Arabayı hazırlamak için ahırlara giderken ona bir şey oldu. | Open Subtitles | عندما ذهب إلى الإسطبل لتحضير العربة حدث شيء ما له |
Değerli meslektaşım, savunmanızı hazırlamak için dört haftadan fazla vaktiniz vardı. | Open Subtitles | يا زميلي المتعلم، أُتيح لك أكثر من 4 أسابيع لتحضير قضيتك، |
Biberonu al yukarı götür de anneannen biraz sıcak su versin, biberonu hazırlamak için. | Open Subtitles | خذ القنينة وإذهب إلى جدتك لتعطيك بعض الماء المغلي لتجهيز رضعـة الطفل |
Programı hazırlamak için gerekli olan eşyaları? Yardımına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | كل الاشياء اللازمة لصنع البرنامج؟ سأحتاج لـ مُساعدتك |
Bunun gibi, çok adamla yapılan bir saldırı hazırlamak için yüksek ihtimalle saklanacak büyük bir yer gerekir. | Open Subtitles | للتحضير لهجوم من هذا القبيل مع الكثير من الناس فإنهم يحتاجون لمكان كبير للإختباء |
Kutlamayı hazırlamak için yardım ediyorlar çocuklar yaşamlarına devam edebilsinler diye etrafları kelebeklerle sarılıyor. | Open Subtitles | إنهم يُساعدون في تجهيز الإحتفال بينما يستمر الإعداد لميلاد الطفلة الفراشة |
Onlardan önce bir mesaj göndermişler. Yolu hazırlamak için. | Open Subtitles | أرسلوا الرسالة لكي يحضروا الطريق |
Ona özel bir akşam yemeği hazırlamak için bu kadar uğraştım. | Open Subtitles | واجهت كل تلك المصاعب لأعد لها عشاءً مميزاً |
Belgeleri hazırlamak için büroma gidiyorum. | Open Subtitles | أنا فى طريقى إلى المكتب لأجهز الأوراق اللازمة |
Ama ne kadar yorgun olursa olsun her zaman kahvaltı hazırlamak için erken kalkar ve aynanın önünde makyajını yaparmış. | Open Subtitles | ، لكن مهما كانت هي متعبة فأنها دائماً ما تستيقظ مبكراً لتحضر الفطور . و تضع زينتها أمام المرآة |
Kadim Yogi geleneklerinde, bedeni meditasyona hazırlamak için yoga duruşları kullanılırdı. | Open Subtitles | ففي تقاليد اليوغا القديمة، كانت تستخدم وضعيات اليوغا لتحضير الجسم للتأمل. |
ve doktor odaya ilk vuruşu hazırlamak için odaya geldiğinde anı belgelemek için resim çekip çekemeyeceğimi sordum. | TED | وعندما دخل الطبيب لتحضير الجرعة، استأذنته لالتقاط صورة لتوثيق تلك اللحظة. |
Diyelim ki siz bir ebeveynsiniz ve akşam yemeği hazırlamak için kesintisiz 25 dakikaya ihtiyacınız var. | TED | دعنا نقول أن أحدكم من أولياء الأمور، ويحتاجُ إلى 25 دقيقة من الوقت دون انقطاع لتحضير وجبة العشاء. |
Hükümet harekete geçmeden silahları hazırlamak için kıçımızdan ter akıyor. | Open Subtitles | إننا نفعل ما بوسعنا لتجهيز هذه الأسلحة قبل أن تتحرك الحكومة |
Düşmanı yavaşlatmak, yerini hazırlamak için ileride sana zaman kazandırır, ...ve, diğer her şeyden daha önemlisi, savaş kazandırır. | Open Subtitles | تأخير العدو يوفر لك الوقت لتجهيز المنطقة المحيطة بك. وهذا, اكثر من اى شيء اخر .. فوز المعارك. |
O iğrenç videoyu hazırlamak için bizim çekimlerimizi kullanmadığını mı? | Open Subtitles | للصقور الحمراء , وهو لم يستخدم تلك اللقطات ! لصنع ذلك الفديو المريع |
Bu yemeği hazırlamak için eldeki erzağın yüzde ikisinden azını kullandım. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}استخدمتُ أقلّ من اثنين بالمئة من المؤن الحالي لصنع هذه الوجبة. |
Bombaları atanlara ortamı hazırlamak için burada. | Open Subtitles | هو هنا، للتحضير الأمور للرجال الذين سيلقون بالقنبلة |
Burayı konuğumuza hazırlamak için pek vaktimiz yoktu. | Open Subtitles | سامحنا على هذه الحال لدينا وقت قصير جدًا للتحضير لضيفتنا |
O asansör işini hazırlamak için iki yılımı harcadım. | Open Subtitles | سنتان قضيتهما في تجهيز عملية المصعد |
Önceden mesaj yollamışlar. Yolu hazırlamak için. | Open Subtitles | أرسلوا الرسالة لكي يحضروا الطريق |
Sana bu lezzetli yemeği hazırlamak için çok çaba sarf ettim. | Open Subtitles | لقد عملت جاهداً لأعد لك عشاء لذيذ |
Eşimin gelene dek bir yer hazırlamak için ben önce geldim o nedenle niyetim bunu yapmak. | Open Subtitles | لكن زوجي أرسلني قبلا ، لأجهز مكانا حال وصوله لذلك هذا ما أنوي فعله |
Bakıyorum da yeni vücudunu hazırlamak için bayağı uğraşmışsın. | Open Subtitles | أرى أنك حضيت بوقت لا بأس به لتحضر مضيفك. |
Seni idama hazırlamak için buradayız. | Open Subtitles | لقد أتينا لتجهيزك للموت |
O gece bir çift olarak, iki çifte yemek hazırlamak için iki saatimiz vardı. | Open Subtitles | لاحقاً بذلك المساء, كان لدى الزوج الذي كنت به بضع ساعات لإعداد حفلة عشاء لبعض من الأزواج |
Sana sandviç hazırlamak için erkenden kalktı öyle mi? | Open Subtitles | استيقظت منذ الصباح الباكر لتعمل لك شطائر؟ |