Hayvanların ne düşündüklerini ve hissettiklerini hiç merak ettiniz mi? | TED | هل تساءلت يومًا عمّا يفكر فيه الحيوانات أو يشعرون به؟ |
Henüz bilmiyoruz. Ayrıca, tanınma ve kimlik konusunda da neler hissettiklerini bilmiyoruz. | TED | ونحن أيضا لا نعرف كيف يشعرون حول التعرف و الهوية. |
Senin alıcın olmak için sabırsızlanıyorum. Ve senin hissettiklerini hissetmek için. | Open Subtitles | أتوق لإستلام كل ما لديك و أتوق لأشعر بما تشعر به |
Sanki... Sanki senin hissettiklerini hissedebiliyorum. Yani sinirliysen veya mutluysan veya üzgünsen, bunu hissedebiliyorum. | Open Subtitles | الأمر يبدو و كأنني أشعر بشعورك إنني أشعر بك عندما تكون فرحاً أو قلقاً أو حزيناً , في جسدي , في أصابعي |
Belki memleketinde hissettiklerini göstermek normal karşılanmıyor ama bu kesinlikle bir hastalık değildir. | Open Subtitles | ربما إظهار مشاعركِ ليس بالأمر العظيم من وضعكِ ولكنّه بالتأكيد ليس بمرض |
Beni susturduktan haftalar sonra hissettiklerini söylüyorsun. | Open Subtitles | فبعد أسابيع من الانعزال تخبرينني أخيراً بمشاعرك |
Ve bunu yaptığında, onların hissettiklerini paylaşmak zorunda kalacaksın. | TED | عندما تفعل ذلك, أنت مرغم على ان تشعر كما يشعرون |
Ancak fareler ya da maymunlarla duyguyu inceleyemezsiniz, çünkü ne hissettiklerini veya deneyimlediğini onlara soramazsınız. | TED | لكن لا يمكنك دراسة العاطفة في الفئران أو القرود لأنك لا تستطيع أن تسألهم كيف يشعرون أو ما الذي يعانون منه. |
"kadın hissettiklerini dikkatli bir şekilde analiz etmelidir | Open Subtitles | يجب على النساء أن يتابعن بعناية الاحاسيس التي يشعرون بها |
Aileleri çocuklarını tanıyorlar. Onların nasıl hissettiklerini biliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأباء يعرفون أبنائهم، ويعلمون ما يشعرون به |
Memelilerde, ağızlarına bakarak nasıl hissettiklerini söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم معرفة كيف .يشعرون بالنظر إلى أفواهم |
Şu anda hissettiklerini hatırlamaya çalış. | Open Subtitles | فقط، فقط، فقط حاول أن تتذكَر ما تشعر به في هذه اللحظة، حسناً؟ |
Ellerların Cleo hakkında neler hissettiklerini tam olarak biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بالضبط ما الذي تشعر به عائلة إللر حيال كليو |
Senin şu anda hissettiklerini hiç hissetmedim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أننى لم أشعر بما تشعر به الآن من قبل؟ |
Oraya gidip, ona karşı hissettiklerini söylemen lazım. | Open Subtitles | يجب أن تذهب إليها و تخبرها بشعورك |
Bağ, davranışlarını etkiliyor hissettiklerini değil. | Open Subtitles | تلكَ الرابطة تؤثّر على تصرّفك لا مشاعركِ |
Bir bakıyorum, hissettiklerini söyleyemiyorsun. | Open Subtitles | وفي الدقيقة التي تليها لا تعرف حتى كيف تبوح بمشاعرك تجاهي. |
Bazı zamanlar senin hissettiklerini hissedebiliyorum aldığın kokuları duyumsayabiliyorum, gördüklerini bile görebiliyorum. | Open Subtitles | أحياناً أستطيع الشعور بما تشعرين به وأستطيع اشتمام ما تشتمينه وأستطيع أيضاً رؤية ما ترينه |
Onların senin hakkında hissettiklerini, benim hakkımda hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تشعرين نحوي ما شعر به اولئك الفتية نحوك؟ |
Oksitosin diğer insanların hissettiklerini bize de hissettirir. | TED | والأوكسيتوسين يجعلنا نشعر بما يشعر به الآخرون. |
Hayır, beni ısırdıklarında ne hissettiklerini çok iyi biliyorum. Çünkü seninle her birlikte olduğumuzda böyle hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بالتحديد ما الذي يشعروا به عندما بعضونني أشعر بذلك في كل مرة نكون سوياً |
Gerçek şu ki, insanların yapabileceği bir sürü şey var; hakkında konuşmaya başlamak, ne hissettiklerini açıklamak ve bunun üzerine konuşmak, rahatsız edici hissettirdiğinde dahi. | TED | ولكن الحقيقية أن الناس يستطيعون القيام بالكثير، بدءاً بالكلام عن هذا الموضوع، والتعبير عن مشاعرهم بهذا الشأن بالتحدث عنه، حتى لو لم يكن الأمر مريحاً. |
Jolinar'ın senin için hissettiklerini... ..kavrayıp sindirebilecek yeteneğe sahip olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | ما شعرت به جولنار تجاهك لا أعتقد حتى أنه يمكننى إستيعابه |
Hiç şu atların göz yaşartıcı gaz için ne hissettiklerini merak ettin mi? Onların maskeleri yok. | Open Subtitles | أتسائل عن شعور هذه الخيول يشمون الغاز طوال الوقت ألا يعطوهم قناع واقى لهم؟ |
Birçok insan bize on yıllardır ilk kez kendileri için daha iyi bir gelecek umudu hissettiklerini yazdı. | TED | كما كتب لنا العديد من الأشخاص أنه أصبح لديهم أملٌ في مستقبلٍ أفضل لأنفسهم لأول مرة مُنذ عدة سنوات. |
Bunu deneyen insanların her biri kendilerini çok iyi ve özgür hissettiklerini söylediler. | Open Subtitles | جميع الناس قالوا بعد هذه التجربة انهم شعروا بشكل جيد جدا بعد ذلك وشعروا بأنهم متحررين جدا. |