Burada gördüğünüz her şehir çeyrek milyon veya daha yüksek bir nüfusa sahip. | TED | ما ترونه هنا هو كل مدينة بتعداد سكاني يبدأ من ربع مليون نسمة فأكثر. |
Demek istediğim, her şehir yaratıcı olmak mutlu, yaşanılabilir ve sağlam olmak istiyor. Kim istemez ki? | TED | أعني، كل مدينة تريد أن تكون مبدعة، وسعيدة، وقابلة للسكن، ومرنة. ومن لا يريد ذلك؟ |
her şehir ve eyalette sadakatsizlerin listeleri çıkarıldı. | Open Subtitles | في كل مدينة و مقاطعة , قوائم بكل الخونة الذين تم تصنيفهم |
- her şehir, aynı şey. - Burası her şehir değil. | Open Subtitles | في كلّ بلدة، تفعل نفس الشيء - ليس كلّ بلدة - |
9-11 sonrası Amerika'da, her şehir artık kendi başına! | Open Subtitles | وبعد أحداث 11 سبتمبر على كل بلدة الأتكال على نفسها |
Evet, her şehir kendi waffle'ının dünyadaki en iyi waffle olduğunu iddia eder. | Open Subtitles | وبالطبع , كل مدينة تدعي بأنه لدي أفضل المطاعم تبيع أفضل الفطائر في العالم |
Babam gittiğimiz her şehir için bana hatıra kartpostal alırdı. | Open Subtitles | ولكن .. اشترى لي والدي بطاقة بريد تذكارية في كل مدينة ذهبنا إليها |
her şehir, her ev için sonuna dek savaşacağız. | Open Subtitles | سوف نقاتل لحماية كل مدينة ومنزلٍ حتى آخر قطرة دمٍ فيّنا |
Neredeyse 40 yıldır şehirlerde çalışıyorum, üstelik her belediye başkanının bana "Ohoo, çok büyük şehir" demeye çalıştığı yerlerde. Veya diğer başkanların söylediğine göre de mali kaynağımız olmayan yerlerde. Edindiğim tecrübeye dayanarak... ...şunu söyleyebilirm, dünyada her şehir... ...üç yıldan daha kısa bir sürede geliştirilebilir. | TED | أعمل في مجال المدن حوالي 40 عاما تقريبا، حيث كل عُمدة مدينة يحاول أن يخبرني، أوه، مدينته كبيرة جدا. و العُمد الآخرون يقولون، ليس لدينا موارد مالية. أود أن أقول، من خبرتي التي إكتسبتها، كل مدينة في العالم يمكن أن تتطور في أقل من ثلاث سنوات. |
İklim krizi sosyal, politik ve özel hayatımızın her bir kısmını etkilediğinden sadece her odada değil, her yerde, her şehir, ülke, bölge ve kıtada iklim aktivistlerine ihtiyacımız var. | TED | وبما أن أزمة المناخ تؤثر على كل جزءٍ من مجتمعاتنا، وحياتنا السياسية والخاصة، فنحن نحتاج إلى نشطاء المناخ في كل مكان وفي كل ركن، وليس في كل غرفة فقط، ولكن في كل مدينة ودولة وولاية وقارة. |
O zaman sanırım her şehir bu sorunla bağımsızca ilgilenecektir. | Open Subtitles | -و لذلك اقترح انه يجب ان تعامل كل مدينة هذه المشكلة بشكل مستقل |
her şehir farklı bir görev ve kimlik demek olacak. | Open Subtitles | كل مدينة ستكون مهمة جديدة و هوية جديدة |
"Dünyadaki her şehir, sizin gelip de onları işe almanızı bekleyen bu tip potansiyel casus şebekeleri ile doludur." | Open Subtitles | "كل مدينة تحتوي على شبكة كاملة من القوة الجواسيس, الذين ينتظرون تعيينهم" |
her şehir şefkatli olmak zorunda. | TED | كل مدينة يجب أن تكون رحيمة. |
Ancak, Londra büyüklüğünde bir şehrin her gününü düşündüğünüzde, yeterli miktarda yiyecek üretilmeli, nakledilmeli, alınmalı ve satılmalı, pişirilmeli, yenilmeli, atıklar ayrılmalı ve her gün buna benzer şeyler dünya üzerindeki her şehir için yapılmalıdır. Şehirlerin beslenmesi gerçekten harikuladedir. | TED | لكن تخيل أنه يومياً في مدينة بمساحة لندن كمية كافية من الغذاء يجب أن تُنتَج, تُنقل,تُشترى و تُباع, تُطبخ, تُؤكل, تُتلف, و أشياء من هذا القبيل يجب أن تحدث يومياً في كل مدينة على وجه الأرض إطعام المدن شيء غير عادي أبداً. |
- ve aniden, Bu zehir gibi. - Fakat her şehir değil. | Open Subtitles | وفجأة، وكأنه السمّ - لكنّه ليس كلّ بلدة - |
- her şehir. - Hayır, değil. | Open Subtitles | هذا في كلّ بلدة - لا، ليس كذلك - |
Eee ne olmuş, her şehir onlarla dolu. | Open Subtitles | نعم , ولكن كل بلدة مليئه بالمشاه . |