Bu kapının ardında onu hayata döndürmek için çalışan bir kadın var. | Open Subtitles | في الجانب الاخر من هذا الباب امرأة تعمل لأعادة التسماني إلى الحياة |
Ölmüş bir şeyi yeniden hayata döndürmek hiç mi ilginizi çekmiyor? | Open Subtitles | ألا يمثل لك أعادة الميت إلى الحياة أى شئ ؟ |
Neden gelecekte birinin, seni tekrar hayata döndürmek isteyeceğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أن أي شخص من المستقبل سكون راغبا أن يعيدك إلى الحياة مرة أخرى ؟ |
Bizler Fuuma Klanını hayata döndürmek için gücünüzün bir parçası olmak istedik! | Open Subtitles | نحن عشيرة فيوما نريد أن نحصل على قوتك أملاً غي إحياء عشيرتنا |
Birkaç D'Haran'ı "Yaşam Nefesi" ile hayata döndürmek için neden o kadar yol gelsin ki? | Open Subtitles | لما تقطع كلّ تلكَ المسافة ، لتعيد إحياء بعض الدهاريون بزفير الحياه؟ |
Birisini hayata döndürmek çok tehlikeli bir şeydir. | Open Subtitles | أنهُ لأمر خطير للغاية أن .تُحضر شخصاً من الموت للحياة |
Bai Su Zhen, Xu Xian'ı hayata döndürmek için eve döndü. | TED | عادت (باي سو جين) إلى الديار لإعادة شو سيان إلى الحياة. |
- İnsanları sağlığına kavuşturmak, hayata döndürmek. | Open Subtitles | إستعادة صحة الأشخاص إرجاعهم إلى الحياة |
Son 6 ayda sana yaptığım her şey mühür İlk Bıçak, seni hayata döndürmek sana yanımda yer vermek öyle gör ya da görme bir hediyeydi. | Open Subtitles | كل ما فعلته لأجلك خلال الستة أشهر المنصرمة العلامة، ونصل الأوّلين وإعادتك إلى الحياة offering you a seat by my side |
Annem tüm gücünü beni hayata döndürmek için verdi, böylece Azkadellia yönetimi ele geçirdi. | Open Subtitles | تخلت أمي عن قوتها لتعيدني إلى الحياة (لهذا تمكنت (أسكاديليا من تولي زمام الأمور |
Ben de onun ölümünü Bonnie'yi hayata döndürmek için kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ استخدام موته لإعادة (بوني) إلى الحياة. |
Rumplestiltskin'i hayata döndürmek istiyorsanız gitmeniz gereken yer orası. | Open Subtitles | إنْ أردتما إعادة (رامبل ستيلسكن) إلى الحياة فإلى هناك عليكما الذهاب |
Apep, çarpıştırıcıyı uzay-zamanda bir açıklık yaratıp Anubis'i hayata döndürmek için kullanmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن (أبيب) كان قادرا على إستخدام المتصادم لخلق صدع في فظاء الوقت و يعيد (أنوبيس) إلى الحياة |
Dwight'ın Jerome'u hayata döndürmek için ne yapması gerektiğini sormuştunuz. | Open Subtitles | يطلب منك ما دوايت أن بحاجة إلى إحياء جيروم. |
Çürümüş kemiklerini neredeyse hayata döndürmek üzereyim. | Open Subtitles | تقريباً وصلت إلى إحياء عظامه النتنه |
Ben de Figgins'a "Muckraker'i hayata döndürmek istiyorum" dedim. | Open Subtitles | " لذا أخبرت " فيجنز " أنني أريد إحياء " الماكرياكر الماكرياكر : ترمز لمجموعة من الكتاب كانوا يهتمون بالكتابة في القضايا الاجتماعية ما بين 1890م و 1930 م |
Benim tek niyetim karımı hayata döndürmek. | Open Subtitles | هدفي الوحيد هو إحياء زوجتي |
hayata döndürmek anlamında canlandırmak mı? | Open Subtitles | "إعادة إحياء" مثل العودة للحياة؟ |
Ric kötü güçlü bir taşla Jo'yu tekrar hayata döndürmek istiyor. | Open Subtitles | "ريك) يودّ إحياء (جو)) بحجر يعجّ بشرّ مجسّد" |
Birisini hayata döndürmek çok tehlikeli bir şeydir. | Open Subtitles | هذا أخطر ما يُمكن فعله، أن تُعيد .شخصاً من الموت للحياة |