Daha iyi hissetmem için mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل ، هل تقول ذلك فقط لتجعلني أشعر بشكل أفضل؟ |
Amansız olmam konusunda iyi hissetmem için söyledi. | Open Subtitles | كانت تقول ذلك فحسب لتجعلني أشعر بالتحسن لكوني عنيدة |
Bunu, kendimi daha iyi hissetmem için söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول هذا لتجعلني أشعر بحال أفضل |
- Kendimi iyi hissetmem için böyle söylüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تقول هذا فقط لجعلي أشعر بالتحسن أذاً ، ما الأمر ؟ |
Bunları iyi hissetmem için söylemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تقولين كل هذا فقط لجعلي أشعر جيداً ؟ |
Tamam, ama daha iyi hissetmem için ne yapmalıyım? | Open Subtitles | حسناً, و لكن ما الذي يجب أن أفعله لكي أشعر بتحسن ؟ |
Kendimi iyi hissetmem için, bulabildiği tüm beyaz eti getirecekmiş. | Open Subtitles | قالت أنها سوف تأتي بجميع أنواع اللحوم البيضاء لكي أشعر بتحسن أكبر حيال وضعي |
Kendimi aptal hissetmem için hiçbir şansı kaçırmıyorsun. | Open Subtitles | لا تفوت الفرصة لتجعلني أشعر بالغباء |
Bunu sadece kendimi daha iyi hissetmem için söylüyorsun. | Open Subtitles | تقول هذا فقط لتجعلني أشعر بتحسن |
Bunları kendimi daha iyi hissetmem için söylüyorsun. Evet. | Open Subtitles | لتجعلني أشعر بالتحسن |
Vogel, ona borcum varmış gibi hissetmem için verdi bu DVD'yi. | Open Subtitles | أعطتني (فوغل) هذا القرص الرقميّ لتجعلني أشعر بأنّي أدين لها بشيء ما |
O kadar zavallıyım ki kendimi iyi hissetmem için fotoğrafımı asman mı gerekiyordu? | Open Subtitles | يا إلهي! إنّني مُثيرة للشفقة لدرجة ان عليك وضع صـورتي لجعلي أشعر بحال أفضل؟ |