Buraya geldiğimde hiçbir şeyim yoktu. Zekamdan ve cesaretimden başka. | Open Subtitles | عندما جئت هنا، لم يكن لدي شيء عدا اسمي وذكائي. |
Yedi yaşındayken ben buraya âşık oldum çünkü başka hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لأنه لم يكن لدي شيء آخر الآن أنا أحبكي أنا لا أحتاج هذه |
Ama ona verecek hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | ولكن لم يكن لدي شيء لأطعمه إياه |
hiçbir şeyim yoktu. Onunla tanışmadan önce bir hiçtim. | Open Subtitles | لم أملك شيئاً , لم أكن شيئاً قبل أن أقابله |
Ben çocukken hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | عندما كنت طفلاً، لم أملك شيئاً. |
hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لم يكنّ لدي شيء. لم يكنّ لدي نقود. |
Ve üstelik sana söyleyecek güzel hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | ...بالإضافة إلى إنه لم يكن لدي شيء لطيف لأقوله |
Ve hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | و لم يكن لدي شيء |
Sana verecek hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لم أملك شيئاً لأقدمه لك. |
hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لم أملك شيئاً. |
hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لم يكنّ لدي شيء. |