Ne düşündüğüm bunun dışında. Hull House'da olacak bu gece. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس له صلة بالموضوع هذه الليلة فى منزل هال |
Ayrıca söylentilere göre, yaşlı Bay Hull müşterilerini gerçekten seviyormuş kastettiğim; cinsel anlamda. | Open Subtitles | يحبونه زبائنه يقولون بأنه منزل هال قديم بمعنى الإحساس الجسدى |
Ancak şimdi Rosalyn'in mülkü bağlandığı için Hull haklarını talep edemez. | Open Subtitles | ولان بما ان ممتلكات روزالين موقوفه هال لا يستطيع الحصول على حقوقها |
Bakan Hull ile olan randevumuzu bir saat ertelemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | يجب أن نؤجل مقابلة السكرتير "هول" ساعة أخرى |
Hull'da falan değilim. Sürekli Hull deyip durma. | Open Subtitles | أنا لست في هول توقف عن قول هذا |
Burada hiç Londra'dan bahsetmiyorlar. Tüm haberler Hull'a ait. | Open Subtitles | لا توجد هذه في لندن كلها أخبار هول |
Tokyo, tahkikatlarımı görmezden geliyor ve Bakan Hull'un sunduğu uzlaşma önerilerine hala cevap vermedi. | Open Subtitles | أهملت طوكيو ردودى المتكررة ومازلت لم أتلقى أى رد بشأن إقتراحات الحل الوسط الذى "عرضه السكرتير" هيل |
Onu biz çağırmadık ki! Hull'la arkadaş oldular. | Open Subtitles | نحن لم ندعوه، انه قد تصاحب مع هاول |
Sana göre Rosalyn'i öldüren kişi Hull'un projesinin ilerlemesini durdurdu. | Open Subtitles | تظن بان من قتل روزالين فعل ذلك ليوقف تقدم مشروع هال |
Bay Hull'a konuyla ilgili fikirlerini, arkasında kim olduğunu sormak isterim. | Open Subtitles | اود ان اسال السيد هال عن رأيه حول الموضوع |
Rosalyn'in ölümü ile Hull'ın projesi rafa kalkınca bu insanların da işleri bitti mi? | Open Subtitles | موت روزالين يوقف بناء مبنى هال وهؤلاء الناس يقومون بانهاء المنظمة بعد يوم؟ |
William Hull'un yeni projesini geri çektiğini nerden öğrendiğiniz? | Open Subtitles | ما الذي جعلك تعتقدين بان وليام هال قد اوقف مشروعه؟ |
Hull'un ekibinin inşaat alanında yaptığı bir çevre araştırmasında ortaya çıkan sorunları gündeme taşımış. | Open Subtitles | قبل عدة اشهر لقد قام بذكر بعض المشاكل في دراسة بيئية قام بها فريق هال في الموقع |
Hull'un, buldozerle yıkmak zorunda kalacakları bir parkın umurunda olmadığını söyleyen e- mailinden bir alıntı yapmış. | Open Subtitles | انه يقتبس بريدا من هال يقول بانه لا يهتم بالمتنزة، سيكون عليهم جرفه |
Sence Hull'un şirketinin içinde gizlice O'Neal'e bilgi sızdıran birisi mi var? | Open Subtitles | هل تظن بانه يوجد مسرب في مؤسسة هال والذي كان يعطي الاخبار بالسر الى اونيل |
Bu tren Scarborough, Bridlington ve Kingston upon Hull'da duracak. | Open Subtitles | القطار سيمر بـ"سكاربورج" ، "بريدلنجتون" ، "كينجستون" و "هول" |
Senin için Barney Hull'u arayayım. | Open Subtitles | دعني أضع بارني هول على الهاتف لأجلك. |
Eğer birisi haritayı mahkeme emriyle isteseydi mesela William Hull'un avukatları, çıkarlarınız korunacaktı. | Open Subtitles | إذن لو أن أحدهم أخذ الخريطة ,(محامو (ويليام هول واهتماماتك على سبيل المثال |
Oh, bu arada Bobby Hull'la birlikte büyüdüğünüzü duydum. | Open Subtitles | "لقد سمعتُ أنَّكَـ و "بوبي هول قد نشأتما سوياً |
Pazar geceleri Rusty Hull'a gidip tekila içerim. | Open Subtitles | في ليالي الأحد أذهب إلى "راستي هول" لاحتساء "التيكيلا". |
Kendine iyi bak Hull. | Open Subtitles | واهتم بنفسك يا هول |
Sayın Büyükelçi, Bay Hull birazdan sizi görecek. | Open Subtitles | . مساء الخير، سيدى السفير "السيد" هيل . سيراك خلال دقائق |
Hull'la evleneceğim. | Open Subtitles | انا سأتزوج هاول |
Sen tanıdığım en iyi insansın Hull Barret. | Open Subtitles | أنت اشرف رجل على الأطلاق قد قابلت، ياهاول بارت |