"hiç hoşuma" - Traduction Turc en Arabe

• اكره
• لا أقدر
• لا تعجبني
• سأكره
• وأكره
• لم أحب
• لا أقدّر
• لا أحبّ
• لا أحب الشعور
• أكره فكرة
• تعجبني فكرة

Birisinin kişisel garezi yüzünden bir ortağımı daha kaybetmek hiç hoşuma gitmez.
اكره خساره شريك اخر لمجرد ان هناك شخص معه فأس ليطحن به

Bu paranoyakça saçmalıkları bana kakalaman hiç hoşuma gitmedi.
أنا لا أقدر لك ترويج وإشاعة جنون العظمة عني

Neden bahsettiğini bilmiyorum. Ama ses tonun hiç hoşuma gitmedi.
أنا لا أعرف عن ماذا تتحدث ولكن بالتأكيد لا تعجبني طريقة حديثك

Ömrüm boyunca her sabah seninle kahvaltı etmek hiç hoşuma gitmezdi.
بالتأكيد سأكره تناول إفطاري معكِ كل صباح في حياتي

Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama bu iflas etmiş bir iş modelidir. Asla işe yaramaz.
وأكره أن أخبركم بهذا ولكن إذا اشهر بنك افلاسه فلنيفلحالأمر..

hiç hoşuma gitmedi.
، لم أحب ذلك فيه بصراحة أفضّل ما كان عليه قبل ذلك

Ve senin gibi pisliklerin onunla dalga geçmesi hiç hoşuma gitmiyor.
وأنا لا أقدّر محاولات بعض المغفلين مثلك للتسلية فيها

Halk içindeki bu alelacele görüşmeler hiç hoşuma gitmiyor Ajan Mulder.
أنا لا أحبّ هذه المستعجل الإجتماعات العلنية، الوكيل مولدر.

Küçük mutlu partinizi bölmek hiç hoşuma gitmiyor ama mutfak döşemesi çok kirlenmiş.
اكره ان اقاطع الحفلة الصغيرة السعيدة هنا ولكن ارضية المطبخ عبارة عن فوضى

Biliyorsun, bu haliniz hiç hoşuma gitmiyor.
انت تعرف كم اكره ان يكون الفتية بهذه الحالة

Hafta sonu çalışması hiç hoşuma gitmiyor. Al.
اوه انا اكره عندما هي تعمل في الاجازة الاسبوعية

İyi de herif onun kıçını mıncıklıyor, bu hiç hoşuma gitmiyor.
إنّني لا أقدر يديه اللتان تلتفان حول مؤخرتها

Basit gösterinin bir parçası olmak hiç hoşuma gitmedi.
تعرفين، أنا لا أقدر أنّ أكون جزء من عرض كلبك الصغير

Bu tavır hiç hoşuma gitmedi.
نفعل كل ما يحلو لنا دون إستشارة أحد حسناً , لا أقدر هذا السلوك

Öte yandan annemin başka çocukları videoya çekmesi fikri hiç hoşuma gitmedi.
ولكن لا تعجبني فكرة أن أمي تصوّر أطفال آخرون

Karanlıkta yürüme fikrin hiç hoşuma gitmiyor.
لا تعجبني فكرة بأنك تأتين الى هنا ماشيه بالظلام.

- Bu hoşuma gitmedi. hiç hoşuma gitmedi.
لا تعجبني هذه الافكار, لا يعجبني ما يحدث

Benden yararlanıldığını öğrenmek hiç hoşuma gitmez.
كنت سأكره آنذاك أن أكتشف أنني مأخوذ الآن لاُسْتَغَلْ و اُسْتَخْدَم لمنفعة شخص ما

Bize katılmaya karar vermene sevindim. Senden hoşlandığımı bilirsin Greg. Ama bu şovu sen olmadan yapmak hiç hoşuma gitmezdi.
لطف منك ان تقرر الانضمام الينا غريغ انت تعجبني ولكني سأكره القيام بهذا البرنامج بدونك

Burası benim memleketim, söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama bu devasa şeyle savaşmak için hayatlarımızı tehlikeye atmanın alemi yok.
, هذه مدينتي , وأكره أن أقول هذا ليس هناك فائدة بالمخاطرة بحياتنا بقتال ذلك الشيء العملاق

Ayrıca ona bu şekilde kötü davranman hiç hoşuma gitmedi.
أيضاً لم أحب طريقة تصرفك بحقارة معها

Bu arada kızımı okula bırakırken peşimde bir arabanın olması hiç hoşuma gitmiyor.
وبالمناسبة، لا أحبّ أن تتعقّبني سيارة بينما أوصل ابنتي إلى المدرسة

- Haydi, Brandon! hiç hoşuma gitmedi bu...
هيا يا (براندون ) لا أحب الشعور لكوني جئت إلى هنا

Seni paylaşma fikri hiç hoşuma gitmiyor.
أنا أكره فكرة بان أشاركك مع الآخرين وحسب