Önemi yok. Ben de hüsrana uğradım o yüzden nasıl hissettiğinizi tasavvur edebiliyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أيضا أشعر بالإحباط لذا يمكنني تصور كيف تشعرين |
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum. Bu dünya üzerindeki en doğal tepki. | Open Subtitles | أعلم ما تشعرين به وهذاردالفعلالطبيعيفيعالمناهذا. |
Pek çok insan öldü. Ne hissettiğinizi merak ediyorum. | Open Subtitles | وبعض الاشخاص قد ماتوا لهذا اريد فقط ان اعرف، ما هو شعورك لهذا |
Kayıtdışı, bayan... teşkilattaki bütün kadınlar... neler hissettiğinizi biliyor. | Open Subtitles | بمودة يا سيدتي، كل الفتيات اللائي بالخدمة يعرفن شعورك. |
Bay Miller, izleyin ve lütfen neler hissettiğinizi bana anlatın. | Open Subtitles | من فضلك شاهد هذا وأخبرني ما كنتَ تشعر به. |
Ne hissettiğinizi belirtiyorsunuz ama bedeniniz başka türlü hissettiğinizi kanıtlıyor. | TED | تقولون أنكم تشعرون بطريقة ما، ولكن تثبثُ أجسادكم بأنكم تشعرون بشيء آخر. |
Nasıl hissettiğinizi anlatabilirmisiniz? | Open Subtitles | هَلّ بالإمكان أَنْ أنت تُخبرُنا كيفك تَشْعرُ الآن؟ |
Rahibe, nasıl hissettiğinizi hayal edebiliyorum ama neler olduğu hakkında mümkün olduğu kadar fazla bilgi alabilmemiz çok önemli. | Open Subtitles | أختاه, لأستطيع تخيّل ما تشعرين به الآن ولكنه مهمٌ جداً لكي نتعلم عن ما حدث قدر الإمكان |
Ben bu türden birçok olayda çalıştım ve neler hissettiğinizi anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لقد مررت ببعض هذة الحالات أفهم كيف تشعرين |
Sizi ve eşinizi izliyordum ve bilmenizi isterim ki şu an neler hissettiğinizi anlıyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أراقبكِ أنتِ وزوجكِ وأريدكِ أن تعلمي بأنني أفهم ما الذي تشعرين به الآن |
Şu anda neler hissettiğinizi anlıyorum, ...ama elinizde iyi bir dava var. | Open Subtitles | أنا أفهم ما تشعرين به الآن ولكن لديكِ قضية جيدة |
Ne hissettiğinizi biliyorum, ama tüm tehlikeleri hesaba katmıyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم ما تشعرين به، ولكنك لا تفكرين في جميع المخاطر |
Efendim, nasıl hissettiğinizi biliyorum, çünkü ben de aynı şekilde hissediyorum. | Open Subtitles | سيدي, أعلم كيف هو شعورك لأني أشعر بنفس الطريقة |
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum ama bu ancak Tanrı'nın yapmaya izninin olduğu bir şey. | Open Subtitles | افهم شعورك, لكن هذا شئ لا يستطيع فعله إلا الله |
Bu şekilde hissettiğinizi duymaktan ve size böyle bir izlenim vermiş olduğumu görmekten üzüntü duydum. | Open Subtitles | حسنًا ، يؤسفني سماع شعورك بتلك الطريقة كما وضعت تلك الفكرة الغير مثيرة في بالك |
Şu anda neler hissettiğinizi hayal bile edemem ancak yasaları kendiniz uygulamamalısınız. | Open Subtitles | لا أَستطيع أن أَتخيل ما تشعر به الآن لكنك لا تستطيع أخذ القانون بيديك |
Peki koridordan geçerken siz nasıl hissettiğinizi tarif edebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تصف ما تشعر به عندما تمر بها في الممر؟ |
Yüzbaşı, şu an nasıl hissettiğinizi hayal bile edemem... | Open Subtitles | أيها الكابتن , يمكنني تخيل ما تشعر به الآن |
Bir anlığına gözlerinizi kapatın ve şu an neler hissettiğinizi anlamaya çalışın. | TED | خلال لحظة، سأطلب منكم أن تغلقوا أعينكم وتحاولوا أن تتبيّنوا ما العواطف التي تشعرون بها الآن. |
Burada amaç tam olarak ne hissettiğinizi saptamanın ne kadar zor veya kolay olduğunu görmek. | TED | الفكرة فقط هي معرفة مدى السهولة أو ربما الصعوبة التي تجدونها في محاولة تحديد ما تشعرون به بالضبط. |
Nasıl hissettiğinizi, tahmin ettiğinizden daha iyi anlıyorum. | Open Subtitles | أَفْهمُ كَمْ تَشْعرُ أكثر مِنْ تَعْرفُ. |
Şu an kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum beyler ama güvenliğimiz için bu konuda sessiz kalmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أفهم شعوركم لكن من أجل الحماية يجب أن تبقوا صامتين |
Oğlunuzla buluşma konusunda tuhaf hissettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أفهم أنّكما تشعران بالغرابة بشأن الاجتماع مع ابنكما |
Sadece ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü söylemenizi istiyorlar ve çözüme girişiyorlar. | TED | يريدون منك أنت تشاركهم أحاسيسك وما تفكر فيه. وأن نصل إلى الحل. |
Şu anda ne hissettiğinizi sadece hayal edebilirim. | Open Subtitles | أنا يمكن فقط أن أتخيّل ما أنت يجب أن تشعر الآن. |