- Evet, öyle. Kahvaltı hazırlıyor, sofrayı topluyor, alışverişe gidiyor yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor. | Open Subtitles | إنه يعد طعام الأفطار ينظف المائدة, يذهب للتسوق |
- Sırada ben varım. Ayrıca çok güzel Smoothie* hazırlıyor. Bir tane için hala vakit var mı? | Open Subtitles | أوافقك الرأي كما يعد شراب فواكة مذهل أهناك وقت لذلك |
Kahretsin, benim için de bir odası yok ama hazırlıyor. | Open Subtitles | أعني اللّعنة، لم يكن لديها غرفة لي ولكنها تعدّ واحدة، أقسم لك |
Şarap ve gül yapraklarıyla sahneyi hazırlıyor ve onlara yemek yapıyor. | Open Subtitles | يحضّر المكان ببتلات الورود والنبيذ ثم يطهو الطعام لضحاياه |
En önemli aracı olan parmakları için şükredip dua ederken kendini hazırlıyor. | TED | تجهز نفسها بالصلاة مشيدة بأداتها الأكثر أهمية، أصابعها. |
Büyük gösteri için teleskopu hazırlıyor olmalılar. | Open Subtitles | يجب ان يكونوا منشغلين بتحضير المنظار للعرض الكبير |
Tatlım, Geum-ja muhteşem bir plan hazırlıyor. | Open Subtitles | عزيزي. . جوما جيا تستعد لخطة رائعة |
Başkan, BM'ye bildirisini hazırlıyor. | Open Subtitles | الرئيس يستعد لإلقاء خطابه فى الأمم المتحده |
Bu gece şef özel bir yemek hazırlıyor ve adına da yalancı, pislik domuz diyor. | Open Subtitles | الليلة الطاهي يعد ذلك الطبق الذي يحب أن يسميه الخنزير النتن الكاذب |
Şimdi de ikisi için akşam yemeği hazırlıyor. | Open Subtitles | .. ليحتفلوا .. والآن هو يعد العشاء لشخصين |
Arkadaşın akşam yemeği hazırlıyor, sanırım bir kaç kişiyi daha bekliyordu. | Open Subtitles | صديقكما يعد العشاء. لكنني أظن أنه كان ينتظر شخصين آخرين. |
Carley, 22 çocuk ve aileleri için evde yemek hazırlıyor. - Ne oldu? | Open Subtitles | ارل في منزله يعد الطعام لـ22 طفل وابائهم |
Bir arkadaşım albüm hazırlıyor. | Open Subtitles | صديق لي في هذه البلدة يعد ألبوم غنائي |
Bakın, gerçekten bir kamp alanına ihtiyacım var. Karım sandviç hazırlıyor. | Open Subtitles | أصغِ، إنّي أحتاج فعلا لمكان تخييم زوجتي تعدّ الشطائر |
Taub içerde hastayı biyopsi için hazırlıyor. | Open Subtitles | توب هناك يحضّر المريض لإجراء خزعة |
- Divan şehri yok edecek silah hazırlıyor. | Open Subtitles | الآن، المحكمة تجهز سلاح بإمكانه تدمير المدينة |
Asistanım Bay Palmer, konuştuğumuz gibi kalanları hazırlıyor. | Open Subtitles | مساعدى,السيد بالمر يقوم بتحضير البقايا بينما نتحدث |
Cristina Teyze seni yatmaya mı hazırlıyor? | Open Subtitles | هل تستعد عمتك (كريستينا) لوضعك في الفراش؟ |
Rusty Cartwright kendini bu mükemmel atış için hazırlıyor! | Open Subtitles | لا أعتقد أن لدي عمل لأقوم به الشبكة مفتـــوحة، ريستـي كارترايت لوحدهـ، يستعد للتصويب. |
Önde, gördüğünüz gibi, aslında Joe Murray hastayı organ nakline hazırlıyor bu arada arka odada Harvard'da Ürolojinin şefi olan Hartwell Harrison'u aslında böbreği alırken görüyorsunuz. | TED | في المقدمة ترون "جو موراي" يُعد المريض لعملية الزراعة بينما في الغرفة الخلفية ترون "هارتويل هاريسون", عميد قسم الامراض البولية و التناسلية بهارفرد, وهو بالفعل "يحصد" الكلية. |
Benim gibi az yaşlı bir adam için oksijen tüpü hazırlıyor. | Open Subtitles | .. يقوم بتجهيز أسطوانة أكسجين لرجل عجوز |
Baban yarın için süpriz bir saldırı hazırlıyor. | Open Subtitles | والدك يعدّ لغارة مفاجئة غدًا. |
Zainab, akşam yemeği hazırlıyor eğer daha sonra bizimle yemek yemek istersen. | Open Subtitles | زينب ستعد العشاء إذا أردت أن تأكل معنا لاحقاً |
Ekip zehri hazırlıyor. | Open Subtitles | التقنيّ يجهّز السمّ. |
O kuliste bir dahaki şov için destekleri hazırlıyor. | Open Subtitles | كان سيكون وراء الكواليس، وإعداد الدعائم لبت المقبل من المعرض. |
Çocuğu başka bir yerde boğuyor, hazırlıyor ve ıssız bir yere getirip bırakıyor. | Open Subtitles | اذن يقوم بخنق الصبي في موقع اخر يجهز الجثة يخرجها للخارج الى وسط العراء و يرميها هنا |
- Vardiya saatleri değil. - Vardiya saatlerini kim hazırlıyor? | Open Subtitles | ليسا على جدول اليوم - حسناً، من يضع الجدول؟ |