| hukuki açıdan ordunun bu davalara karşı koruma altında olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعتقد أن من الناحية القانونية أن الجيش محصن من هذه القضايا |
| Ülkeler birbiriyle anlaşamıyor, bu da bu sahayı hukuki açıdan fevkalade ilgi çekici hale getiriyor. | TED | الدول لا تتفق فيما بينها مما يجعل هذا المجال صعب للغاية من حيث الناحية القانونية. |
| Ne yazık ki, çoğu ebeveyn çocuklarına uygun bir şekilde tavsiye verecek bilgi ve hukuki bilgi birikimden mahrum. | TED | فلسوء الحظ يفتقر الآباء عادة إلى المعرفة القانونية ليقدموا النصح لأبنائهم. |
| ama bir yandan da hukuki yanınızın çok düzenli olması gerekiyor. | TED | ولكن أيضا الجانب القانوني يجب أن يكون في حالة جيدة جدا. |
| hukuki meseleler için, polis şefiyle saat sekizde görüşmeniz vardı. | Open Subtitles | ستقابلرئيسالشرطةفيالساعة الثامنة.. لمناقشة المواضيع القضائية .. |
| İşte o an, James Somerset, hukuki bir dönüşüm geçirmiş oldu. | TED | في تلك اللحظة، جيمس سومرست خضع لعملية الاستحالة القانونية. |
| Avukatların dediği gibi hukuki kurgulardır. | TED | هي عبارة عما يطلق عليه رجال القانون اسم الحيل القانونية. |
| Buna karşı ses çıkarmaları güvenli değilse tehlikeye dikkat çekmek ve finansal ve hukuki destek almak için bir yapay zekâ hizmeti edinebilirler. | TED | لو كان في التحدث خطرًا عليها، تقدر أن تستغيث بواسطته، أو تحصل على المشورة المالية أو القانونية. |
| Ölüm cezası söz konusuysa, hukuki işlemler en aşağı bir yıl sürer. | Open Subtitles | الاجراءات القانونية فى قضايا الاعدام عادة ما تستمِرّ لعامٍ أو أكثر. |
| Yolunda gitmeyen evliliği ve hukuki sorunları, kendisini hâlini gizlemeye çalıştığı karanlık bir çıkmaza sürükledi. | Open Subtitles | زواجه الفاشل ومشاكله القانونية أوصلته إلى طريق مسدود يحاول إخفاء هويته دوماً |
| Ama bunlarι yürütecek ve hukuki işlerimizle ilgilenecek bir ortağa ihtiyacιmιz var. | Open Subtitles | نحتاج الى شريك لأدارتهما وكذلك الى من يشرف على شئوننا القانونية |
| İşleriniz hukuki olacak, değil mi? | Open Subtitles | انت ستحافظ على شئونك القانونية ، اليس كذلك ؟ |
| Düzensiz kıyafetleriniz, deste halindeki hukuki kağıtlarınız saat zinciriniz ve düzensiz nefes alışınız. | Open Subtitles | ملابسك الغير مهندمة,حزمة الصحف القانونية, وسلسلة الساعة ,ونفسك المتقطع بعض الشئ. |
| Hukuk bilimcilerine sorarsaniz bu aynı zamanda hukuki fikirlerin de yapıtaşı. | TED | هذه أيضاً، في حال تكلمت مع العلماء القانونيين، أساسيات الأفكار الجديدة في التفكير القانوني. |
| Yerli halkların yaşadığı toprakları, şu an işgal ettiğiniz suları ve onları hâlâ yöneten yerli hukuki sistemleri öğrenebilirsiniz. | TED | يمكنك دراسة أرض السكان الأصليين والماء الموجود فيها. والنظام القانوني العرفي الذي لا يزال يحكمها. |
| Gayrimenkul Müdürlüğü, Tapu Kadastro Dairesi, hukuki İşler Bürosu; bu sırayla ve hepsinin en üst kademeleriyle. | Open Subtitles | مع مكتب تلقي الطبات و مكتب السجلات و مع القسم القانوني بحيث أنني يجب أن أتحدث مع مدير كل قسم منهم |
| Sadece hukuki mevzuatın istismar edilmesi. | Open Subtitles | هذه ليست قضية إنه سوء إستخدام للعملية القضائية |
| Bir çeşit hukuki sekreter ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | بعض أنواع أعمال السكرتاريه القانونيه أو شئ كهذا |
| Şu anda ciddi ciddi hukuki bir soru mu soracaksın? | Open Subtitles | تريد أن تطرح علي سؤالاً قانونياً الآن ؟ حقاً ؟ |
| Şimdi, eğer hukuki bir durumla karşılaşmak istemiyorsanız, size bir koşu mutfağa gidip, | Open Subtitles | والآن اذا كنت ترغب تجنب مواجهه قانونيه انا اقترح ان تجري الى المطبخ |
| Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eğer görgü tanıkları ve hukuki dayanakları olsaydı, çoktan çözmüş olurlardı. | Open Subtitles | لو كان لديهم أي شاهد ، أو دليل من الطب الشرعي لكانوا حلوا القضية بأكملها |
| Referandum, bu paraların hukuki yaptırımlara ve güvenliğe sağlanmasını öneriyor. | TED | وهذا الإستفتاء يقترح صرف تلك الدولارات لدوائر تطبيق القانون والأمن. |
| İki şirket ve bakan belgeyi imzalayınca bütün hukuki prosedür yerine gelecektir. | Open Subtitles | نحتاج لتوقيع كِلا الطرفين، سيوقع الوزير بنفسه بعدها سيكون كل شيء قانوني |
| Avukatıma bir danışmam lazım ama alışveriş terapisinin geçerli bir hukuki strateji olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لتفقدت الأمر مع محاميتي. لكنّي لا أظنّ العلاج بالتجزئة خطّة قانونيّة قابلة للتطبيق. |
| Size geri dönüşü olabilecek hukuki bir belaya bulaşmış olabilir mi? | Open Subtitles | ولكن.. أمن الجائز أنه وقع في متاعب قانونية ربما تقودهم إليك؟ |
| Bu dönemde de, hem hukuki, hem de hukuk dışı faaliyetler sürdü. | TED | الآن , نحن نري مجدداً مزيج من الأنشطة الشرعية والغير الشرعية . |
| Bu adam çok farklı bir hukuki yöntemden geliyor. | Open Subtitles | يتبع هذا الرّجل أساليب مختلفة لتطبيق القانون |
| hukuki yardıma ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | -سأحتاج إلى بعض النصائح القنونيه , قريبا ً |