Çocukken yaptığınız gibi benimle krem şantiyi hazırlamak ister misiniz? | Open Subtitles | أتودان إعداد الكريمة المخفوقة معي كما كنتما تفعلان في صغركما؟ |
Hamuru hazırlamak için önce buğdayı hasat ediyorum. | TED | لذلك فإنني أحصد القمح ، وذلك من أجل تحضير العجين. |
Bir oyuncu hazırlamak bir işaret hazırlamak gibidir. | Open Subtitles | كما ترون، تجهيز لاعب هو تماماً مثل تجهيز هدف. |
30 dakika gemiyi hazırlamak ve 50 dakika kadar da uçuş süresi. | Open Subtitles | و30 دقيقه لتجهيز المركبة وحوالى 50 دقيقة لتصل |
Arabayı hazırlamak için ahırlara giderken ona bir şey oldu. | Open Subtitles | عندما ذهب إلى الإسطبل لتحضير العربة حدث شيء ما له |
Kafa derisini hazırlamak için bir süreç gerektirmiyor, ya da geçirgen jel veya tutkal. | TED | وهو لا يتطلب اي اعداد لراس المستخدم او اي مثبتات او لواصق |
O gece bir çift olarak, iki çifte yemek hazırlamak için iki saatimiz vardı. | Open Subtitles | لاحقاً بذلك المساء, كان لدى الزوج الذي كنت به بضع ساعات لإعداد حفلة عشاء لبعض من الأزواج |
Bu, Amerikalı bir ailenin her gün yemek hazırlamak, yemek yemek ve sofrayı toplamak için harcadığı ortalama süre. | TED | هذا هو متوسط الفترة الزمنية التي تقضيها عائلة أمريكية في إعداد الطعام وتناوله وتنظيف ما بعد الوجبات يوميًا. |
Kocamın kahvaltısını hazırlamak için kalkmasam da... kahvesini içerken yanında oturabilirim. | Open Subtitles | لا ,إذا لم أستطع إعداد القهوة لزوجى على الأقل سأجلس معه بينما يتناولها |
Sıcak banyo ve omlet hazırlamak 5 yaşında bir çocuğun hayatını kurtarmakla karşılaştırılabilir mi? | Open Subtitles | تعنين أن إعداد الحمام الساحن والعجة يتساوى مع إنقاذ حياة طفل فى الخامسة من عمره |
Çünkü en büyük dizinin ana televizyon yıldızı küçük kardeşine hala kahvaltı hazırlamak istiyorsa şaşıracağım. | Open Subtitles | لأنني سأكون مصدوم أن نجم مسلسل تلفزي عظيم ما زال يريد تحضير الفطور لأخيه الصغير |
Ne oldu, Jen? Daha sağlam bir savunma hazırlamak için süre istemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تطلب وقتاً أطول، حتى تتمكن من تحضير مرافعة مناسبة |
İçip içmemem seni ilgilendirmez. Senin işin ilaç hazırlamak. | Open Subtitles | تناولي للنبيذ ليس من شأنك، عملك هو تحضير الدواء |
Kutlamayı hazırlamak için yardım ediyorlar çocuklar yaşamlarına devam edebilsinler diye etrafları kelebeklerle sarılıyor. | Open Subtitles | إنهم يُساعدون في تجهيز الإحتفال بينما يستمر الإعداد لميلاد الطفلة الفراشة |
Bir tedavi programı hazırlamak için çocuğun eğilimlerinin, yapısıyla mı, yoksa yetişme tarzıyla mı ilgisi olduğunu bilmek işe yarar. | Open Subtitles | من أجل تجهيز برنامج علاجي من المنفع ان نعرف ان كان ميول الطفل طبيعي اكثر من المنفع ان نعرف ان كان ميول الطفل طبيعي اكثر |
Biberonu al yukarı götür de anneannen biraz sıcak su versin, biberonu hazırlamak için. | Open Subtitles | خذ القنينة وإذهب إلى جدتك لتعطيك بعض الماء المغلي لتجهيز رضعـة الطفل |
Değerli meslektaşım, savunmanızı hazırlamak için dört haftadan fazla vaktiniz vardı. | Open Subtitles | يا زميلي المتعلم، أُتيح لك أكثر من 4 أسابيع لتحضير قضيتك، |
Neden hep sandviç hazırlamak istiyorsun? | Open Subtitles | ماذا بينك وبين اعداد السندوتشات اللعينة؟ |
Genellikle kahvaltı hazırlamak için daha erken gelirim, fakat bu sabah markete uğradım. | Open Subtitles | أنا عادة ما يصل في وقت مبكر لإعداد وجبة الإفطار، لكني توقفت في السوق هذا الصباح. |
Hey millet, bakın kim uyanmış ve bana yemeği hazırlamak için yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق، انظروا من أفاق للمساعدة بإعداد العشاء |
O sepeti hazırlamak iki haftamı almıştı. | Open Subtitles | اوه لا لا لقد أخذت منى اسبوعين لصنع هذه السلة |
Altı aydır lokantayı hazırlamak için buradaydım ve aynı Evan kız olsaydı sevineceğimiz kadar sevdim burayı. | Open Subtitles | لقد كنت هناك لستة أشهر أجهز المطعم ولقد بدأت أحبها مثل الأبنة التي تمنينا أن يكونها إيفان |
Herhalde bunu hazırlamak için bayağı uğraştın değil mi? | Open Subtitles | لذا، هذا أَخذَ الكثير تحضيرِ , huh؟ |
Ona özel bir akşam yemeği hazırlamak için bu kadar uğraştım. | Open Subtitles | واجهت كل تلك المصاعب لأعد لها عشاءً مميزاً |
- Banyonuzu hazırlamak istemiştim, efendim. - Ama ben duşumu aldım. | Open Subtitles | لاعداد الحمام لك يا سيدي لقد اخذت حمامى |
Kusura bakma, çok gösterişli bir şeyler hazırlamak için vaktimiz olmadı. | Open Subtitles | عذراً لم نمتلك الوقت لنجهز كل شيء ليكون فخماً جداً. |
Bu, gelecekte hazırlamak için yaptığınız bir şey. | Open Subtitles | هذا شيء يمكنك القيام به للإعداد للمستقبل |