Hikayenin sadece bir kısmına anlatan, hava istihbarat resimlerine bakıyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت تلك الصور هي تذكرة جزء من القصة فقط |
Kendine bir gelip bir gidiyor. Hikayenin sadece yarısını alabildim. | Open Subtitles | لقد قضاها جيئةً وذهاباً حصل على نصف القصة فقط |
Fakat bu Hikayenin sadece bir yüzü. | TED | .ولكن هذا هو نصف القصة فقط |
Bak, belli ki hikâyenin sadece bir kısmını öğrenebildik. | Open Subtitles | انظر، من الواضح أننا حصلنا على جزء من القصه فقط |
Bak, belli ki hikâyenin sadece bir kısmını öğrenebildik. | Open Subtitles | انظر، من الواضح أننا حصلنا على جزء من القصه فقط. |
Ama eğer gerçekten fakirliğin sorunlarını çözmeye çalışıyorsak, bu Hikayenin sadece yarısı, çünkü uzun süreli sürdürülebilir değil. | TED | لكنها فقط نصف القصة إذا كنا نتطلع لحل مشاكل الفقر، لأنه ليس مستدماً على المدى البعيد. |
Bu Hikayenin sadece bir tarafı var: o da bizimki. Jack'e ulaşmanı engelletme bana. | Open Subtitles | اسمع، هنالك جانب واحد من القصة فقط و هو جانبنا لا تجبرني على قطع تواصلك مع (جاك) |
İnsanlar Hikayenin sadece yarısını biliyor. | Open Subtitles | الناس يعرفون نصف القصة فقط. |
Ama bu Hikayenin sadece bir yarısı-- Katlama oranının %99 unun ürettiği bu değildir, fakat parazitin geometrik karşılığı olan, bunu üretir. | TED | ولكن هذا فقط نصف القصة -- 99.9 في المائة من نسب الطي لا تنتج هذا، لكن هذا، النظير الهندسي للضوضاء. |
Ama halihazırdaki bu robot Hikayenin sadece yarısı. | TED | ولكن الروبوت كان فقط نصف القصة. |