Buraya her şeyin yolunda olduğunu söylemek için beni çağırdın. | Open Subtitles | لقد جلبتيني كي تخبريني أن كل شيء على ما يرام |
Sanırım her şeyin yolunda olduğunu öğrensek iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنها فكرة صائبة أن نتأكد أن كل شيء على ما يرام |
Ve benim babana, elimi tutup her şeyin yolunda olduğunu söylemesine ihtiyacım var... | Open Subtitles | وأنا أحتاج أباك حينها كي يمسك يدي ويقول لي أن كل شيء بخير |
Sen ise bana her şeyin yolunda olduğunu söyledin. | Open Subtitles | و أنت جلست هناك و أخبرتنى أن كل شئ على ما يرام ؟ |
her şeyin yolunda olduğunu söylerim. Ve o gider. Sonra siz de gidersiniz. | Open Subtitles | أستطيع اخبارها بأن كل شيء بخير ومن بعدها ستذهب ومن ثم تستطيعون الذهاب |
Onlara her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل لهم أن كل شئ بخير |
Onlara senin iyi olduğunu, her şeyin yolunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أُخبرهم أن كل شيء على ما يرام أنك على ما يرام، أنك رائع |
Anlıyorum ama her şeyin yolunda olduğunu söylemiştin. Öyleydi, şimdi değil. | Open Subtitles | أفهم ذلك، لكنك قلتِ أن كل شيء على ما يرام |
Bana güvende olduğumu ve her şeyin yolunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ,أخبرني بأني سأكون آمناً و أن كل شيء على ما يرام |
her şeyin yolunda olduğunu takıma bildirin. | Open Subtitles | أعلِما باقي الفريق أن كل شيء على ما يرام. |
Ara beni ve her şeyin yolunda olduğunu bileyim, tamam mı? | Open Subtitles | إتصل بي و أعلمني, أن كل شيء على ما يرام, حسناً؟ سأفعل |
Şimdi eve koş ve annene her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | والآن، عد لوالدتك وأخبرها أن كل شيء على ما يرام |
Evin içinde her şeyin yolunda olduğunu ondan duymak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسمع منه أن كل شيء بخير داخل المنزل |
Onunla ne zaman konuşmaya çalışsam, her şeyin yolunda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | عندما أحاول التحدث معه يقول أن كل شيء بخير |
Onun ağzından, evin içindeki her şeyin yolunda olduğunu duymak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسمع منه أن كل شيء بخير داخل المنزل |
her şeyin yolunda olduğunu kontrol etmek için uğradım. | Open Subtitles | لقد توقفت من اجل الفحص، والتأكد من أن كل شئ على ما يرام. |
Doktor her şeyin yolunda olduğunu söyledi fakat dinlenmelisin. | Open Subtitles | الدكتورة قالت بأن كل شيء بخير لكنك بحاجة للراحة |
Onlara her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل لهم أن كل شئ بخير |
Size her şeyin yolunda olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أرادني فقط أن أطمئنكِ أنّ كلّ شيء على ما يرام. |
Bizim için tüm yapman gereken, Kral'ı aramak. Ona her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه ان نتصل بالملك ونخبره ان كل شئ على ما يرام |
Gözlerinizin içine bakarak her şeyin yolunda olduğunu size söyleyebilirim. | Open Subtitles | ولكن من خلال عينيك يمكنني القول ان كل شيء بخير |
her şeyin yolunda olduğunu parayı göndermemi, bu paranın yetimhane için olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | أخبرني بأن كل شيء على ما يرام والمال الذي أرسله كان يذهب لملجأ الأيتام |