Bebeğim, bana iltifat ediyormuş gibi geldi. hormonların yüzünden olabilir mi? | Open Subtitles | يبدو لي هذا على أنه إطراء ربما أنت منفعله بسبب الهرمونات |
Gülmek stres arttıran kortizon, adrenalin ve dopamin gibi hormonların seviyesini düşürürken endorfin gibi ruh halini düzelten hormonların seviyesini yükseltir ve tansiyonu düşürür. | TED | والابتسام يساعدك في تقليل الهرمونات الناتجة عن للتوتر مثل الكورتزول والادرلينالين والدوبامين ويرفع الابتسام دفق هرمونات السعادة مثل الاندورفين ويقلل بصورة عامة ضغط الدم |
Vücudumuzda sahip olduğumuz ... ... bu hormonların çoğu benzerdir. | TED | تلك الهرمونات مُشابهة للهرمونات الموجودة في أجسادنا |
Hayır, bunu hormonların yapıyor. | Open Subtitles | ؟ لا.. ولكن هرموناتك من تفعل هذاجين يجب عليكي.. |
Organların iflas edebilir, kalbinde sorun oluşabilir, hormonların bozulabilir, beyninde sorun oluşabilir. | Open Subtitles | هناك خطر من فشل للاعضاء الحيوية من فشل للقلب و الهورمونات مشاكل مع دماغك |
Ama düşündüğümüz şey, stresli durumlarda, ... ... bu hormonların damlaları sınırlıdır. Mesela, gıda kaynakları sınırlıdır. | TED | لكن ما نعتقده أنه تحت ظروف الضغوط مُستوى تلك الهرمونات ينخفض على سبيل المثال وجود موارد محدودة للغذاء |
Haberciler olarak hormonların görevi vücuttaki her hücreye ne zaman oksijen ve besin tüketmeleri gerektiğini iletmektir. | TED | تعد الهرمونات ناقلات رسائل وظيفتها توجيه كل خلية لتعلم متى تستهلك الأكسجين والمواد المغذية. |
vücuttaki bir takım hormonların seviyesi buna sebep oluyor. | TED | وبسبب تركيز بعض الهرمونات المحددة في أجسامهم. |
Şimdi saatler, günler öncesine bakalım: hormonların tahtına giriş yaptık. | TED | الآن يجب أن ننظر ساعات إلى أيام قبل، وبهذا نكون قد دخلنا حقل الهرمونات. |
İlk kez, çözülemeyen problemi, hormonların bu düğümlerin oluşumunu nasıl tetiklediğini anlamaya başlıyoruz. | TED | وللمرة الأولى بدأنا نفهم المشكلة العصية للحل وهي كيفية إثارة الهرمونات تشكيل هذه العُقد. |
Menopoza girdikten sonra,hormonların da etkisiyle bu topak büyümeye başladı. | Open Subtitles | و بدأت فى سن اليأس و الورم بدء فى النمو من الهرمونات ، بدء فى النمو |
Sistemi sinir vericilerini etkileyen hormonların akınında. | Open Subtitles | تتدفق الهرمونات بجسده وتؤثر بمرسلاته العصبية. |
Bu hormonların piyasaya tablet olarak sunulmadığına eminsiniz, değil mi? | Open Subtitles | وهل أنت متأكدة أنهم لايعرضون هذه الهرمونات كأقراص للمضغ؟ |
Ve şu yaz, hormonların senden kaçtığında ve sen şu küçük olayı-- | Open Subtitles | وفي ذلك الصيف عندما ذهبت الهرمونات منكِ وحصلت لك تلك الحادثة |
Sadece hormonların sana bedeninde bir şeylerin değiştiğini söylüyor. | Open Subtitles | انها فقط هرموناتك تنبهك ان.. بنيتك تتغير |
hormonların çalışıyor biliyorum ama bu kadar çabuk nasıl başka birini buldun hayret ediyorum. | Open Subtitles | اعلم ان هرموناتك نشطة الان لكنك وجدت فتاةً اخرى لتحضرها لمنزلك بالفعل ؟ |
Çünkü sanırım hormonların yüzünden kimi tehdit ettiğini unutuyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن هرموناتك جعلت عقلك ينسى من أنتِ تهددين! |
Endokrin sistemi hakkında genel bir yanlış anlama ise erkek ve kadın hormonların ayrı olduğudur. | TED | من المفاهيم الخاطئة الشائعة حول جهاز الغدد الصمّاء هو أنه هناك هرمونات ذكورية وأنثوية حصرية. |
Artan hormonların dışa vurumu sonucu olan bir şeydi kurban öldü diye üzülüp ağlamadım. | Open Subtitles | مجرد بسبب زيادة بتدفق هرمونات الحمل و ليس الحزن على موت الضحية |
Sabah bulantısı, genelde hormonların çalıştığı anlamına gelir. | Open Subtitles | غثيان الصباح a إشارة التي الهورمونات تَرْفسُ في. |
Özellikle insan tükürüğü, vücudumuzdaki proteinleri ve hormonların bileşimine ayna tutar ve bazı kanserler, bulaşıcı ve otoimmün hastalıklar için erken uyarı sinyalleri verebilir. | TED | إن لعاب الإنسان على وجهٍ خاصٍ يعكس تركيبة بروتينات وهرمونات أجسادنا، وبمقدوره إصدار إنذار مبكّر عن إصابات سرطانية مؤكَـدة والأمراض المُعدية، وأمراض المناعة المكتسبة. |
Biliyorum, konuşan sen değilsin, hormonların. | Open Subtitles | تعرفين و اعرف ان هذا ليس كلامك الحقيقي ولكنك متأثره بالهرمونات |