Anahtarının girdiği yerden pek hoşlandığımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لست متأكدةً بأني معجبة بالمكان الذي وضعت فيه مفتاحك |
Sana selam bile söylemedim, nasıl senden hoşlandığımı söylersin? | Open Subtitles | كيف تقول أني لا أزال معجبة بك في حين أني لم ألقِ التحية أصلاً؟ |
- Senden hoşlandığımı hiç söylemedim. - Benimle yemeğe gel. | Open Subtitles | .لم أقل أبداً أنني معجبة بك- .تعالي إلى العشاء معي- |
Sana eziyet etmekten hoşlandığımı düşünmeyeceksin. | Open Subtitles | أرجو فقط أن لا تتصوري أنني أستمتع بأن أجعلك تعانين |
Neden iğrenç hatıraların için bir çöplük olarak kullanılmaktan hoşlandığımı düşünüyorsun | Open Subtitles | ما زلت لا أعلم ما الذي جعلك تظن أني أستمتع و أنا أراك تستعملني مكبا لنفاياتك الخلقية و ذكرياتك التافهة |
Dün hamurumu ıslatırken çok acayip bir şey oldu... Senden etkilendim. Senden hoşlandığımı düşündüm. | Open Subtitles | حظيتُ حظة غريبة البارحة، لمّا لمّا كنتَ ترطّب عجينتي، وقد أُثرت، وخلتُ أنّي معجبة بك، مقزّز، صحيح؟ |
Bunu söylediğim zaman mı senden hoşlandığımı anladın? | Open Subtitles | تلك هي اللحظة التي علمتِ فيها أنك معجبة بي ؟ |
Colin Dylan'a ondan hoşlandığımı söyleyip cevabı alacak. Hayır, ondan hoşlandığını bilmesine izin verme. | Open Subtitles | وكولين سيخبر ديلان بأنني معجبة به ونرى ماذا سيقول |
Ayrıca ondan hoşlandığımı ona hiç söylemedim. | Open Subtitles | ولأكون عادلة، لم اقل له مطلقا بأنني معجبة به |
Sana Josh'tan hoşlandığımı söylediğimde bana onunla konuşursam her şeyin düzeleceğini söylemiştin hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتذكرين عندما اخبرتك أني معجبة بجوش ثم اخبرتني أنه علي التحدث الى جوش وسيكون كل شيء على ما يرام؟ |
Senden hoşlandığımı söylediğimde bana güvenmelisin, birkaç ucubeye değil. | Open Subtitles | عندما أخبرك أنني معجبة بك فعليك أن تثق بي، لا بأحمقٍ ما |
Sonradan bana babam hala hayatta olsaydı onun söyleyeceği tarzda şeyler söylemeye başladı ve ondan hoşlandığımı anladım. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك بدأ في قول اشياء ليّ ربما ابي كان سوف يقولها لو كان لا يزال حياً وعرفت انني معجبة به |
Çünkü ondan hoşlandığımı söyledim ama yine de ikiniz de onun için çabaladınız. | Open Subtitles | لأنني قلت أنني معجبة به وكلاكما حاولتم التقرب منه |
İlk In Ha'dan hoşlandığımı söylemeliydim. | Open Subtitles | كان يجب ان اخبرك من البداية انى معجبة بإن ها |
Bak, lütfen bundan hoşlandığımı sanma. Tek istediğim bir işti. | Open Subtitles | أرجوكِ ، لا تعتقدي أننى أستمتع بهذا كل ما أردته هو وظيفة |
Bundan hoşlandığımı söylememi istiyor, ama hoşlanmadım. Evet hoşlandı. | Open Subtitles | لقد اراد أن أقول أنني أستمتع لكن ليس كذلك |
Gerçekten kirli çamaşırlarımı ortalıkta konuşmaktan hoşlandığımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنين حقا أني أستمتع بحل مشكلاتي علنًا؟ |
Bak, senden hoşlandığımı söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أنظري ، أود أنا أقول فقط .. انّك تعجبيني |
Başlarda senden hoşlandığımı kabul ediyorum ve seni ümitlendirmiş de olabilirim ve özür dilerim ama başkasıyla çıkıyorum. | Open Subtitles | أعترف أنني كنت منجذبة إليك في البداية و قد أكون قدتك و انا آسفة لكنني أواعد شخصاً ما. |
Tam ağzımı açıp benim de ondan hoşlandığımı söyleyecektim ki... | Open Subtitles | أخيراً فتحت فمي بما يكفي لأخبرها حقاً بأنّنا معجب بها أيضاً |
Grayson'la yattığımda, ondan hoşlandığımı bilmiyordun. | Open Subtitles | عندما أقمتِ علاقةً مع (غرايسن) لم تكوني تعرفين أنّني معجبةٌ به |
Her şeyi göze alıyorum ve senden hoşlandığımı söylüyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأخاطِر وأقول أنّني معجبٌ بِكِ. |
Yani senden hoşlandığımı ve evli olmasaydım işlerin başka olacağını düşünmen gibi. | Open Subtitles | حسنا , أني معجب بك ولو لم أكن متزوجا لكانت الأمور مختلفة |
Babam, Autumn'un annesine kızından hoşlandığımı yetiştirdi. | Open Subtitles | أبي أفشى السر لـ أم آوتم أنني معجب بـ آوتم |
Hayır, lalelerden hoşlandığımı. | Open Subtitles | -لا, أعني بأنني أحب أزهار الزنبق |