Ben bu posteri yılbaşında aldım ve ona hergün bakmak istiyorum. | Open Subtitles | جاءتني هذه اللوحة بعيد الميلاد و أشعر أنني أريد رؤيتها يومياً |
Biz peder olduğumuz halde, hergün tükürüyoruz. Anlatacağın başka birşey var mı? | Open Subtitles | فنحن القساوسة نبصق يومياً في بيت الرب ، هل من شئ اخر ؟ |
Hayır. hergün işe gidiyorum. Evde yapmam gereken işleri yapıyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا أذهب للعمل كلّ يوم وأساعد في أعمال المنزل |
Gerçek şu ki hergün 300 milyon Amerikalı makatlarından gaz salmaktadırlar. | Open Subtitles | والحقيقة أن 300 مليون أمريكي يقومون يوميا بإخراج الغازات من مؤخراتهم |
hergün yararlandığımız bütün bu harika plastikler önce plastiği moleküllerine ayırıp daha sonra da özel yöntemlerle geri birleştirilerek yapılıyor. | TED | حيث تقوم بتفكيك الجزيئات وإعادة تركيبها بطريقة محددة للغاية لصنع كل هذا البلاستيك الرائع الذي نتمتع به في كل يوم |
hergün gazetecileri çağırıp günahları için af diliyordu, yaptığı her şeyi itiraf ediyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ يَدْعو المراسلين كُلّ يوم إعتِذار عن ذنوبه، إعتِراف بمهما عَملَ أبداً. |
hergün akvaryumunuza işemeyi deneyin... anlayacaksınız. | Open Subtitles | حاول فقط أن تتبول في حوض اﻷسماك يومياً وستفهم ما أعنيه |
İnsanlar onu hergün satıyor. Bedavaya veriyorlar. | Open Subtitles | الناس يرتكبون الذنوب يومياً و يكفرون عنها |
Nişanlını asla göremediğini söylemiştin. Bu şekilde,onu hergün görebilirsin. Sadece yardımcı olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | دائما تخبريني بأنك لاترين خطيبك كثيراً هكذا سترينه يومياً , إني فقط أريد المساعدة |
Aslına bakarsanız hergün sinemalarda, TV'de de kim bilir kaç kişi öldürülüyor? | Open Subtitles | ولكن كم من شخص يموت بصورة واقعية في الأفلام وعلى التلفاز يومياً ؟ |
Gölümüzü havanin izin verdigi hergün kürek çekmis olarak, bundan önceki yedi rektörlük yönetimi dönemi boyunca, | Open Subtitles | بعد التجذيف في بحيرتنا يومياً إن سمح الطقس خلال الإدارات الـ7 الأخيرة أشعر بأنني أكثر |
Uyandığım hergün herşeyimi kaybedeceğimi varsayarak. Sonra işe gidip bir parça daha kazanırdım. | Open Subtitles | أستيقظ كلّ يوم وأفترض أني سأفقدُ كلّ شيء، أذهب للعمل وأجني رزمة أخرى |
Bizi herşeyden ayrıcalıklı kılan, ... ... bu yiyecekleri mücadele vermeden hergün yiyebiliyor olmamızdır. | TED | كل شيء يجعلنا مميّزين جدّا، يمكننا الحصول على هذا الطعام ، بدون أن نكفاح من أجل ذلك كلّ يوم. |
Bu tip şeylerin hergün olduğu bir evlilik harika olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأنّ الزواج رائع إذا استمرّ كلّ يوم بهذا الشكل |
Doğru besleniyorum, hergün egzersiz yapıyorum, aklımı aktif tutuyorum, araştırmalar bunları yapmanızı söylüyor. | TED | أنا آكل بشكل صحي وأمارس الرياضة يوميا وأبقي دماغي فعالا، وهذا ما تقول الأبحاث أنه علي القيام به. |
Bu çeşit masallarla ilgilensek, gazeteyi hergün iki defa çıkaracak malzemeyi de bulurduk Bay Kane! | Open Subtitles | اذا كنا مهتمين في هذا الشيء نستطيع ملء الصفحة مرتين تقريبا يوميا |
Aziz Bakire, o benimle evlenseydi hergün buraya size teşekkür etmeye gelirdim... | Open Subtitles | مريم المقدسة، لو تَزَوجني، سوف آتي إليكِ كل يوم علي قدمي لأشكرك |
B-ben hergün çalışıyorum ve ter döküyorum ve adak adıyorum, ve ancak geçinebiliyorum. | Open Subtitles | سأعمل و أتعرق و أضع الهبات كل يوم و إنني بالكاد أتحصل بـــ |
hergün bayanlar çok havalı şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | كُلّ يوم السيدات يَعملنَ شيءُ يُبرّدُ حقاً. |
hergün banyo yapıyoruz aslında değil mi? | Open Subtitles | ذلك لئيمٌ للغاية، بما أنك تستحمُّ يوميًّا |
O hergün kontrol edecek, gizlediği yerin güvenliğinden emin olma için. | Open Subtitles | هي ستراقب إختفائها إستطلع الصحيفة اليومية لتتأكد انه ما زال أمن |
hergün en son fıkramı dinlemek için arayan insanlar var. | Open Subtitles | تصلني اتصالات يوميًا من أشخاص يريدون فقط سماع آخر نكتي |
Seni hergün dövdüğünü biliyordu ve sana yardım etmek için hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | عَلِمَتْ بأنه يضربُك كُل يوم وهيلم تَقُمبأي شيءٍلمُساعدتك. |
hergün biraz daha parlıyorsun. Ve ne düşünüyorum biliyor musun .. | Open Subtitles | أنت تزدادين اشراقا يوما بعد يوم و أظن أنك تعلمين السبب |
şu andan itibaren hergün bu günkü gibi mutlu olacağız | Open Subtitles | من الآنَ فَصَاعِدَاً، كل الأيام القادمة ستكون رائعة مثل ما كانت في السابق |
hergün dayanmaz Talih kapıma benim | Open Subtitles | ليس في كلِّ يوم يصادفني الحظ الجيد |
İnsanlar kaybolduğumu farkedeceklerdir. hergün gittiğim bir içki dükkanı var. | Open Subtitles | الناس سيشعرون باختفائي ، فهناك متجر شراب أذهب إليه كل صباح |
Burda ciddi birşey yok sadece hergün karşılaştığımız küçük zorluklardan biri. | Open Subtitles | إنّه حقّاً لا شيء ذو أهميّة نحن لا نصادف مثل هذه المشاكل يوميّاً لا شيء بين العصابات |
Üstüme gün boyu birşeyler dökülüyor, birileri hergün çamaşırlarımı yıkıyor, ama kim? | Open Subtitles | فأسلمه ليتم تنظيفه وشخص ما ينظفها ويطبقها ويرجعها إلي دولابي ، لكن من ؟ |