıraktım sense başladığın yere geri dönüyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أفهم، لقد غادرتِ من أجل حياة جديدة ثم تعودين إلى حيث بدأتي |
| - Yeni bir hayat için adam öldürmüştü. | Open Subtitles | لقد قتلت مرّة من أجل حياة جديدة. |
| Yolda hayat için | Open Subtitles | الحياة على الطريق |
| Yolda hayat için | Open Subtitles | الحياة على الطريق |
| Yolda hayat için | Open Subtitles | الحياة على الطريق |
| Tanrım, bize verdiğin hayat için sana teşekkür ederiz. | Open Subtitles | الله، إننا نشكرك على الحياة التي أعطتني إياها. |
| Seçtiğimiz hayat için ödediğimiz fiyat budur. | Open Subtitles | هذا هو الثمن الذي ندفعه للحياة التي اخترناها. |
| Seni kaçıran bu insanlar, seni hayat için programladılar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين أخذوك قاموا بأعدادك لهذه الحياة |
| Biliyorum J. Ama ben her şeyi yeni bir hayat için unutup gelmiştim. | Open Subtitles | أنا اعلم ياجي ولكني تركت كل شيء نسيت كل شيء من اجل حياة جديدة |
| Mimari ve tasarımda birçok program geliştirilmiş daha iyi bir hayat için daha iyi tasarıma doğru yönelen. | TED | كان هناك الكثير من البرامج في العمارة والتصميم التي كانت عن توجيه الناس في الاتجاه لتصميمٍ أفضل لأجل حياة أفضل. |
| Normal bir hayatı severim. Normla bir hayat için öldürürüm. | Open Subtitles | أُُحب أن أحيى حياة طبيعية، أنا مستعدٌ للقتل لأحظى بحياة طبيعية |